A3 Haber

Çin’in koronavirüs sonrası hızla toparlanmasını beklemeyin: Koronavirüs Çin ekonomisini nasıl etkileyecek?

Çin’in koronavirüs sonrası hızla toparlanmasını beklemeyin: Koronavirüs Çin ekonomisini nasıl etkileyecek?

Çin’in koronavirüs sonrası hızla toparlanmasını beklemeyin: Koronavirüs Çin ekonomisini nasıl etkileyecek?
Şubat 11
14:07 2020

Çin’i Vuhan kentinde ortaya çıkan ve yaklaşık iki ayda binden fazla insanın ölümüne yol açan koronavirüs, Çin ekonomisini de olumsuz etkilemeye devam ediyor. Peki, koronavürüs Çin’i ne kadar etkileyecek be bu durumun sonuçları ne olacak? Bloomberg’e bir analiz yazan Mohamed A. El-Erian, “Arz, talep ve ticaretteki ardışık yansımaların ve ürünlerin dolaşımının hızla eski durumlarına geri dönmesi zordur” diyor… El-Erian’ın analizini, Ayşen Tekşen’in çevirisiyle paylaşıyoruz…

Dünya genelinde yetkililer, koronavirüsün yayılmasını kontrol altına almaya çalışırken, piyasa Çin’deki ekonomik etkiyi bir V olarak modelliyor: Bu çeyrekte büyümenin sert yavaşlamasını, ikinci çeyrekte güçlü bir yükselişin izlemesi.

Bu açıdan bakıldığında, pek çok insan krizin ekonomik etkilerinin kontrol edilebilir, geçici ve geri döndürülebilir olduğunu varsaymanın onu “değerlendirmek” için en iyi analitik yol olduğunu savunuyor.

Elbette bunun doğru çıkmasını isterim. Küresel ekonomi -ve özellikle de daha kırılgan büyüme dinamiklerine sahip ülkeler- olumsuz jeopolitik ve kurumsal yansımaları olan büyük bir şoku göze alamazlar. Ne yazık ki, büyük bir umutla beklenen V şeklinde gelişmeden emin olmak için henüz çok erken.

Aslında, koronavirüsün Çin için ardışık ani-duruş dinamikleri olarak adlandırdığım şey dikkate alındığında, 2020 için ya U ya da L şeklinde bir model riski göz ardı edilemeyecek kadar yüksektir.

Çin’in ekonomik görünümünü özellikle belirsiz kılan şey, yaşadığı son şokun çok yönlü doğasıdır. Örneğin, hem arz hem de talepte önemli kesintileri içerir; hem üretimi hem de hizmetleri etkiler ve hem iç hem de dış ticareti aksatır.

Bu durum, ardışık ani-duruş ekonomik dinamikleriyle gerçekleşmektedir. Başlangıçta, bu dinamikler virüs salgınının ilk kez teşhis edildiği eyalette toplanmıştı. Sonucu ise insanlar ve malların dolaşımının yanı sıra ekonomik faaliyetin hem üretim hem tüketim anlamında durmasıydı. Bir sonraki aşama, Çin’in başka yerlerindeki ekonomik faaliyetlerin yavaş yavaş felç olmasıyla iç ticaret, seyahat ve alışverişin kesintiye uğramasını içeriyordu. Şimdi ise ardışık etkinin kanıtları dünyanın geri kalan bölgelerinde de giderek artmaktadır.

Birkaç örnek vermek gerekirse: Apple, Ikea ve çok sayıda firma Çin’deki mağazalarını kapatıyor; Burberry üç çeyrek ya da daha uzun dönem için oradaki satışlarında düşüş bildirdi; Fiat-Chrysler tedarik zinciri sorunları nedeniyle Avrupa fabrikalarından birinde üretimi durdurmak zorunda kalabileceği uyarısında bulundu; çok sayıda ülke Çin’e uçuşları durduruyor ve oradan gelenlere kısıtlamalar koyuyor; Japonya dahil olmak üzere, yolcular gemilerde karantinaya alınıyor. Liste uzar gider.

Bu türden ardışık ani-duruş dinamikleri büyük ölçekli olarak en son 2008 yılındaki küresel mali kriz esnasında yaşanmıştı. Buharlaşan karşı taraf riski ve temel etkileşimlerden geri duran mali açıdan sağlam aktörlerle, finansal faaliyet aniden durdu. Gerçekten de, finansal faaliyetlerin yeniden başlatılması ve parçalanan piyasaların bir araya getirilmesinde aracı olarak devreye sokulan merkez bankalarının radikal müdahalesi olmadan, küresel ekonomi hızla uzun sürecek bir depresyona ilerliyordu.

Koronavirüse eşlik eden şoka gelindiğinde ise, ortaya çıkan V şeklinde dinamikler artık pek çok insanı etkilemiş görünüyor.

En sık olarak ileri sürülen savlar şöyle sıralanabilir: Çin’deki enfeksiyon oranının zirveye ulaştığı ve hızla düşeceği; Çin dışındaki vakaların sınırlı olduğu; hızla aşılar geliştirildiği; başta Çin Halk Bankası olmak üzere merkez bankalarının bilançoları desteklemek ve ekonomik iyileşmeyi hızlandırmak için büyük miktarda likidite enjekte edebilecekleri ve buna hazır oldukları…

Bunların gerçekleşmesini umut etmekle birlikte, ürün piyasasının finansal piyasalarından daha yavaş tepki verdiği gerçeğinin ekonomistlere kariyerlerinin daha başındayken öğretildiği de aklımdan çıkmıyor. Koronavirüste söz konusu olan da budur. Başlangıçtaki ani-duruş şoku, mali kriz esnasında küresel ekonominin yaşadığı şoktan daha yavaş ve aşamalı olarak gerçekleşmiştir. Korkarım ki, bir kez derinlemesine bozulduğunda ekonomik faaliyetin yeniden başlaması daha uzun sürebilir.

Çoğu analistin mali ve ekonomik ani-duruşlar arasındaki önemli farkları tam olarak değerlendiremediği endişesi taşıyorum. Ekonomik modelleyicilerin, emin bir tavırla V ilan etmek yerine, Çin ekonomisi üzerindeki etkiyi ve ilgili yansımaları değerlendirmek için daha fazla zamana ve kanıta ihtiyacı vardır –ki iki gözlem bu düşünceyi daha da önemli kılar.

Bunlardan ilki, ABD ile ticari gerilimlerin etkisi nedeniyle Çin ekonomisi zaten olağanüstü kırılgan durumdaydı. İkincisi, Çin kendisinden önce pek çok ülkeyi “orta gelir tuzağına” düşüren hileli bir ekonomik gelişim dönüşümü gerçekleştiriyordu.

Tüm bunlar, koronavirüsün Çin ve küresel ekonomi üzerindeki etkilerini kolayca kontrol edilebilir, geçici ve hızla geri döndürülebilir şeyler olarak ele almak için çok erken olduğunu düşündürür. Bunun yerine, 2020 için bir U ya da daha kötüsü, bir L olasılığının hala rahatsız edici ölçüde yüksek olması da dahil olmak üzere, analistler ve modelleyicilerin oyundaki belirsizlik seviyesine saygı duymaları gerekir.

(Çeviri: Ayşen Tekşen) 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER