Bakanlıktan yapılan açıklamada Kanal İstanbul’un tartışma yaratan ve uzmanların tepkisini çeken ÇED raporunun onaylandığı duyuruldu. 10 günlük itiraz süresinde ÇED raporuna 100 binden fazla yurttaş dilekçe vererek itiraz etmişti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul ÇED Raporu’nu bugün itibarıyla onayladıklarını bildirdi.

Uzmanlar raporun hazırlanış şekli ve içeriğine dair pek çok itirazda bulunmuştu. Projeye onay veren raporda projenin yaratacağı pek çok sorun kabul ediliyordu.

İstanbul su kaybına uğrayacak

Kanal İstanbul projesi için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre İstanbul bu proje yüzünden yıllık ortalama 32.7 milyon metreküp su kaybına uğrayacak.

Raporda, Kanal İstanbul Projesi yüzünden iptal edilecek Sazlıdere Barajı ile yıllık 30 milyon metreküp ve Terkos Gölü’nde meydana gelecek kayıp nedeniyle yıllık 2.7 milyon metreküp olmak üzere İstanbul’un yıllık toplam 32.7 milyon metreküp su kaybedeceği vurgulanıyor.

Bu durumun İstanbul’un su güvenliğini tehdit altına sokacağı belirtiliyor.

“Lojistik değil rant projesi”

Bilim ve Aydınlanma Akademisi, yayımladığı açıklamada, “Kanal İstanbul’un bir lojistik proje olmaktan çok bir gayrimenkul ve inşaat projesi olduğu sonucuna varılabilir. Proje kendi başına yatırımı karşılayamamakta, kanal çevresindeki gayrimenkullere bel bağlanmaktadır” diyor.

ÇED raporunda, projenin gerçekleşmesi ile doğal çevrenin yapılı çevreye dönüşmesi ve kırsal alan kaybı açısından bölgesel ölçekte ve yüksek ölçüde çevresel etki ortaya çıkacağı söyleniyor.

Rapora onay veren isimler de tartışma yarattı

Kanal İstanbul’un ÇED raporuna onay verenler arasında “Nuh Peygamber benimle cep telefonu ile konuştu” diyen profesörün olduğu ortaya çıkmıştı.

Yavuz Örnek, Kanal İstanbul projesi için şunları söylemişti:

‘Mesela Karadeniz’in altında 500 milyon metreküp H2S gazı var’ diyorlar. Diyelim ki Karadeniz’in altında bir magma oluştu. Ve H2S açığa çıktı. Yüzlerce atom bombasına denk patlama olur. İlla olacak demiyorum ama bu hiç olmayacak manası taşımaz. Bu kanal, İstanbul Boğazının tamamen yıkılmasını engeller. Kanal da yıkılır ama ona da ihtiyaç var. Sadece siyasi sebeplerden dolayı kanala karşı çıkmaya karşıyım. Gelecekteki bazı riskleri bertaraf etmek için Kanal İstanbul’a ihtiyaç vardır.”

100 binden fazla yurttaş itiraz etmişti

25 Aralık’ta başlayan Kanal İstanbul’la ilgili ÇED raporuna itiraz süreci 2 Ocak’ta tamamlanmıştı.

Yurttaşlar soğuk havaya rağmen 10 gün boyunca Balmumcu’daki İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne akın etmiş, 100 binden fazla itiraz dilekçesi müdürlüğe teslim edilmişti.