A3 Haber

İktidarları rahatsız etmek, görevimiz

İktidarları rahatsız etmek, görevimiz

İktidarları rahatsız etmek, görevimiz
Aralık 15
13:05 2019

Demokrasi, örgütlü toplum varsa ve sesini yükseltmekten çekinmiyorsa, vardır.

Türkiye’de az olan ve giderek sıfırı tüketmeye doğru itilen bu varlığın kendini korumaya çalışması ise iktidarın her türünü (!) rahatsız ediyor.

Yani sorun, sadece ülkenin başındakiler değil.

Şehirleri yönetenler de buna fazlasıyla dahil.

Bence rahatsız olmalarında sakınca yok.

Örnekse İzmir’deki iktidar sahipleri, “İzmir Yaşam Alanları” girişiminin açıklamasını iyi okusunlar.

Ve dilerim okuduklarından çok rahatsız olurlar!

İstemezükçü değil, İsterizci

“🍀 Biz Kültürpark, Kent Parkı olsun istiyoruz, oradaki ekolojik yaşam sürsün, orası Behçet Uz’un hayalindeki gibi bir park olsun İSTİYORUZ…

🍀 Biz Elektrik Fabrikası Büyükşehir ya da Konak Belediyesi tarafından satın alınsın ve kamusalalanlara eklensin ve halk yararına işlevlendirilsin İSTİYORUZ…

🍀 Biz ‘İzmir İstanbul olmasın’ derken, İzmir’in kendine özgü çok kültürlü, insanı önceleyen sosyolojik, kültürel yapısı, demokrat anlayışı, dayanışma kültürü devam etsin İSTİYORUZ…

🍀 Biz İzmir’in tarihi, kültürü, kıyısı, ormanı, körfezi, flamingoları, tarım ve sulak alanlarıyla, kısaca tüm yaşam alanları ile yaşasın İSTİYORUZ…

🍀 Biz Havagazı Fabrikası, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, APİKAM gibi kamusal alanların çoğalarak İzmir’e kazandırılmasını İSTİYORUZ…

🍀 Biz Kamu yararını ve kent yararını, kentli hakkını İSTİYORUZ…

Ve evet BİZ ‘istemezükçü’ değil, neyi, ne için istediğini bilen İSTERİZCİLERİZ.”

Yanlıştan dönmek iyidir

Pardon.

“Adrese teslim” bir cümle daha vardı, okunması gereken:

“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer bilsin ki biz kamuya aykırı her adıma karşı duracağız. Kente ilişkin verdiğiniz yanlış kararlardan hızla geri dönüp, kamucu bakış açısıyla, kent ve kamudan yana kararlar almanızı, sermaye ile aranıza mesafe koymanızı İSTİYORUZ.”

İşte bu cümlenin daha mürekkebi kurumadan ve kuşkusuz çığa dönüşen büyük tepkinin de kaçınılmaz etkisiyle, o yanlışlardan biri için dönüş kararı verildi dün akşam saatlerinde.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “yargı kararları ile devam eden hukuk sürecini” nihayet hatırlayıp; Zorlu Konak gökdeleni için verilen inşaat ruhsatının iptal edileceğini peş peşe açıkladılar.

Güzel haberdi bu.

Sebebi ne olursa olsun, yanlıştan dönmek iyidir.

Çav Bella’nın öyküsü

Tunç Soyer’in adı geçmişken, onu da ilgilendirecek, hatta mutlu edecek bir video aktarayım:

“Çav Bella’nın öyküsü…”

YouTube video

Cesaretin var mı geleceğe?

Ahmet Davutoğlu’nu bekleyen en büyük tehlike, iktidardan gelen ve gelecek saldırılar karşısında “yenilmeye mahkum” bir görüntü vermesidir.

O zaman büyüyemez, güçlenemez.

Gün gelir, bugün yanında duranlar bile kaçar, gider.

Şaka değil.

AKP’nin genel başkanlığını yapan biri o.

Kim, kimdir; biliyor!

Memlekette başbakanlık yapan biri o.

Hangi taşın altında ne var, biliyor!

Zaman, sahip olduğu gücü kullanması zamanıdır.

* * *

Partisinin kuruluşunu açıklarken dedi ki:

“Yeni şeyleri ancak korkulardan ve tabulardan kurtulmuş olanlar söyleyebilirler. Yeni şeyleri ancak bugüne inançları ve yarına umutları olanlar söyleyebilirler.”

Tamam.

Kanıtlayın.

Örnekse, iktidar ortağı MHP’nin “yalancı pehlivan” eleştirisini/suçlamasını boşa çıkarın.

Yanlışları, kötüleri ortaya çıkarmaktan ve bunları yok edip, yerine doğruyu ve iyiyi yapacağınıza dair güven aşılamaktan başka çareniz yok zaten.

Neden “pişmiş kelle” denir?

Yerli yersiz gülenlere “pişmiş kelle gibi sırıtma” denir.

Neden denir?

İşte yanıtı:

 

 

 

 

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER