A3 Haber

Aşı Bilimi Derneği Başkanı’ndan Soner Yalçın’a: İnsanlar uzmanı olduğu konuda konuşmalı

Aşı Bilimi Derneği Başkanı’ndan Soner Yalçın’a: İnsanlar uzmanı olduğu konuda konuşmalı

Aşı Bilimi Derneği Başkanı’ndan Soner Yalçın’a: İnsanlar uzmanı olduğu konuda konuşmalı
Ocak 27
07:40 2020

Türkiye’de ve dünyada aşı reddinin her geçen gün artması kamuoyunda tartışmalara neden olurken, Soner Yalçın’ın Kara Kutu adlı kitabında aşı karşıtlığı yapması bilim insanlarının tepkisine neden oldu. Aşı Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz,  “İnsanlar uzman oldukları konularda konuşmalı. Soner Yalçın’ın ne yazdığı bilim dünyasının ilgi alanında değil” dedi.

Son dönemde aşı karşıtlığı oranı hem Türkiye’de hem de dünyada yükseliyor. Türkiye’de 2013 yılında 980 olan aşı reddi sayısı,  2017’de 23 bine kadar yükseldi.  Aşı reddinin artması nedeniyle 2019 yılında 2 bin 666 kişi kızamık hastalığına yakalandı. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bu sayı 2016’da 9, 2017’de 69, 2018’de ise 716’ydı.

Aşı reddinin tarihi ne kadar eskiye dayanıyor?  Aşı karşıtlığının önüne geçilmesi için hangi adımların atılması gerekir? Soner Yalçın’ın “Kara Kutu” kitabında işlediği aşı reddinin toplumda ne gibi etkileri oldu?

Aşı Bilimi Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz, aşı ve aşı reddinin sonuçlarını A3 Haber’e açıkladı.

“Aşı reddi insani bir hak olamaz”

Prof. Dr. Yüksel Gürüz, aşı reddinin bir insan hakkı olamayacağını vurgularken, “Aşılama bireysel değil, toplumsal bir savunma mekanizmasıdır. Toplumun genel bağışıklığı için bireylerin bağışıklığı önemlidir.  Aşıların Otizm, Alzheimer nedeni olabileceği, insanları kısırlaştırmak üzere devlet politikası olduğu, zeka geriliği yapması için içine maddeler karıştırıldığı gibi komplo teorileriyle bugüne kadar artarak devam etti. Ancak bir örnek verecek olursa bir apartmanda üst katta yaşayan komşu alt katı rahatsız edecek şekilde gürültü yapamaz onun evinin tabanı, komşusunun tavanıdır. Aşı reddi bir insani hak olamaz, aşı reddi sosyal sorumluluk çerçevesinde toplumda yaşayan diğer canlılara karşı büyük bir risk oluşturur” dedi.

“Aşılar otizm yapmaz”

Aşıların otizm yapmadığını vurgulayan Prof. Dr. Gürüz, “Kızamık-Kabakulak-Kızamıkçık aşını otizmle ilişkilendiren kişi doktor bile değildir. Çoğu otizm olgusu aşılama takvimi içindeki çocukluk döneminde teşhis edildiği için ilişkilendirmeye çalışılmıştır. Modern tıp hala neyin otizme yol açtığını bilmiyor ama kesin bilinen konu Thimerosalin otizm yapmadığıdır” diye konuştu.

“Biyoterörizm ajanına önlem alınması gerek”

Prof. Dr. Gürüz, sağlık sektörü gibi devletin vazgeçilmez hizmetlerinde dışa bağımlılığı azaltması gerektiğini vurgularken, “Enfeksiyon etkenleri biyoterörizm ajanıdır. Yani bir ülkeye bomba veya füze atmak yerine o ülkenin vatandaşlarını hasta edecek etkenleri havaya, suya ve gıdalara bulaştırmak sıcak savaştan çok daha az maliyetli ve sıfır risklidir. Hastalık öldürücü olmasa bile kişileri yatağa bağladığında bakıcısı ile beraber iki kişiyi devre dışı bırakırsınız. Bunun için tüm ajanlara karşı mevcut güvenceli bir sağlık alt yapısını oluşturmalıyız” dedi.

Yerli aşı, aşı reddini engeller mi?

Yerli aşının yurttaşların aşıya olan güvenini sağlayacağını savunan Prof. Dr. Gürüz,”Milli ve yerli aşı en azından emperyal devletlere olan güveni zayıflamış, artan milliyetçilik akımı veya dini değerler nedeniyle, aşının içine domuz ürünü konuluyor gibi hurafelerden etkilenen vatandaşlarımızın güvenini kazanacaktır” dedi.

Aşı karşıtlığının önüne nasıl geçeriz?

Aşı karşıtlığının önüne geçmek için atılması gereken adımları sıralayan Prof. Dr. Gürüz, “Aşı karşıtlığının yanlış olduğu medya (yazılı, görsel, sosyal) halkımıza anlatılmalı. Gerçekçi rakamlarla halkın anlayacağı şekilde izah edilmeli, TV ve Sinema salonlarında kamu reklam spotu olarak, belediye ulaşım araçlarında halka anlatılmalıdır. Düzensiz göçmenlerin önüne geçilmesi, bunların sıfırdan aşılama programına alınması çok önemlidir” dedi.

“Uzmanı oldukları konularda bilimsel verilerle konuşmalı“

Prof. Dr. Gürüz, Soner Yalçın’ın Kara Kutu kitabındaki aşı karşıtlığı propagandasını değerlendirirken, “İnsanlar uzman oldukları konularda, bilimsel verilere dayanarak konuşmalı. Hele hele halkın önemsediği kişiler aklına eseni söylememeli, yazmamalı. Sohbette söylenmeyecek altı boş fikirler yazılı veya görselde gündem olduğu zaman, okur yazarlığı sevmeyen toplulumuzda hemen değerli bir bilgi gibi benimseniyor. Bunu bazı doktor hatta uzmanlar bile ne yazık ki yapıyor. HIV virüsü diye konuşan bir uzman ağzının benim için sonrasındaki kelamları bir anlam ifade etmiyor. HIV kısaltmasında V zaten virüs için yazılmıştır. Onun için Soner Yalçın’ın ne yazdığı bilim dünyası için ilgi alanı değil” diye konuştu.

“Bu kadar saptırılabilir”

Prof. Dr. Gürüz, Soner Yalçın’ın gerçekleri saptırdığını belirtirken, “Gözle görünür örnek çocuk felci var. Benim en az 4-5 tane çocuk felci nedeniyle sekeli kalmış arkadaşım vardı. Ne mutlu ki şimdi çocuklarımız, çocuk felci, sekeli olan hiç arkadaş tanımıyor. Mesela dünya çiçekten kırılıyordu. Milyonlar ölüyordu, aşılama sayesinde çiçek sadece eski resimlerde gördüğümüz bir hastalık. Yani bazı gerçekler gözün ve beynin önündeki sabitleyicilerle bu kadar saptırılabilir” şeklinde konuştu.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER