A3 Haber

Medyanın bitmesine, siyasetin tükenmesine… Urla ve Çeşme son örnek…

Medyanın bitmesine, siyasetin tükenmesine… Urla ve Çeşme son örnek…

Medyanın bitmesine, siyasetin tükenmesine… Urla ve Çeşme son örnek…
Ocak 31
12:08 2020

Eskiden olsa yer yerinden oynardı. Gazeteler Çeşme’nin de, Urla’nın da altını üstüne getirir; kimin, hangi hesap içinde olduğunu bulmak için ellerinden geleni yapardı.

Eskiden biz böyle yapardık.

Urla’ya gidecek araç bulamazsak, Yeni Asır’ın sahibi Dinç Bilgin geçerdi direksiyona.

Gaza basar, kelle koltukta, göz açıp kapayana dek varırdık Urla’ya.

Ne günlerdi…

Ne güzel günlerdi.

Mesela Serdaroğlu olsaydı…

Haksızlık yapmayayım.

Eskiden siyasi partiler de, siyasetçiler de bir başkaydı.

Rıfat Serdaroğlu mesela.

Siyasi yaşamının en parıltılı dönemini, DYP İzmir İl Başkanı iken yaşadı bence.

Şimdi olsa, Serdaroğlu postu Çeşme ile Urla’ya öyle bir sererdi ki, jiletle kazıyamazdınız onu oradan.

Ateşten topları boyuna fırlatırdı iktidarın kucağına.

Yakardı ortalığı.

Tutuştururdu paçaları.

Nerede şimdi onun gibi il başkanları?

Mahir Polat’a bir soru

Bugün ise hani “ayıp olmasın” türünden bir iki açıklama ile geçiştiriliyor yaşanan olaylar.

Görebildiğim, birkaç milletvekili var yalnızca.

CHP’den Mahir Polat, Kani Beko, Mehmet Ali Çelebi; İyi Parti’den Aytun Çıray ile Musavat Dervişoğlu; hepsi o kadar.

Bu arada Polat’ın “Urla’da yurttaşların ve DİSK’in arazilerine el konulurken hemen yanında kamulaştırmanın dışında kalan arsanın eski İçişleri Bakanı’na ait olup olmadığını sorması” dikkatimi çekti.

Çekingenliği niye, neden o eski içişleri bakanının adını söylememiş ki?

Memlekette içişleri bakanı olmuş çok kişi var.

Sadece AKP’lilere baksak bile, say sayabildiğin kadar:

Adülkadir Aksu, Beşir Atalay, İdris Naim Şahin, Muammer Güler, Efkan Ala, Selami Altınok, Süleyman Soylu.

Ha bir de eskilerden, AKP’liden çok AKP’li olan Mehmet Ağar var tabii.

Sözü edilen eski içişleri bakanı acaba hangisi?

Avukat Murat Fatih Ülkü ne diyor?

Velhasıl azıcık umudumuz hukuka, hukukçulara bağlanmış durumda.

Özellikle Yarımada bölgesini iyi bilen avukatlardan Murat Fatih Ülkü, “Urla -Zeytineli ve Çeşme-Alaçatı’daki, ‘turizm yatırımlarına tahsis amacıyla’ verilen ‘acele kamulaştırma kararı’, acele kamulaştırmanın yasal koşullarını taşımamaktadır diyor.

Ülkü’ye göre:

“2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesinde ‘acele kamulaştırmanın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi hükümlerine göre yapılabileceği’ öngörülmüştür.
Kamulaştırma Kanunu 27. maddesi de, ‘yurt savunması ihtiyacı gerektirdiğinde, (Danıştay’ın da kabul ettiği üzere) kamu yararına ve kamu düzenine ilişkin acelelilik gerektiren bir durumda veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda’ acele kamulaştırma kararı verilebileceğini hükme bağlamıştır.”

Yani…

“Urla Zeytineli ve Çeşme Alaçatı’daki turizm yatırımlarına tahsis amacı yukarıda sayılan 3 durumun da kapsamına girmediğinden, acele kamulaştırmanın yasal koşulları oluşmamıştır.”

* * *

Bir de acı gerçek var elbet.

Eğer tepeden “şu şöyle, bu böyle olacak” denirse, yargıdan da o iradenin aksine karar çıkması zor.

Yine de denemekten başka çare yok.

En azından, iç hukuk yollarını tüketmek için!

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER