A3 Haber

HDP’den ‘Meclis’te kalma’ kararı

HDP’den ‘Meclis’te kalma’ kararı

HDP’den ‘Meclis’te kalma’ kararı
Kasım 20
13:35 2019

“Sine-i millete dönme” tartışması yapan HDP, meclisten ve belediyelerden ayrılmama kararı aldı.

HDP’li belediye başkanlarına yönelik görevden uzaklaştırma ve yerlerine kayyum atama uygulaması HDP’ye yakın kesimler ve parti içinde “sine-i millet” tartışmasını gündeme getirdi.

HDP, TBMM çatısı altında aktif siyaseti sürdürüp sürdürmeyeceğine dair kararını ise verdi.

HPD Meclis’ten çekilmeyecek

31 Mart yerel seçimlerinin ardından 24 belediyesine kayyum atanan HDP, bugün Ankara’da toplandı. Toplantıda, kayyum raporu açıklanırken, bundan sonraki yol haritasıyla ilgili de bir deklarasyon yayınlanacak.

Toplantıda, belediyelerden ve Meclis’ten çekilme konusu masaya yatırılırken, HDP, Meclis’ten çekilmeyeceğini açıkladı.

Buldan ve Temelli’den açıklama

Toplantıda kürsüye çıkarak söz alan, HDP Eş Genel başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDP’nin Meclis’te kalacağını açıkladı.

Buldan, “Demokratik siyasetteki ısrarımızdan asla geri adım attıramayacaklardır” derken, “Kürt’e seçtirmem, seçse de yönettirmem anlayışına tüm topluma yerleştirmeye çalışmaktadırlar” diye belirtti.

Erken seçim çağrısı

İktidara erken seçim çağrısı yapılan deklarasyonda, muhalefete de erken seçim talebi etrafında birleşme çağrısında bulunuldu.

Kayyumların demokrasiye vurulmuş açık bir darbe ve faşizme giden yolda yeni bir ivme olduğu belirtilerek, iktidarın 2020 yılında Meclisi, 2021’de Anayasa’yı tümden anlamsızlaştırmayı hedeflediği ve 2023’te rejiminin başarısını açıkça ilan etmeye hazırladığının altı çizildi.

Deklarasyon yayınlandı

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli tarafından açıklanan deklarasyondan satır başları şöyle:

  • Türkiye’nin artık bir kayyum rejimi ile yönetildiği bütün çıplaklığı ile ortadadır. 15 Temmuz darbe girişimini fırsata çevirerek Olağanüstü Hal ile bir siyasi darbe yapan AKP, daha sonra yanına aldığı MHP ile oluşturduğu iktidar bloğu, ilk işlerden biri olarak yerel yönetimlerde irade gaspına girişmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de siyasi darbe ve kayyum zihniyeti üzerine inşa edilmektedir. 31 Mart seçim sonuçlarını tanımayan AKP, toplumsal meşrutiyetinin kalmadığını kabul etmiştir.
  • Kayyum uygulaması Kürtlere karşı düşman hukuku uygulamasıdır. 31 Mart seçimlerinden sonra da tam hız devam ettirilen kayyım politikası herkesten ve her şeyden önce Kürt halkının ve bölgedeki diğer seçmenlerin siyasi iradesinin çiğnenmesi, yok sayılmasıdır. Kayyum politikaları hem hukuku hem de hukuk devleti temelinde toplumsal barış inancını yok etmeye yöneliktir. Kurulmak istenen rejimin prototipidir.
  • Seçme ve seçilme hakkı demokratik işleyişin en temel şartıdır. Evrensel insan hakları hukuku da Türkiye Anayasası da bunu kabul etmektedir. Seçme ve seçilme hakkının gaspı en başta bu gerçekleri tanımamak ve yok saymaktır. Tek bir ilde veya ilçede seçmen iradesinin gasp edilmesi, toplumun tümünün iradesine hakarettir.
  • Atanan her kayyım demokrasiye vurulmuş açık bir darbedir, faşizme giden yolda yeni bir ivmedir.
  • Türkiye’nin bir kayyum rejimi ile yönetildiğini ve bu rejimin her alana yaygınlaştırılmak istendiği iktidarın temsilcileri de saklamamaktadır. İktidarın sürekli dile getirdiği 2023 hedefinin bu plandan bağımsız olduğu yanılsamasına hiç kimse kapılmamalıdır. 2020’de Meclisi, 2021’de Anayasa’yı tümden anlamsızlaştırmayı hedefleyen bu proje, 2023’te rejiminin başarısını açıkça ilan etmeye hazırlanmaktadır.
  • Kayyum politikalarını sadece HDP’ye, belediyelere ve Kürt halkına bir saldırı olarak görmek, iktidarın stratejik planlarının farkında olmamak demektir. Bu zihniyetin başarıya ulaşabilmesinin yolu toplumsal ve siyasal muhalefetin tümünün etkisiz hale getirilmesidir. İktidarın planlarının önündeki en büyük engel HDP ve Kürt halkının mücadelesi olduğu için, saldırıların odağına bizleri oturtmaktadır. AKP-MHP ittifakı tek adam rejimine dayalı faşizmi kurumsallaştırmak için yerel yönetimleri hedef almaktadır.
  • Kayyum rejimi savaş rejimidir. Kayyuma karşı mücadele barış mücadelesidir.
  • Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarının büyük acılar çekerek, ağır bedeller ödeyerek elde etmiş olduğu kazanımlardan vazgeçmeyecektir. Yerel yönetimler dahil, yaşamın bütün alanlarında kapsamlı, sistemli ve çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıya olan HDP, hiçbir mücadele alanından çekilmeyecek, demokratik ve meşru zeminlerde mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürecektir. Hedef demokratik siyaseti büyütmektir, söndürmek değil. Bizler bu anlayışımızda ve kararlı demokrasi mücadelesinde ısrarlıyız.
  • Seçilmişlerimiz de halkın kendilerine verdiği görev ve sorumlulukları kayyım gasplarına aldırmadan bütün imkanları ile yerine getirmeye çalışacaktır. Halkımız, daha önceden olduğu gibi iradesine, seçilmişlerine, partisine sahip çıkacaktır. Halk bizlerle beraber mücadeleye, fiilen çalışmaya devam edecek ve adaletsizliğe karşı mücadelesini yürütecektir.
  • Türkiye halklarının AKP-MHP sultasından kurtulması için ‘erken seçim’ diyoruz. Bu bir meydan okuma çağrısıdır. Buradan hodri meydan diyoruz! Bütün muhalefeti bu erken seçim talebinin etrafında birleşmeye ve harekete geçmeye çağırıyoruz.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER