Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un Fethullah Gülen cemaati ile ilişkilendirilerek tutuklanmasının siyasi sonuçları olacaktır mutlaka.

Bize ulaşan ifadeden yola çıkarak şu tespiti yapabiliriz.

Zaten Burak Oğuz da ifadesinde aynı şeyleri söylüyor.

Daha dava yeni açılmış, yargılarsın, suçlu görürsen hapse atarsın. Sadece adamın kaçma ihtimali var ise tutuklu olarak yargılarsın.

Tabii bunu 17 Aralık gününe getirmek de ayrı bir mesele.

AKP buna benzer olayları tırmandırıp başka belediye başkanlarını da içeri alır ve bir algı yaratmaya çalışır mı?

Mümkün görünüyor.

Fethullah Gülen cemaati ile CHP’yi ilişkilendirmek, muhalefeti yıpratmak, yeni kurulan partilere olan yakınlaşmayı engellemek, dışta yaşanan olumsuz gidişe karşı kamuoyunun ilgisini başka yöne çekmek.

Bunlar bildiğimiz siyasi taktikler.

Urla deyip geçmemek gerekiyor. Bölgenin en önemli rant alanlarından biri. Kupon arazi sayısı hayli yüksek. Eğer bir kayyum atanırsa AKP’li inşaatçılar buraya epey ilgi göstereceklerdir.

İzmir’in kaymak tabakası, İstanbul’un emeklilik zamanı gelmiş burjuvaları, sanatçısı, ekonomisti hepsi Urla’da yaşıyor. Bu da işin bir başka boyutu…

Tabii bir de bunun CHP tarafı var. Burak Oğuz’u kimlerin destekleyip aday yaptığına yönelik.

Şimdi asıl onlar açıklama yapmalı, neden bu ismi öne çıkardıklarını paylaşmalılar.

CHP kamuoyu, bir milletvekilini ve İzmir Büyükşehir’i siyasi anlamda yöneten ismi, bu çerçevede tartışmaya açtı bile.

Bugün ikisini de görmedim, ne il başkanlığında yapılan açıklamada ne de Urla’daki dayanışma toplantısında.

Eski İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu da görmedim. Bir Urla seçmeni ve hatta mahalle delegesi olarak olarak böyle bir dayanışmanın içinde olmalıydı.

Bu süreç uzun ve meşakkatli olacak.

O nedenle tüm muhalefet taşın altına elini koymalı ve kayyum sıkıntısından İzmir’i ve Urla’yı kurtarmalıdır.