Züğürt bezirgân, eski defterleri karıştırırmış.

Malum söze, şunu eklemek gerekiyor şimdi…

Karıştıracak eski defter kalmayınca da, yeni icatlar ararmış.

Çok ararsan bulursun.

Buldular nitekim:

1- Konaklama vergisi.
2- Değerli konut vergisi.
3- Dijital hizmet vergisi

Çevire çevire yazmalı bütün bunları.

Cepten kalan son kuruşları da almak için girişilen numaraları, şu torba yasanın içine tıkıştırılan maddeler ile kendilerine sağlanan yeni imtiyazları anlatmalı.
Yazmalı, anlatmalı da…

“Ne olacak CHP’nin hali?” sorusu, inat ve ısrarla önümüze dayatılmasa!

Gazeteci (!) Talat Atilla…

Gelinen noktada:

Saray’a giden CHP’li yok.

İşin orası belli.

Yine belli ki: Rahmi Turan yarım yüzyılı fazlasıyla geçen meslek hayatındaki en büyük kazığı yemiş durumda.

Ya kazığı atan, kim o?

Rahmi Turan “Siyasi bir kişilik olduğunu söyleyemem. Kaynağım Saray çevrelerine yakın bir gazeteci. 20 yıldır tanıdığım bir gazeteci arkadaş” dedi önce ama baskılar yoğunlaşınca “haberi kendi yazmayıp, başkasına servis eden” gazeteci(!)yi ilan etti.

Aslında Talat Atilla isimli şahıs, dün gece yarısından beri adı “fail” olarak dillendirilen biriydi.

Anında yazılanlara “çok çirkin” demiş, yazanları da “mahkemeye vereceğini” söylemişti.

Neyse, bu onun sorunu!

Fakat Rahmi Turan’la arasının iyi olduğu, Sözcü’deki yazılarını kendi internet sitesinde yayınlamasından anlaşılıyor.

Sadece Rahmi Turan değil, Uğur Dündar ile de muhabbeti kuvvetli.

Öyle olmasa, Uğur Dündar 9 Kasım’da (önemli bir CHP’linin de 9 Kasım’da Saray’a çıktığı iddia edilmişti) 3 milyon takipçili hesabından Talat Atilla’ya tam destek verir miydi?

Kılıçdaroğlu’nun ihtiyacı yok

AKP koro halinde, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedefe koymuş.

Hazindir, koroya iştirak eden kimi CHP’liler de var.

Neymiş?

Kılıçdaroğlu Kurultay öncesinde rakiplerini tasfiye etmek amacıyla bu işi kurgulamışmış.

Her ne kadar olay patladığında “Ben zaten biliyordum” falan demesi, akla ziyan olsa da; “mışmış” dememin nedeni, Kılıçdaroğlu’nun şu aşamada hiçbir oyuna, tezgaha, kumpasa ihtiyacı olmamasından kaynaklanıyor.

Siyasi yaşamındaki en kudretli dönemi yaşadığından, kimin kuşkusu olabilir ki?!

Mal bulmuş mağribiler

Yaşanan ne varsa, bir derstir herkese.

Başta gazetecilere.

Elbette siyasetçilere de.

“Mal bulmuş mağribi” gibi atlamayacaksın, her önüne gelene, hele ki getirilene!

Düşüneceksin, sorgulayacaksın önce.

Yoksa balondan beter şişersin böyle!!

Bu iş böyle bitmez

Ve netice…

Eteğindeki taşı dökmek zorunda adı geçenler.

Bildiklerini tek tek söylemeli, açıklamalı.

Kumpasın adı, adresi mutlaka açığa çıkmalı, çıkarılmalı.

Öylesine ki, sadece ders değil, ibret de olmalı.