A3 Haber

Diyanet, Kudüs’ü 10 gün sonra hatırladı

Diyanet, Kudüs’ü 10 gün sonra hatırladı

Diyanet, Kudüs’ü 10 gün sonra hatırladı
Şubat 06
16:53 2020

Diyanet, Trump’ın, “Kudüs, İsrail’in bölünmemiş başkenti kalacaktır” sözleriyle açıkladığı plana, yarınki cuma hutbesinde yer verdi. Diyanet 10 gün geçtikten sonra Kudüs’ü hatırladı.

A3 Haber Merkezi | Diyanet İşleri Başkanlığı, 28 Ocak’ta ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Yüzyılın Anlaşması” diyerek açıkladığı Ortadoğu Barış Planı kapsamında “Kudüs, İsrail’in bölünmemiş başkenti kalacaktır” sözleriyle başlayan tartışmaya yarınki cuma hutbesi ile katıldı. Açıklanan plan ocak ayının son günlerinde kamuoyunda büyük yankı bulmuş ve tartışmalara sebep olmuştu. Diyanet ise aradan 10 gün geçtikten sonra Kudüs’ü hatırladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki cuma hutbesinin konusunu “Kudüs İslam yurdudur” olarak belirledi.

Diyanet’in hazırladığı hutbede, “Kudüs, insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden cihanşümul bir değerdir. İmanlı bir duruşun, vahye sabitlenmiş bir istikametin ve muhabbete dayanan bir yönelişin sembolüdür. Nice peygamberin aziz hatırasını taşıyan bir İslam şehridir. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksâ oradadır” denildi.

“Kudüs barışın şehridir”

Kudüs’ün, “dârü’s-selâm” diye anıldığı belirtilen hutbede, “Yani barışın şehridir. Kudüs, Müslümanların hâkimiyetinde asırlarca özgürlüğün ve adaletin sembolü olmuştur. Sadece müminlerin değil, herkesin ibadetini rahatça yapabildiği, huzur içinde yaşayabildiği bir belde olarak yönetilmiştir. Ancak işgal edildiği günden beri Kudüs, huzuru ve barışı unutmuştur. Kudüs mahzundur. Avlusundan eksik olmayan çatışma, hakaret ve zulümlerin gölgesinde, Mescid-i Aksâ mahzundur. Aslında bu işgal, müminlerin birliğini, beraberliğini ve mukaddes değerlerini hedef almaktadır. Müslümanların öz vatanlarında, kendi camilerinde ibadet etmelerine engel olmaktadır” denildi.

Diyanet’in hazırladığı hutbe şöyle sonlandırıldı; “Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkararak barışa izin vermemek anlamına gelir. Kudüs’te kargaşayı körüklemek ve savaştan beslenmek, aslında insaf, vicdan ve merhamete sırtını dönmektir. Kudüs gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu ve şerefini tanımamak demektir. Mazlumların feryadı arşa uzanırken, yegane çözüm ümmet-i Muhammed’in bir araya gelerek zulme ve işgale karşı çıkmasıdır. Zira imanlarını ve imkanlarını bir araya getirdiklerinde, Müslümanlar dünyanın en adil ve merhametli gücünü oluşturacaktır. Hakkaniyet ve güven arayan insanoğlunun ortak umudu olacaktır. Unutmayalım ki Kudüs, ümmet-i Muhammed için, çiğnenen harîm-i ismetini ve dağılan vahdetini kurtarma vesilesidir. Ama aynı zamanda Kudüs, viran olan yeryüzü yurdunu, dört bir köşesinden kan ve gözyaşı akan dünyamızı ıslah etme davasıdır. Kudüs, İslam yurdudur; Müslümanlara aittir. Aziz milletimiz, Kudüs’e sevdalıdır; Mescid-i Aksâ’yı canından ve malından daha aziz bilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de milletimizin desteği ve yardımı, yıllardır Mescid-i Aksâ’nın muhafızlığını yapan Filistinli mazlum kardeşlerimizin yanındadır.

About Author

Uğraş Vatandaş

Uğraş Vatandaş

Related Articles

TÜM HABERLER