Hayvan hakları savunucusu ve vicdani retçi Burak Özgüner ölü bulundu
Hayvan hakları savunucusu ve vicdani retçi Burak Özgüner evinde ölü bulundu. Özgüner’in cenazesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Burak Özgüner ölü bulundu. Özgüner aynı zamanda hayvana şiddet için yasa çıkartılması için uzun yıllar boyunca mücadele etmiş, 2015 yılında da vicdani reddini açıklamıştı.
Gazete Duvar’ın haberine göre, Özgüner’in ölüm nedeni henüz kesinleşmedi. Olayla ilgili incelemeler sürerken Özgüner’in cenazesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.
ULUDERE’DE KATLEDİLEN KATIRLAR İÇİN MÜCADELE ETTİ
Özgüner akla gelen ilk hayvan hakları savunucularından biriydi. Hayvana şiddete karşı yasa çıkartılması için mücadele eden Özgüner, 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde TSK tarafından katledilen katırlar için de mücadele etti.
Özgüner, katırlar için verdiği mücadele sonuçsuz kalınca ve Roboski’de katırlara yönelik silahla yaralama, öldürme fiilleri devam edince 2015’te vicdani reddini açıkladı.
Bunun üzerine askerlik şubesi, Özgüner hakkındaki soruşturma başlatarak dosyayı savcılığa gönderdi. Savcılık, Özgüner hakkında iddianame hazırladı ve Konya Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Özgüner en son iki gün önce Konya’da hakim karşısına çıkarak, “Kimse hakkını kullandığı için cezalandırılamaz” dedi.
HAZİRAN DİRENİŞİ EYLEMLERİ NEDENİYLE ALTI YIL SONRA HAKKINDA DAVA AÇILDI
Özgüner, Gezi Parkı eylemleri sırasında polis şiddeti nedeniyle ölen ve yaralanan hayvanları gündeme getirmek için de eylem gerçekleştiren isimlerden biri. Bu nedenlerden dolayı geçtiğimiz aylarda Özgüner hakkında “terör soruşturması” başlatıldı.
Gezi Parkı Eylemleri sırasında, hem Burak Özgüner’in o dönem çalıştığı kliniğe hem de başka kliniklere birçok yaralı ve saldırıdan etkilenen hayvan getirilmişti. Özgüner ve arkadaşları, hayvan hakları ihlalleriyle ilgili bir rapor hazırladı ve Cenevre’deki Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak için hazırlık yaptı.
Grup, mahkemeye yapacakları başvuruyu duyurmak adına 28 Eylül 2013 yılında Gezi Parkı merdivenlerinde bir basın açıklaması düzenlemek istedi ancak polis saldırısı ile karşılaştı. Polis, basın açıklamasının okunmasına, izin vermeden gelenleri Taksim Meydanı’na doğru sürükledi. Özgüner ile birlikte 14 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişiler sağlık kontrollerinin ardından serbest bırakıldı.
İKİ GÜN ÖNCE HAKİM KARŞISINA ÇIKMIŞTI
Burak Özgüner, Konya Asliye Ceza Mahkemesi’nde yaptığı savunmasında şunları söylemişti: “Ben vicdani retçiyim. Savaş ve şiddet karşıtıyım. Aynı zamanda hayvan hakları aktivistiyim. Şırnak’ta TSK tarafından katırların öldürülmesi üzerine hukuk mücadelesi başlatmıştım. Katırların askerler tarafından vurulduğunu Tarım ve Orman Bakanlığı da doğruladı. Verdiğimiz hukuk mücadelesi sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine 2015 yılında vicdani reddimi açıkladım. Vicdani ret Türkiye’de hak olarak kabul edilmese de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde anayasamıza göre bu sözleşmeler dikkate alındığında vicdani ret bir haktır. Kamu Denetçiliği Kurumu’na yapmış olduğum başvuruda da bunun bir hak olduğu bildirilmiştir. Ancak incelenemezlik kararı verilmiştir. Bu davaya konu olan idari para cezalarının kesinleşmesi ile Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğum bireysel başvuru bulunmakta. Kimse hakkını kullandığı için cezalandırılamaz.”
‘HESAPLARIM BLOKE EDİLDİ’
Özgüner, vicdani reddini açıkladıktan sonra birçok baskıyla karşılaştığını anlatmıştı.
Özgüner şunları söylemişti: “Davada iddia edildiği gibi ‘bakaya’ değil, vicdanî retçiyim. Hukukî olarak yorumladığımızda, hem ulusal hem de uluslararası mevzuata göre bir hak olan vicdanî ret açıkladığım için cezalandırılmak isteniyorum. Eğitim, çalışma, seyahat, konaklama gibi birçok hakkım ihlâl ediliyor. Son olarak da hesaplarım bloke edildi. Bu davadan beraat kararı alsam bile tekrar ve tekrar yargılanma ve cezalandırılma tehdidi altındayım. Vicdanî ret açıklamak bir suç olarak tanımlanmamış durumda. Ortada bir suç yokken, Anayasa ve taraf olunan uluslararası sözleşmelere aykırı bir şekilde yargılanıyorum. Türkiye’de vicdanî ret hakkı tanınana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”