A3 Haber

Tahir Elçi anıldı: ‘Failleri bulunana kadar takipteyiz’

Tahir Elçi anıldı: ‘Failleri bulunana kadar takipteyiz’

Tahir Elçi anıldı: ‘Failleri bulunana kadar takipteyiz’
Kasım 28
14:52 2019

Diyarbakır’da dört yıl önce Baro Başkanı iken tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada yaşamını yitiren Tahir Elçi, vurulduğu yerde anıldı. Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Elçi’nin failleri bulununcaya kadar davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

Tahir Elçi, Diyarbakır Baro Başkanı iken, çıkan çatışmalarda tarihi dokunun tahrip olmasına tepki amacıyla 28 Kasım 2015’te Sur’daki tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde basın açıklaması yaptığı sırada başından vurulup yaşamını yitirdi. Elçi’nin ölümünün dördüncü yıldönümü nedeniyle anma töreni düzenlendi.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Türkiye Barolar Birliği yöneticileri ile Gaziantep, İzmir, Ankara, Diyarbakır ve bölge kentlerin barolarına üye avukatlar, adliye önünde bir araya gelerek Elçi’nin vurulduğu tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önüne kadar yürüdü. Kalabalık, Elçi’nin vurulduğu yere karanfiller bıraktı. Tahir Elçi’nin vurulduğu gün yaptığı basın açıklamasının metninin okunduğu anmada, saygı duruşunda bulunuldu.

“Direneceğiz, faillerini bulacağız”

Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, failleri gösteren bazı delillerin adli tıp yetkilileri tarafından ortadan kaldırıldığını söyleyerek, faillerin bulununcaya kadar davanın takipçisi olacaklarını belirtti.

Failleri tespit etmek için tamamen bilimsel yöntemlerle bir uzmanlık raporu hazırlattıklarını aktaran Aydın, Tahir Elçi’ye hitaben şöyle konuştu: “Bu raporda olası üç fail tespit edildi. Savcılığa sunduk. Ne yaptılar dersin? Kocaman bir hiç. Soruşturma faillerini bulmaktan çok adeta saklamaya odaklanmış durumda. Katledilişinle ilgili içişleri bakanlığı müfettişleri bir rapor hazırlamışlar. Bu raporu istiyoruz, tıpkı senin takip ettiğin dosyalardaki gibi bizden de saklıyorlar. Failleri gösteren bazı deliller adli tıp yetkilileri tarafından ortadan kaldırılmış. Suç duyurusu yapıyoruz bu konuda, verecek cevapları yok. Yazdığımız dilekçelerin haddi hesabı yok. Ama tam da senin yazdığın dilekçeler gibi şimdilik cevapsız. Sanma ki takipsiz bırakacağız, takip edeceğiz, direneceğiz ve faillerini bulacağız.

“Belki bir adalet yağmuru yağar”

Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de eşini okuduğu şiirle andı.

Türkan Elçi, “Bir ömrüm hukuka ibretlik seren camını bir ağıdı kısa ömür üzerine olanı taştan bir sokağı anlatmaya geldik. Yine tende yara yürekte keder gecenin karanlığında ölüm kokusu. Sen gittin gideli içimizde yıkılmış bir şehir uyur. Niçin uyanmaz. Uyuduğun sokak kırık dökük gidişin eksiklikti desem yine her şey eksik kalır. Bu dar sokakta eksilen sendin çoğalan ölümdü. Ardından her şey biraz daha eksildi. Mesela huzurumuz hürriyetimiz umutlarımız eksildi gel, gel kurtar bizi kimsesiz kalabalıktan yine dört ayaklı kapına geldik. Yine kasım ayı mevsim son bahar avucumuz boş. Elimiz yüreğimizde getiremedik bu sokağa gecenin öksüzlüğünde uyuyan adalet serzeniş yakarış olup damlar avuçlarımıza. Sen gittin hanemizde acıdan başka ne kaldı. Barış isteyen bir adama arkadan vurmanın alçaklık olduğunu haykır. Belki biter bu sabahsız gece. Belki zulüm susar kan susar belki umulmaz kaderimiz beklenmedik düzlüklere çıkar. Tanrının adını günde 5 kez anan bu minareye ölümüne şahitlik yapan bu minareye ahvalimizi anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Belki ilahi adalet yerini bulur belki gözümün yağmuru diner. Belki bu sokağa bahar gelir. İnsanın insanı yitip bitiren kavgası son bulur. Belki karanlık cinayet faili meçhul olmaktan çıkar. Belki bir adalet yağmuru yağar bu ülke Tahir olur belki bir nebzede olsa biter bu sokakta bizi öldüren bu son bahar havası” diye konuştu.

Dört Ayaklı Minare’nin önünde yapılan anmanın ardından grup, Elçi’nin mezarının bulunduğu Yeniköy Mezarlığı’na gitti.

Ne olmuştu?

Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 saat 11.00 sularında, Diyarbakır Sur’da, 16’ncı yüzyıldan kalma Şeyh Mutahhar Camii yanındaki tarihi Dört Ayaklı Minare’nin 3 gün önceki çatışmalarda açılan kurşun yaraları önünde Diyarbakırlılarla birlikte basın açıklaması yapıyordu. Elçi, “Tarihi değer ve eserlerimize, insanlığın bin yıllık emeğine, birikimine, bu kadim şehre sahip çıkalım” diyor, “Bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz” çağrısında bulunuyordu. Açıklaması sona ererken “Uzak olsun” dediği silahların sesleri duyuldu. Ardından 2 kişi koşarak açıklamanın yapıldığı Yenikapı Sokak’a girdi. Açıklamada bulunan sivil polisler, koşan sahıslara ateş açtı. Elçi, bu çatışmada, ensesinden aldığı kurşun yarasıyla, korumaya çalıştığı tarihi minarenin ayakları önünde yaşamını yitirdi. Yenikapı Sokak’taki çatışmada hayatını kaybeden tek kişiydi.

Yüzlerce ölüm tehdidi

Cinayetten yaklaşık bir buçuk ay önce, 14 Ekim 2015’te, CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge” programına katılan Tahir Elçi, PKK’nin terör örgütü olarak değerlendirilmemesi gerektiğine yönelik sözleri üzerine 20 Kasım 2015’de Diyarbakır’da gözaltına alınmış ve İstanbul’a sevk edilmişti. Savcılık tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen Elçi, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılmıştı. Bu süreçte yüzlerce ölüm tehdidi almıştı. Bu tehdit mesajlarını gönderenlerden bazıları, cinayeti nasıl işleyeceklerini dahi tarif etmişlerdi.

“Failleri bir an önce bulunacak” sözü verilmişti

Elçi’nin yaşamını yitirmesinin ardından HDP, bunun bir suikast olduğunu savunurken dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, “Bir polisin öldürülmesinden sonra güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada öldü” iddiasını öne sürdü. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ise “İki ihtimal var, birisi suikast” dedi. Ardından “Bu olay mutlak surette aydınlatılacaktır. Bizim dönemimizde faili meçhullere izin vermeyiz. Öyle bir durum varsa mutlaka araştırılacaktır, kim bunu yaptıysa ortaya çıkarılacaktır” sözünü vermişti.

Dört yılda iğne ucu kadar mesafe kat edildi

Ancak Davutoğlu’nun verdiği söz tutulmadı. Olay yeri halka açık bırakıldı, deliller usulüne uygun toplanmadı, dört yıldır süren soruşturmada dört başsavcı, beş savcı değişirken bir kişinin bile ne fail ne de şüpheli olarak ifadesi alındı.

Görüntülerde Elçi’nin bulunduğu yöne doğru ateş ettiği açıkça görülen üç kolluk görevlisi ise sadece ‘tanık’ olarak dosyada yer aldı. Olay yerinde bulunan 30’u aşkın polisin silahlarına dair kriminal inceleme de yapılmadı. Elçi’yi vuran kurşunun hangi silahtan çıktığı tespit edilmedi. Cinayetin aydınlatılması yönündeki tüm çağrılara ve kamuoyu baskısına rağmen soruşturma etkin yürütülmedi. Yani dört yılda iğne ucu kadar mesafe kat edildi.

About Author

Uğraş Vatandaş

Uğraş Vatandaş

Related Articles

TÜM HABERLER