Çok yazılıp çizildi, “Tuncay Pazarlama” denildi… En son Yeni Asır Gazetesi’nde “FETÖ’cü Oğuz’dan Özkan’a 15 bin TL” başlığı atıldı.

“Yahu nedir bu işin aslı astarı öğreneyim ben bunu” dedim ve dayandım CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Tuncay Özkan’ın İzmir’deki ofisine.

Telefon edip randevu aldım yahu. Abartmayın hemen.

İyi karşıladılar, çay ısmarladılar. Daha önce bir iki gitmişliğim vardı aslında.

Duvarlara raflara baktım çaktırmadan pazarladığı malzemeler nelerdir diye. Fairy, Derby Jilet var mı acaba? En azından Okey bulunur mu diye…

Beş dakika sonra geldi Tuncay Özkan. Bir iki hoş beşten sonra bodoslama girdim…

Yeni Asır Gazetesi ve onun bazı uyduları hakkınızda yerel yönetimlerden para topladığınıza dair iddialarda bulunuyorlar. Bu konudaki yanıtınız nedir?

Bir başladı, tut tutana. Aynen yayınlıyorum.

Ne Güneşim Medya ne de ANKA ile mali bir ortaklığım yoktur. Bunu iddia edenler varsa ispatlamayan namerttir.

ANKA’nın, KRT’nin, TELE 1’in, Yeni Asya’nın Milli Gazete’nin Oda TV’nin, Evrensel’in Sözcü’nün, Cumhuriyet’in, Gazete Pencere’nin yaşamasını istiyorum. Özgür basının yaşaması önemli. Tabii ki bunun için desteklenmesi gerekir.

Yeni Asır’ın haberi üzerine ilgili arkadaşlarla konuştum. ANKA’nın böyle bir sözleşmesi varmış. Ancak bu sözleşme belediye meclisinde oylanıp kabul edilmiş. Sadece ANKA değil İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı ile de Urla Belediyesi’nin benzer sözleşmeleri var.

Yeni Asır da para alıyormuş yaptığı haberler karşılığında hem de belediye başkanından doğrudan.

Üstelik Burak Oğuz daha yargılanmadan FETÖ’cü diye lekelenmesi de ne hukuki ne de etik açıdan doğru değildir. Bir kişi suçu sabit oluncaya, mahkeme karar verinceye kadar suçsuzdur.

Kendi kanalizasyonlarında mutlu mesut yaşayan kurbağalar dünyayı yaşadıkları kanalizasyondan ibaret olduğunu zannediyorlar.

Ben onlara başka dünya olduğunu, özgür gazetecilik yapılabildiğini gösteriyorum.
Namuslu insanları iftira atarak kirletemezler.

Ne beni ne de cumhuriyetimizi taçlandırma yemini etmiş CHP’yi yolumuzdan döndüremezler.

Son bir yıldır “İzmir seni istemiyor Tuncay Efendi” başlıklı 1birinci sayfa haberleri ile beni karalamak istedikleri tüm haberler ve iftiralarına karşı dava açtım, tekzip yolladım hiçbirini yayınlamadılar. Bu havuz medyasına tekrar hatırlatırım.

Yılmayacağız, susmayacağız, korkmayacağız.

İl kongremize etki etmek için yaptıkları bu yayınları aynen iade ediyorum. İzmir halkını ve CHP ailesini bu alçakça iftiralarla yönlendiremezsiniz.

Tabii ki hukuk önünde de hesaplaşacağız.

Bedeli ödenmiş bir hayattır benimkisi…

40 yılda biriktirdiğim itibarımı 40 kuruş etmez Yeni Asır ve havuz medyası asla kirletemez.

Urla ve Burak Oğuz dahil şantaj ve tehditle İzmir’e çökerek kaç para topladığınızı açıklamaz iseniz ben açıklayacağım ahlaksızlar.

Bunları söylerken yerinde duramıyordu Tuncay Özkan.

Şöyle bir baktım kendisine.

Siyasi olarak çok yakın olduğumu söyleyemem. Ama beş yıl içinde Türkiye iktidarı ve İzmir muhalefeti tarafından İzmir’in yeni siyasi patronu olarak görülüyor ve bu nedenle üzerine gidiliyorsa bir kez daha düşünmek gerekli.

Belki İzmir’e böyle bir gözü kara lazım.

Ama bununla da kalmadı Tuncay Özkan…

Ulusal bazda gazeteci Selahattin Önkibar üzerine öyle esti gürledi ki gördüğüm dinlediğim okuduğum kanıtlarla Önkibar’ın durumu hayli sakat.

Onu da diğer yazımda kaleme alayım.