A3 Haber

Kanal İstanbul’u en çok NATO istiyor: Bir taşla birkaç kuş vurmak

Kanal İstanbul’u en çok NATO istiyor: Bir taşla birkaç kuş vurmak

Kanal İstanbul’u en çok NATO istiyor: Bir taşla birkaç kuş vurmak
Aralık 23
10:06 2019

İstanbul yakın gelecekte ciddi bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya.
Bilim insanlarına göre önümüzdeki 30 yıl içerisinde İstanbul’da depremin gerçekleşme olasılığı yüzde 65 civarında.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü bir rapor yayınladı.

Olası 7.5 büyüklüğünde bir depremde çok katlı, orta yükseklikte betonarme binalardan tekrar kullanılamayacak derecede hasar görecek yapılar ile can kayıpları bu rapora göre tahmini olarak şöyle belirlendi:
Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Büyükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler, Zeytinburnu, Fatih, Kadıköy, Maltepe, Kartal, Pendik, Adalar da binaların yüzde 50’si, binde 6 can kaybı.

Bayrampaşa, Eyüp, Beyoğlu, Beşiktaş, Üsküdar, Ümraniye bölgesinde binaların yüzde 20’si,
binde 2 can kaybı.

Kağıthane, Sarıyer, Beykoz bölgesinde binaların yüzde 9’u, binde 3 can kaybı.

***

Bu kadarla kalmıyor elbette.

Muhtemel depremde ayrıca, bir çok alt ve üst geçit ile viyadüklerin hasar göreceği, E-5 ve TEM otoyollarının ulaşıma kapanacağı, doğal gaz şebekesinde meydana gelecek hasarların bir “erken uyarı” sistemi ile basınç düşürülmediği takdirde büyük patlamalara ve yangınlara yol açabileceği, deprem açısından riski yüksek bir bölgede kurulmuş bulunan Ambarlı Termik Santrali’nin hasar görerek devre dışı kalacağı, bu nedenle İstanbul’da senaryo depremi sonrasında uzun süre elektrik kesintisi olacağı tahmin edilmektedir.

***

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “hayalim” dediği Kanal İstanbul için önümüzdeki günlerde ihaleye çıkılacağı açıklandı.

Plana göre kanalın uzunluğu 40-45 kilometre, genişliği yüzeyde 145-150 metre, tabanda ise yaklaşık 125 metre, suyun derinliği de 25 metre olacak.

Projenin etüt çalışması iki yıl sürecek.

Maliyetinin ise 10 milyar doların üzerinde olabileceği belirtiliyor.

Projenin askeri sorunların yanı sıra Montrö Anlaşması üzerinde yarattığı tartışmalar ise sürüyor.

Sorunun yaptırırım-yaptırmam tartışmasına dönüşmesi ise en çok iktidarın işine yarıyor.

***

Gelecek 30 yıl içinde büyük bir depremin beklendiği İstanbul’da, 10 milyar dolarlık projeyi hayata geçirmek için acele edilirken, İstanbul’un depreme karşı hazırlığı ise hep gözardı ediliyor.

Oysa devletin kayıtlarına göre İstanbul depreme maalesef hazır değil.

Acelece belirlenmiş deprem toplanma alanlarının imara açılmasından tutun da, riskli yapıların güçlendirilmesi ya da kurumlar arası eşgüdüm bile henüz tam anlamıyla sağlanabilmiş değil.

***

İstanbul için hayati önem taşıyan deprem hazırlığı için yeterli ekonomik kaynak yaratılmazken, milyar dolarlık proje neden yeniden gündeme getirildi?

Aslında bu sorunun yanıtı, ABD ile ilişkileri bir gerdirip bir gevşeten AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretlerinde ince ince görülüyor.

ABD, NATO üzerinden Rusya’yı kuşatmaya çalışırken, Türkiyesiz bunu gerçekleştiremeyeceğini iyi biliyor.

Bu yüzden de Bulgaristan ve Romanya 2004’te NATO’ya aldı.

Gürcistan ve Ukrayna’yı de NATO şemsiyesine alma hamleleri şimdilik gerçekleşmedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” sözlerine sert tepki verenlerden biri kimdi?

Elbette AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Ne dedi Erdoğan?

“Sayın Macron bak Türkiye’den sesleniyorum, NATO’da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir…”

Macron’un sözlerine bir başka tepki veren ABD Başkanı Donald Trump da, “NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini söylemek çok aşağılayıcı” dedi.

***

3-4 Aralık 2019’da Londra’da NATO zirvesi yapıldı.

ABD Başkanı Trump ile Erdoğan bir araya geldi.

Resmi açıklamada; “İki lider, Türkiye’nin ittifak taahhütlerini yerine getirmesi, ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılarak güçlendirilmesi, bölgesel güvenlik sınamaları ve enerji güvenliği konularını ele aldı” denildi.

Can alıcı tümce ise, “Türkiye’nin ittifak taahhütlerini yerine getirmesi.”

Bu taahhütler arasında NATO’nun gün geçtikçe büyüyen Standing Naval Force in the Black Sea yani Karadeniz Deniz Kuvvetleri olabilir mi?

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesinin ardından Kanal İstanbul’u yeniden gündeme taşıması, hatta “önümüzdeki günlerde ihaleyi yapıp başlıyoruz” sözleri tesadüf mü?

İşte bu yüzden İstanbul depremi için alınacak tedbirler yerine Kanal İstanbul’un tartışmaya açılmasına bir de bu gözle bakmak gerekli.

Bir taşla birkaç kuş vurmak bu değil mi?

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER