A3 Haber

‘Cemaat sohbetlerine katıldım’: CHP’li Urla Belediye Başkanı’nın iddianamesindeki ayrıntılar…

‘Cemaat sohbetlerine katıldım’: CHP’li Urla Belediye Başkanı’nın iddianamesindeki ayrıntılar…

‘Cemaat sohbetlerine katıldım’: CHP’li Urla Belediye Başkanı’nın iddianamesindeki ayrıntılar…
Şubat 12
14:08 2020

CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamenin detayları ortaya çıktı.

2019 yılının 16 Aralık tarihinde ifadesi alınmak için çağrıldığı mahkeme tarafından tutuklanan CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz hakkında hazırlanan iddianame, İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

İddianamede Burak Oğuz için Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 maddesi gereğince “silahlı örgüt kurucu ve yöneticisi olmak” suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenirken, aynı kanunun 53. maddesi gereğince de “sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılması” talep edildi.

İddianamede neler var?

Fethullah Gülen cemaatinin “silahlı terör örgütü” olduğuna yönelik iddialar ile 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin delil olarak gösterilerek detaylı olarak anlatıldığı iddianamede, Burak Oğuz’a bu yapılanma içinde yer alıp almadığı, kurban, burs, bağış, yardım ve himmet verip vermediği, hangi ülkelere ne amaçla gittiği soruldu.

Bu sorulara yanıt veren Burak Oğuz ifadesinde, “Örgüt içerisinde bulunmadım. O sebeple bu soruya cevap veremeyeceğim. Herhangi bir şekilde söz konusu terör örgütü faaliyetleri kapsamında bir işlemde bulunmadım. Yukarıda anlattığım üzere Afrika ile iş yapmak amacıyla bir şirket kurmuştuk. Bu amaçla 2011 yıllarında Kamerun, Demokratik Kongo ülkelerine gittim. Bunun dışında birkaç yıl önce Yunanistan, Avusturya, Balkan ülkelerine gitmiştim. Hatırladığım kadarıyla 2011’li yıllarda New York’a gittim. Bunlar gezi amaçlıdır. Ayrıca belediye kapsamında ise Rusya Federasyonu ülkelerine gittim. En son Selanik’e gittim” dedi.

Kapatılan derneğe üyelik

23 Temmuz 2016 tarihinde çıkan 667 sayılı KHK ile kapatılan İzmir Genç İşadamları Derneği’ne üyeliği de sorulan Oğuz, küçüklüğünden bu yana Afrika’ya özel ilgisinin olduğunu, bu nedenle bu oluşumun içinde yer almak istediğini belirterek, “Afrika ile ilgili yaptığım araştırmalarda, söz konusu derneğin vasıtasıyla bu işlere katılabileceğim söylendi. Ben de bunun üzerine söz konusu derneğe üye oldum. Hatta yukarıda belirttiğim üzere Afrika ile iş yapmak üzere bir şirket de kurdum ancak daha sonra istediğim gibi gitmediği için hissemi devrederek ayrıldım. Hatırladığım kadarıyla hissemi devretmeden önce de istifamı ilgili derneğe göndermiştim” dedi.

ABD’li senatörlere yemek

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2015/108669 sayılı soruşturma kapsamında şüpheli olan Haluk Samay’ın ifadesinde, “İzmir il imamı Murat Safa ile Pasaport’ta bulunan ofisimde beni ziyarete geldiğinde Amerika’dan misafir olarak senatörlerin geleceğini, bu misafirler için İzmir Körfezi’nde yemekli gezinti gemisi Lamia’da yemek masraflarını karşılayıp karşılayamayacağımı sordu. Ben de bu şekilde İZDİM’in ‘FETÖ’ yapılanmasına ait olduğunu ve sadece bu yapılanma içerisinde bulunarak İzmir iline gelen misafirleri ağırlamak amacıyla kurulduğunu anladım…” şeklinde beyanda bulunduğu ve feshedilmiş durumda olan 35-048-050 kütük numaralı İZMİR KÜLTÜRLERARASI DİYALOG MERKEZİ DERNEĞİ isimli dernekte de üyeliğinizin bulunduğu görülmüş olup bahse konu dernekte üyelik süreciniz, üye olma sebebiniz, üyeliğinizin kimin tavsiyesi ile başladığı ve derneğin örgütsel faaliyetlerini de kapsayacak şekilde ayrıntılı ifadenizi veriniz” yünündeki soruyla da CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, şu yanıtı verdi: “Söz konusu derneği ben hatırlayamıyorum. Neden üye olduğumu da hatırlamıyorum. Ben iş dünyası içerisinde bulunduğum için birçok STK’ya girip çıktım. Aktif görevler de aldım. Bu sebeple söz konusu derneği tam hatırlayamamaktayım.”

Bank Asya ve abonelikler

Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada TMSF’den temin edilen kayıtlar üzerinde yapılan incelemede, hesap ve kredi kartı bilgilerinin bulunduğu, Gülen cemaatine ait gazete ve dergilere aboneliğinin olup olmadığı yönündeki sorulara ise Burak Oğuz, “Bank Asya’da hesabım vardır. Ticaretle uğraşmamdan kaynaklı hemen hemen tüm bankalarda hesabım vardır. Hatırladığım kadarıyla kredi kartı almak için açtırmıştım. Belki müşterilerden ödeme gelmiş olabilir ancak herhangi bir talimatla hesap açmadım ve hesap artırımında bulunmadım. Yukarıda açıkladığım üzere herhangi bir yönlendirilmem olmadı. Ticaret gereği ben bu hesabı ve kredi kartını kullanmışımdır. En son ne zaman kullandığımı da hatırlamıyorum. Benim bildiğim kadarıyla bilgim dahilinde herhangi bir aboneliğim yoktur” yanıtı verdi.

Üç tanığın iddiaları

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Mutlu Tuncer, Önder Şengüler ve Tarkan Bakırlı isimli tanıkların ifadelerine de yer verildi.

Gazeteci Mutlu Tuncer’in Urla’da yayınlanan Pencere isimli gazetedeki “Cambazların Önderi” başlıklı yazıda geçen iddialar hakkındaki sorulara Burak Oğuz şu yanıtı verdi: “Söz konusu şahısları ben tanıyorum. Mutlu Tuncer isimli şahsı gazeteci ve Urla’da gazete çıkarması sebebiyle tanıyorum. Eskiden bir dostluğumuz da vardı. Ailece de görüşürdük. Seçim sürecinde de beraber çalıştım. Daha sonra yollarımız ayrıldı. Anladığım kadarıyla belediye başkanı seçilmemden sonra uygunsuz talepleri oldu. Ben de reddedince görüşmeyi kestik. … Siyasi nezaket gereği konuşmalarım vardır. Ancak herhangi bir ortaklık ve dostluğumuz yoktur. Tarkan Bakırlı ile Urla’dan eskiden beri tanıdığım biridir. Bir dönem de defterlerini tutmuştum. Defterlerini tuttuğum dönemde ödeme yapmadığı için defterlerini iade etmiştim. Herhangi bir samimiyetim yoktur. Söz konusu yazıyı duydum ancak detaylı şekilde okumadım. Burada sizin okuduğunuz üzere iyice öğrenmiş oldum.”

Gazeteci Mutlu Tuncer’in, Burak Oğuz’un “Buca imamı” olduğuna dair Urla’daki söylentiler ve ortalıkta dolaşan videolar konusunda bilgisine başvuran savcılık, Tuncer’in ifadesinde geçen, “Benim birebir şahit olduğum bir husus yok, sadece duyumdan oluşan bir bilgi yumağı var, o da şöyledir, Urla halkının korktuğu şey şudur, Burak Oğuz’un babasının ‘oğlu ile çok uzun zamandır konuşmadığını ve bir çok insana benim oğlum Fetö’cü o yüzden konuşmuyorum’ dediğini başkalarından duydum, buna benzer söylentileri İzmir’de, İstanbul da, Ankara’da da çok duydum, ama biz tabii ki gazeteci olarak babasından birebir böyle bir şey duymadığım için bu konu hakkında sadece duyum olduğunu söyleyebilirim, benim söz konusu olay ile ilgili tüm bilgim ve görgüm bundan ibarettir, bu hususta başkaca herhangi bir söyleyeceğim yoktur” şeklindeki ifadesini de Burak Oğuz’a soran savcılığa, Oğuz şu yanıtı verdi: “1991 yılında benim kardeşim vefat etti. Bu sebeple aile düzenimiz sarsıldı. 1992 yılında da kız kardeşim kaçarak evlenmişti. Babam bu sebeple annemi ve bizleri suçladı. Daha sonra babam annemle boşandı. Ben de annemin yanında kaldığım için bu sebeple bana karşı da bir kızgınlığı oldu ancak son 1-2 yıldır görüşmekteyiz. Bahsedilen yani babamla aramızdaki konu tamamen ailevi özel sebeplerdir.”

Kayda alınan görüşme

YouTube video

 

Urla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2019/31 sayılı dosya numarasında ifadesi alınan Önder Şengüler’e savcılık tarafından elde edilen 2 dakika 17 saniyelik video konusunun da sorulduğu belirtilen iddianamede, Şengüler’in Cumhuriyet savcısının sorusu üzerine, “Bana göstermiş olduğunuz 2 dakika 17 saniyelik video içerisinde söz konusu görüşmeyi yapan sarı yelekli yeşil renkli gömleği olan şahıs benim bu görüşmeyi 6 Şubat 2019 tarihinde yaptım. Bu görüşmeyi Melih Çamkıran isimli mali müşavir olarak kendisi tanıtan şahıs ile yaptım, bana bu şahıs 05.02.2019 tarihinde Facebook üzerinden kendi hesabıma mesaj gönderdi, bu mesajda ‘Önder Bey merhaba sizinle bir konu hakkında görüşmek istiyorum, telefon numaram 05555514545 ararsanız sevinirim’ içerikli mesaj attı. (Önder Şengüler telefonunu uzatarak söz konusu mesajı kendi rızası ile gösterdi, gösterdiği hali ile ekranda bir erkek bir bayan şahsın yan yana profil resmi olduğu altında Melih Çamkıran ve onun altında Facebook’ta arkadaşsınız **Alaşehir Ticaret Meslek Lisesi da okudu, 5 Şb, 13.16 ibaresinin altında beyan ettiği mesaj içeriğinin aynın yazılı olduğu görüldü şahsa tekrar verildi) bu mesajın gelmesi üzerine kendisinin bana gönderdiği telefon numarasını bana ait olan 05324055976 no’lu hattımdan aradım, bana … Belediye Başkan Adayı Burak Oğuz hakkında elinde bilgiler olduğunu, toplantılar yaptığını, onun toplantılarda imamlık yaptığını ve onun Buca İmamı olduğunu bana söyledi, ben o zaman bu görüşmeyi seçim ofisinde iken yapmıştım, bende kendisini daha sonra arayıp, bilgileri alacağımı söyledim, daha sona ben yine aynı şahsı yine kendi telefonumdan ve size söylediğim numarasını bir gün sonra yanılmıyorsam öğleden sonraydı aradım, bana bilgiler vereceğini bildiğim için ve kullanmış olduğum IPhone’nin telefon görüşmesini kaydetme özelliği olmadığı için videoya çektirdim, bu konuşmaya başlamadan önce yanımda Erdem Özdemir vardı, ben kendisine böyle bir görüşme yapacağımı bunu kanıtlamak için çekim yapmak istediğimi söyledim. Arkadaşım Erdem Özdemir kendi telefonu ile bana bu görüşmeyi kayda aldı. Bana elinizdeki görüntüleri 2 dakika 17 saniye olduğunu söylediniz, bendeki bu görüntü ise bu kaydın 8 dakika 23 saniye olduğudur (şahıs kendi rızası ile telefonunu tekrar uzatarak dosya kapsamındaki 2 dakika 17 saniyelik görüntünün 8 dakika 23 saniye olduğunu söyledi, video içeriğinin aynı video olduğu fakat görüşmeye ilişkin söz konusu görüntünün 8 dakika 23 saniye içindeki konuşmaların ne olduğu anlaşılmadan görüldü) görüşme esnasında bu şahıs Burak Oğuz ve şuan için hatırlamadığım fakat video içeriğinde yer alan birkaç ismi söyleyerek, hangi evlerde toplantı yaptıklarını, bu evlerde bir kurban parasını verdiğini, ayrıca İzmir deki Yamanlar Kolejinde Fetö’nün yatak odası olduğunu bu odaya Burak Oğuz’un sohbete düzenli gidenleri odaya sokarak Feto’nun yatağında oturttuğunu ayrıca telefonda görüştüğüm, Melih isimli şahıs bana 2012 de ilişiğini kestiğini sonra meslektaş olduğu için meslek toplantısında Burak Oğuz ile denk geldiklerini Burak Oğuz’un kendisini tanımamazlıktan geldiğini, bukalemun gibidir, çok fazla maskesi vardır, dikkat edin gereği yapın dedi. Ayrıca bu şahıs yine aynı görüşmede resmi makamlar beni çağırırsa gerekli bilgileri onlara da veririm, dedi. Daha sonra telefon görüşmesini sonlandırdıktan sonra bu şahıs ile bir daha görüşmedik, telefon görüşmesini kayda aldıktan sonra Erdem Özdemir çekmiş olduğu görüntüyü bana Whatsapp’tan gönderdi, kendi telefonundan da sildiğini biliyorum.
Benim Facebook’ta siyaset ile uğraşmış olmam sebebi ile 5000’e yakın arkadaşım vardır, ben bu şahıs ile ben ne zaman Facebook arkadaşı olduğumuzu hatırlamıyorum, şahıs bende “Melih Bey Fetö Burak Oğuz İddiaları Var” şeklinde kayıtlıdır, hatta şu an kullanmış olduğum IPhone 7 Plus Gold renkli telefonum ile yapmıştım (Önder Şengüler söz konusu telefonunu yine bize uzatarak bahsi geçen şahsın beyan ettiği şeklinde telefonunda kayıtlı olduğu ve kayıt altında telefon numarasının 0555551….. olarak kayıtlı olduğu ve bize gösterdiği ve hali hazırda uhdesinde olan telefonun dosya mevcudiyetinde yer alan 2 dakika 17 saniyelik görüntüden Önder Şengüler’in Melih isimli şahıs ile görüşme yaptığı telefona benzediği görüldü.)
Ben bu videodaki görüntü ve bilgileri kendi parti yetkililerime ilettim, onların gerekeni yapacaklarını düşündüğüm için ve bana bu videonun gereğini yapacaklarını bu videoyu seçim malzemesi yapılmamasını ve kimse ile paylaşılmamasını bana söylediler. Ben Urla AKP ilçe başkanlığında çalışıyordum, bu bilgileri bana kendi partimin üst yetkilileri söyledi. Ben bu görüntüler kesinlikle herhangi bir tehdit veya şantaj amaçlı kullanmadım, kimseye de vermedim sadece kendi parti yetkililerime ilettim. Önceki AKP İlçe Başkanı olan Tarkan Bakırlı bana Burak Oğuz’un adaylığının açıklandığı gün “Burak Oğuz benim daha önce mali müşavirimdi, bu sebeple kendisi ile görüşüyorduk, beni defalarca Buca da yaptığı ev toplantılarına davet etti, ben bunlara katılmadım, bana böyle davetler sununca ben bununla ticari ilişkimi kestim” dediğini biliyorum, bir de şahıs ile ilgili durumun netleşmesi amacı ile şu bilgiyi ben vermek istiyorum, daha önceki tarihlerde 15 Temmuz sürecinden sonra Urla da faaliyet gösteren SGM Elektrik isimli iş yeri sahipleri hakkında FETÖ de haklarında işlem yapıldığını biliyorum hatta ben bununla ilgili İzmir de Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tanık olarak bulunmaktayım. Bu durumu bildiğim için Urla Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün voleybol takımının forma sponsoru olan firmalar içerisinde SGM Elektriği de gördüm, bununla ilgili olarak Whatsapp’tan Burak OĞUZ a 30.08.2019 günü saat:23.56 da mesaj atmıştım, kendisi de bana cevaben “yeni gördüm haberim yok ilgileneceğim” şeklinde aynı günün gecesinde saat: 00.15 te cevap vermişti” şeklindeki ifadesinin de yer aldığı iddianamede, Burak Oğuz’un bu konudaki yanıtları ise şöyle yer aldı:

“Ben Önder Şengüler ile ilişkimi yukarıda açıklamıştım. Bu olayları da bu kadar detaylı burada duyuyorum. Ben 2010 yılları hatta daha eski birkaç kez sohbetlerine gittim. Hangi bölgede gittiğimi hatırlamıyorum. İzmir Genç İşadamları Derneği’ne gittiğim dönemde beni bu şekilde yönlendirmişlerdi. Gittiğim yerlerde dini sohbetler verilmiştir. Ben herhangi bir şey anlatmadım. Ancak sorulan bir şey olmuş ise de söylemişimdir.”

“Cemaat sohbetlerine katıldım ama sohbet hocalığı yapmadım”

Yürütülen soruşturma sırasında Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadesi alındığı belirtilen Melih Çamkıran’ın, iddianameye giren Burak Oğuz ile ilgili ifadesinde, “2004 yılında ben Mehmet Tevfîk Ciğeroğlu’nun mali müşavirlik bürosunda sigortalı olarak işe başlamıştım. Fotokopi ve kırtasiye ihtiyaçları bakımından çalıştığım iş yerinin altında olan Kemeraltı’ndaki emniyetin arka tarafında hatırladığım kadarıyla 853 Sokak No:27 Konak Mahallesinde bulunan NT Mağazasına gidip geliyordum. O sırada ben NT Mağazasında müdür olarak çalışan soy ismini bilmediğim Celil isimli kişi akşamları o zaman cemaat olarak bilinen daha sonra terör örgütü olan grubun sohbet grubumuz var, sen de gelmek istersen bekleriz, dedi. Ben de bunun üzerine tamam dedim ve gittim. Burada sohbet veren kişi olarak ve sohbetteki kişilerin hoca dedikleri şu anda Urla Belediye Başkanı olan İbrahim Burak Oğuz ile tanıştım. 2005-2006 yılına kadar ben bu sohbetlere gittim. Çoğunlukla perşembe akşamları sohbetler olurdu. Benim gittiğim hemen hemen her sohbette de hoca olarak İbrahim Burak Oğuz vardı. Dini konular konuşulurdu. Ayrıca o zam anlar cemaat olarak bilinen grubun yurt dışındaki okullarından videolar izletirlerdi. Buca’daki bir erkek öğrenci yurdu için de yardım istediler. Daha sonra da ben para vermediğimden kaynaklı olarak beni de çağırmadılar. İbrahim Burak Oğuz’un sohbet hocası olduğu dönem de bizi yani sohbet grubunu Bozyaka’daki Yamanlar Kolejine gittik. Orada yine sohbet yaptılar. Videodan okulları gösterdiler. O sırada Fetullah Gülen’in odasını bana göstermişlerdi. 2011 yılında milletvekili aday adayı olarak gördüm. O zaman da şaşırmıştım. FETÖ’de sohbet veren şahsın CHP adayı olması garip gelmişti. Daha sonra 2019 yılının Mart ayında Urla CHP Belediye Başkan Adayı olarak açıklandı. Kordon’da Ticaret Odası’nın yanındaki sokakta karşı karşıya geldik. Beni tanıdı. Ben kendisine ‘Başkanım hayırlısı olsun’ dedim. O da bana ‘Teşekkürler Melih’ dedi. Ben özellikle ‘Eski arkadaşlarla görüşüyor musunuz’ diye sordum. O da bana ‘Görüşmüyorum. Hakemlik devam ediyor mu vs.’ diye sordu. Ondan sonra da ayrıldık. En son da ifademin de başında belirttiğim üzere … tanıdığım Önder Şengüler’e olayı haber verdim. Önder’e haber vermemin nedeni de bana FETÖ’de sohbet veren ve hoca denilen bir şahsın bu şekilde CHP’den aday olması ve belediye başkanı seçilmesi garip gelmişti. Benim konuya ilişkin görgüm, bilgim ve diyeceklerim bundan ibarettir. Başka da bir diyeceğim yoktur” dediği belirtilerken, Burak Oğuz’un ise iddialar karşısında şunları söyledi:

“Ben sohbetlere gittiğimi yukarıda belirttiğim üzere beyan etmiştim. Şahsı hatırlar gibi oldum. Hakemlik ile ilgili bir durumu vardı. Ancak ben sohbetlere gittiğimi söyledim. Ortam içinde bulunurken bir şeyler de anlatmış veya okumuş olabilirim. Ancak sohbet hocalığı yapmam söz konusu değildir. Bana isimlerini okuduğunuz şahısları şu anda hatırlayamamaktayım. Bu konu ilgili zaten bildiklerimi anlattım. Ben kesinlikle sohbet imamlığı veya başka bir örgütsel veya bir yapı tarafından tevdi edilen görevim olmadı ancak yapım gereği bulunduğum ortamlarda devamlı öne çıkarım. Özellikle Melih’in ifadesinin bu öne çıkmamdan kaynaklı olduğunu düşünmekteyim. Ben kesinlikle Yamanlar Koleji’ne gitmedim. Böyle bir odaya da kimseyi çıkarmadım. Çok uzun zaman geçtiği için şahısları hatırlayamıyorum. Ancak belirttiğim üzere o yıllarda birkaç kez sohbete gitmiştim. Bu şahıslarla da o dönem görüşmüş olabilirim.” 

Tarkan Bakırlı’nın iddiaları

Urla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2019/31 dosya numarasında bulunan AKP eski Urla İlçe Başkanı Tarkan Bakırlı’nın şu ifadeleri de Burak Oğuz’a soruldu. Bakırlı’nın “Şu anki Belediye Başkanı olan Burak Oğuz 2008 yılına kadar 3-4 yıl benim mali müşavirim olarak benim muhasebe işlemlerini kendisi yapıyordu, ben o tarihlerde Vestel bayilerinin Urla ilçesi yetkili servisi idim. Bu nedenle benim işlerimi takip ediyordu, bende kendisinin Urlalı olduğunu bildiğim için iş yeri İzmir de olmasına rağmen muhasebe işlerini kendisi yapıyordu. Burak Oğuz muhasebe işlerini yaptığı esnada ya ben kendisinin iş yerine ayda bir giderim, ya da kendisi bana ayda bir evrak alıp vermek için gelirdi, ben kendisi ile bu esnada diyalog kurardım, kendisi işinin dışında Allah’ın kelamını ağzından eksik etmezdi, namazını sürekli kıldığını yanımıza gelip gittiğinden bilirim, bize yanımıza geldiğinde Peygamber efendimizin sünnetlerinden, ibadetimizi doğru yapmamız gerektiğinden bahsederdi. Bunu normal sohbet ederek bize söylerdi, yalnız buradaki sohbet, örgütsel sohbet anlamında algılanmasın, normal tanıdık ilişkisinde yapılan sohbettir, fakat kendisi bizlere bu tür bilgiler verirken, bu konularda kapsamlı sohbetlerin yapıldığını, bu sohbetleri kendisinin bize vermiş olduğu bilgilerden ve bu bilgileri aktarış şeklinden kendisinin yaptığı anlaşılıyordu. Bu sohbetlerin genelde Buca da olduğunu bize söylemişti. Fakat bu sohbetlere kimin katıldığını, ne şekilde olduğunu bilmiyorum, beni her ne kadar bu sohbetlere davet etmiş ise de bugüne kadar hiç gitmedim ve bu sohbetlerine katılmadım. Sohbetlerin hangi cemaatin bünyesinde yapıldığını, bu sohbetlere kimin katıldığını da bilmiyorum. Kendisini muhafazakâr olarak tanırdım, hatta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde onun hakkında övücü ve olumlu cümleler konuşurdu, daha sonda EGE TV de programlara çıkmaya başladı, orada ekonominin gidişatı hakkında hep olumsuz kelimeler kullanmaya başladı, daha sonra iktidara karşı iyiden iyiye muhalefet olmaya başladı, nasıl bu şekilde döndü ben anlam verememiştim.

Amerika’ya gitmiş miydi?

Ben Burak OĞUZ isimli şahsın Amerika da ismini bilmediğim birkaç şirketin muhasebe işlerini yaptığını, bu amaçla Amerika ya gidip geldiğini kendisi bana söylemişti. Bana Amerika ya gidip geldiğini ve oradaki bazı şirketlerin muhasebe işlerini kendisinin yaptığını bana söylemişti, belki hava olsun diye söylemişti, burasını bilemem ama hangi şirkete ait olduğunu gerçekten de Amerika da böyle bir şirketin defterlerini tutup tutmadığını bilmiyorum. 2014 ve sonrasında da … yoğun bir şekilde siyaset yapmaya başladı, ondan sonraki dönemde işlerini güçlerini herhalde bıraktı ki hemen her gün Urla’daydı, 2008 yılından sonra … siyasi anlamda ne tür bir adaylık varsa hepsinde kendisi muhakkak vardı, bu aday adaylık süreci başladıktan sonra hakkında birçok dedikodu çıkmıştı, bu dedikoduları bende duymuştum. Hatta dedikodular içerisinde Amerika ya gidip Fethullah Gülen ile görüşüp elini öptüğüne ilişkin dershane olaylarından sonra Fethullah’ın imamı olduğuna ilişkin birçok dedikodu vardı ama bunu genellikle siyasi rakipleri de çok dillendiriyordu, bende onlardan duyuyordum ama bu dedikodu ne kadar doğrudur bilmiyorum, benim bu şahıs ile ilgili bilgi ve görgüm, duyumum bundan ibarettir başkaca bir diyeceğim yoktur” şeklindeki ifadesi de iddianamede yer aldı.

Burak Oğuz, Tarkan Bakırlı’nın bu iddiaları konusunda şöyle ifade verdi:

“Ben yukarıda beyan ettiğim ve açıkladığım üzere birkaç kez sohbetlere gitmiştim. Ben buralara başkalarının daveti üzerine gittim. Herhangi bir kimseyi davet etmedim. Çok uzun zaman geçtiği için de herhangi bir şekilde kimlerin katıldığını şu anda hatırlayamıyorum. Ben birçok yabancı şirketin muhasebesini tuttum. Ben masterimi Ege Serbest Bölgesi üzerinden yaptım. Bu sebeple sadece Amerika değil Hindistan, Norveç, Hollanda ve İngiltere, Nijerya, İran, Çin gibi birçok ülkenin şirketi ile çalıştım ve Türkiye’deki işlerini yaptım. Hâlâ da devrettiğim şirket belirttiğim yabancı şirketlerin işlerini halen yapmaktadır. Fethullah Gülen ile tanışmadım. AMERİKA’YA GİTTİĞİMDE SADECE NEW YORK ŞEHRİNDE DURDUM. BAŞKA YERE GİTMEDİM. BEN TEK BAŞIMA YURT DIŞINA ÇIKMAYI SEVERİM. NEW YORK’A DA TEK BAŞIMA GİTMİŞTİM. 2-3 GÜN KALDIM. NEW YORK’U GEZDİM, geri geldim.”

Tek tek isimler soruldu

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz hakkında düzenlenen iddianamenin bir bölümünde ise Cenk Küçükakın, Gökmen Doyranlı, Hüseyin Boyacı, Refik Uzun, Yılmaz Serdaroğlu, Mehmet Timuroğlu, Mustafa Özkara, Engin Badem, İsmail Sevim Doğanata, Murat Özer, Yavuz Selim Barbaros, Faruk Demirkol, Engin Badem, Fatih Alım ile YENBU Turizm İnşaat Taahhüt Madencilik Sanayi ve Ticaret şirketi ile ilgili “Geçmişten günümüze kadar sahibi olduğunuz veya sigortalı olarak çalıştığınız muhasebe ve/veya mali müşavirlik şirketlerinin faaliyetleri kapsamında muhasebe hizmetlerini yürüttüğünüz şirketler arasında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile iltisaklı olan şirket bulunmakta mıdır? Bulunmakta ise, şirketlerin işletme unvanları, kim veya kimlere ait olduğu hususları ile şirketler ile aranızdaki ticari ilişkinin gerçekleşmesi hususundaki bağlantının hangi şartlarda ve kimlerin aracılığı ile gerçekleştiği” yolundaki sorulara ise Burak Oğuz iddianameye göre şu yanıtları verdi:

“FETÖ”yle irtibatlı şirketlere muhasebe hizmeti verdiniz mi sorusuna Burak Oğuz’dan yanıt: “Ege’de Son Söz’e mali müşavirlik hizmeti verdim”

“Hatırlamıyorum. Söz konusu şahıslardan Celil Sarıgül yabancı gelmiyor ancak hatırlayamadım. Söz konusu şahısları İzmir Genç İşadamları Derneğinden tanıyorum. Yılmaz Serdaroğlu ve Gökmen Doyranlı’yı tam hatırlayamadım ancak diğer şahısları İzmir Genç İşadamları Derneğinden tanıyorum. Ben ifademde de belirttiğim üzere İzmir Genç İşadamları Derneği vasıtasıyla tanıştığım şahıslardır. Yukarıdaki ifadeler genel olarak doğrudur. Şöyle ki; ben Afrika ile ilgili merak ve ilgimden kaynaklı İGİD’e üye olmuştum ve böyle bir şirketi ticari amaçlı kurduk. Ben de bu şahısları dernek vasıtasıyla tanıdım ve hepsi işadamıdır. O dönem dernekte yönetim kurulu üyeliği de yaptım. Daha sonra İGİD yönetimi ile tarz ve birçok sebeple ters düştük ve yönetim kurulu üyeliği ve dernek üyeliğinden istifa ettim ve daha sonra şirketteki hissemi de bahsedildiği üzere Cenk isimli şahsa devrederek çıktım. Belirttiğim üzere ticari olarak kurulan bir şirkettir. Herhangi bir şekilde terör örgütüne benim muhasebesine baktığım dönemde herhangi bir para akışı sağlanmamıştır. SÖZ KONUSU ŞİRKET DE BENİM OLDUĞUM DÖNEMDE HEP ZARARDAYDI. Herhangi bir talimat ile ben bu şirkete ortak olmadım veya kurmadım. Tamamen ticari amaçla kurulan bir şirkettir. Ben birçok şirkete mali müşavirlik hizmetinde bulundum. Bunların içinde mutlaka FETÖ ile alakalı şirketler vardır. Ancak hatırladığım kadarıyla Ege’de Sön Söz isimli internet haberciliği yapan bir şirket vardı. Belirttiğim üzere birçok şirketle çalıştığım için net bir bilgi vermem de söz konusu değildir.”

Telefon bağlantıları

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz hakkında düzenlenen iddianamede birçok telefon numarası kaydı da yer aldı.

Oğuz tarafından çoğunlukla “hatırlamıyorum” şeklinde yanıtlanan iddialar arasında en dikkat çekeni Burak Oğuz tarafından kullanılan 532 416….. numaralı telefon ile çeşitli telefon numaraları arasında kurulan irtibatlar.

İddianemeye göre Oğuz’un kullandığı telefonun yapılan HTS incelemesinde, Deniz Kuvvetleri Mahrem Yapılanması içerisinde faaliyet gösteren mahrem imamlardan Metin ve Fevzi Kod adlı Hakan Çiçek tarafından kullanılan 533429…. numaralı GSM hattı ile 10 Aralık 2012 ile 24 Mart 2014 tarihleri arasında 17 kez, Deniz Kuvvetleri mahrem yapılanması içerisinde Genel Müdür pozisyonunda faaliyet gösteren Faruk Kod adlı Feyzullah Demirci tarafından kullanılan 505683…. numaralı GSM hattı ile 15 Ocak 2008 ile 17Eylül 2011 tarihleri arasında 6 kez, yine Feyzullah Demirci adına kayıtlı 533815…. numaralı GSM hattı ile 13 Ekim 2008 tarihinde 1 kez, Mülki İdari Amirleri yapılanması içerisinde faaliyet gösteren Mahmut Akpınar tarafından kullanılan 533681…. numaralı GSM hattı ile 23 Temmuz 2011 tarihinde 1 kez, Emniyet Mahrem yapılanmasında yer alan Orhan kod adlı Olcay Malaker tarafından kullanılan 532660…. numaralı GSM hattı ile 22 Mayıs 2007 ile 06 Ocak 2015 tarihleri arasında 4 kez, Emniyet Mahrem yapılanmasında yer alan Tansel Biber’in eşi olan kendisi de emniyet mahrem imamları kadın yapılanmasında sorumlu olan Şükran Biber adına kayıtlı 505805…. numaralı GSM hattı ile 09 Ocak 2007 ile 27 Mart 2010 tarihleri arasında 11 kez kuruldu.

Oğuz’un iddianamede yer alan yanıtları ise şöyle oldu:

“Hakan Çiçek ile ilgili zaten beyanda bulunmuştum. Diğerleri ile hangi şekilde ne amaçla irtibat kurduğumu bilmiyorum. Eski tarihlidir. İşim gereği birçok görüşme yapmaktayım. Muhasebesini tuttuğum şirketlerin ortaklarından biri olabilir. Biber soy isimli kişilerin sahibi olduğu yazılım veya bilgisayar şirketi defteri tutmuştum. Ancak tam tarihlerini hatırlayamıyorum. Lokman Uçan isimli şahsı tanırım. İşimiz gereği teşvik işlemlerini takip etmekteyiz. Teşvik ile ilgili ayrı bir mevzuat vardır. Ben mali müşavirlik şirketini kullanırken KOSGEB teşvikleri, SGK teşvikleri, Kırsal teşvik (TKDK) vb. konularda çalıştık. Bize bu teşvikler konusunda yardımcı olmak üzere proje yazan ve zaman zaman da destek aldığımız ancak SGK kayıtlı olarak çalıştırmadığımız uzman olarak bildiğimiz ve bize gelen Lokman Uçar isimli bir şahıs vardı ve biz bu işler için benim personelim yeterli olmadığı için, bu işleri bilen, bu işleri yapan ve bu işin mevzuatına hakim olan bize gelen bu şahısla bir dönem çalıştım. En az bir yıldır kendisi ile görüşmemekteyim. Şahsın FETÖ ile alakalı olduğunu bilmiyordum. Firari olup olmadığını da bilmiyordum. Lokman ile ilgili bildiklerimi yukarıda anlattım. Yukarıda açıkladığım üzere telefon numaralarını ve cihazları iş için vermiştik ve bu iş ile ilgili genelde ofisim olan Cumhuriyet Bulvarı No:45 K:3 D:4 Pamuk Plaza Çankaya / İZMİR adresinde görüşürdük. İş ile ilgili yani teşvik ile ilgili toplantı yaptığımız zamanlardır.”

Yurtdışı seyahatleri ile ilgili iddialar

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un şüpheli olarak ifadesinde Amerika’ya 2-3 günlüğüne tek başına gittiği yönündeki sözlerinin de araştırıldığı belirtilerek, “Şüpheli İbrahim Burak Oğuz’un 26 Ekim 2010 ile 1 Kasım 2010 tarihleri arasında 3 günlük ABD seyahati olduğu tespit edilmiştir.
Soruşturma kapsamında Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğünden temin edilen uçuş manifesto listeleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü Kom Bilgi Sisteminde bulunan veriler kullanılarak yapılan inceleme neticesinde;
26 Ekim 2010 günü saat: 09.38’de İstanbul Atatürk Havalimanından pasaport kontrolünden geçerek Türk Hava Yollarının TK 1 sefer sayılı uçağı ile JFK (ABD) yurt dışına çıkarak Amerika ülkesine gittiği, 01 Kasım 2010 tarihinde saat: 09.16’da İstanbul Atatürk Havalimanından pasaport kontrolünden geçerek yurda giriş yaptığı, aynı uçakla birlikte çıkış giriş yaptığı şahıslara bakıldığında aynı dakika içinde İbrahim Burak Oğuz ile birlikte pasaport kontrolünden geçen şahıslar arasında KOM Bilgi Sistemi belge evrak kaydında hakkında mahrem imam ve FETÖ/PDY müzahiri şirketlerde SGK kaydı olduğuna dair bilgi bulunan ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/41860 sayılı soruşturması kapsamında hakkında adli işlem yapılan ancak temini mümkün olmayan İzmir 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2017/5855 sayılı YAKALAMA MÜZEKKERESİ ile aranan Hüseyin Çakıroğlu isimli şahsın da olduğu,
GİDİŞ YOLCULUĞUNDA İBRAHİM BURAK OĞUZ’UN UÇAĞIN 51B-M, HÜSEYİN ÇAKIROĞLU’NUN İSE 51A-M SIRADAKİ KOLTUKLARINDA YAN YANA SEYAHAT ETTİKLERİ, DÖNÜŞ YOLCULUĞUNDA İSE İBRAHİM BURAK OĞUZ’UN 51-B, HÜSEYİN ÇAKIROĞLU’NUN İSE 51-A SIRALI KOLTUKTA YİNE YAN YANA SEYAHAT ETTİKLERİ TESPİT EDİLDİĞİ,

Şüpheli İbrahim Burak OĞUZ tarafından kullanıldığı tespit edilen GSM numarasına ait HTS kayıtları bahse konu ABD uçuş tarihi dikkate alınarak incelendiğinde, 26/10/2010 tarihinde uçuş saatinden önce Yeter (Ağırman) Caymaz adına kayıtlı olan 0537 787 87 .. numaralı GSM hattı ile HTS irtibatlarının bulunduğunun görülmesi üzerine hat sahibi Yeter Caymaz’ın soruşturma dosyası kapsamında bilgi sahibi olarak alınan beyanında; belirtilen hattın kendisi tarafından kullanılmadığını, hattın gerçek kullanıcısını bilmediğini ve soruşturma kapsamında hattın gerçek kullanıcısının tespit edilmesini talep etmesi üzerine soruşturma kapsamında HTS verileri temin edilen Yeter Caymaz adına kayıtlı 0537 787 87 .. numaralı GSM hattına ait irtibatlar kontrol edildiğinde, belirtilen GSM hattının kullanım aralığında sadece İbrahim Burak Oğuz adına kayıtlı bulunan 0532 416 09 .. numaralı GSM hattı ile 14 Eylül 2010-26 Ekim 2010 tarihleri arasında 39 adet irtibatının bulunduğu ve söz konusu hattan başkaca bir GSM hattı ile görüşme yapılmadığı görülmesi, bahse konu GSM hattının İbrahim Burak Oğuz’un ABD ülkesine seyahat ettiği 26 Ekim 2010 tarihindeki baz bilgileri üzerinde yapılan kontrollerde hattın belirtilen tarihteki seyahat esnasında İbrahim Burak Oğuz ile yan yana koltuklarda gidiş ve dönüş kaydı bulunan Hüseyin Çakıroğlu isimli şahsın MERNİS adresi ile uyum gösterdiği, söz konusu operasyonel hattın 26 Ekim 2010 tarihinden sonra kullanılmadığı, 26 Ekim 2010 tarihinde gerçekleşen uçuş saati öncesinde saat 06:28’de iki hat arasında irtibat bulunduğu ve Yeter Caymaz adına kayıtlı GSM hattının bahse konu görüşme esnasındaki baz bilgisinin yine Hüseyin Çakıroğlu isimli şahsın MERNİS adresi ile uyum gösterdiği, aynı gün uçuş saatinden önce 07:13’de dokuz saniyelik irtibatlarının bulunduğu ve irtibat esnasında her iki hattın baz bilgilerinin İzmir Adnan Menderes Hava Limanında olması, Yeter Caymaz adına kayıtlı 0537 787 87 .. numaralı GSM hattı ile İbrahim Burak Oğuz tarafından kullanılan 0532 416 09 .. numaralı GSM hattının 02 Ekim 2010 tarihinde de irtibatının bulunduğu ve yine her iki hattın İbrahim Burak Oğuz’un ikameti olan Urla ilçesinde baz verdiklerinin görülmesi üzerine BAHSE KONU GSM HATTININ HÜSEYİN ÇAKIROĞLU İSİMLİ ŞAHIS TARAFINDAN SADECE DOSYAMIZ ŞÜPHELİSİ İBRAHİM BURAK OĞUZ İLE İRTİBAT İÇİN KULLANILAN ÖRGÜTÜN OPERASYONEL HAT OLARAK KULLANDIĞI GSM NUMARASI OLDUĞUNUN ANLAŞILDIĞI,
19 Nisan 2009 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanından yurt dışına çıkarak 23 Nisan 2009 tarihinde yurda geri döndüğü, aralarında HTS irtibatı olduğu tespit edilen Cuma Kılıç ile Hüseyin Fehmi Şafak ile birlikte yurt dışına aynı uçakta çıkıp aynı uçakta geri döndüğü, birlikte seyahat ettiği bu şahıslardan Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/390, esas sayılı dosyası kapsamında firari olarak aranan ve yurt dışına firar ettiği ile Amerika Los Angeles’ta bulunduğu yönünde bilgi bulunan, aynı zamanda İbrahim Burak Oğuz’un üyesi olduğu KHK ile kapatılan derneklerden İzmir İş Adamları Derneğinin de üyesi olan Hüseyin Fehmi Şafak ile birlikte seyahat ettiği, gidiş seyahatinden bir gün önce yani 18 Nisan 2009 tarihinde Hüseyin Fehmi Şafak’ın kullandığı 54161850.. numaralı GSM hattından İbrahim Burak Oğuz’un kullandığı 53241609.. numaralı GSM hattına SMS geldiği, her ikisinin de bazının İzmir olduğu, Hüseyin Fehmi Şafak tarafından kullanılan 54161850.. numaralı GSM hattı ile İbrahim Burak Oğuz tarafından kullanılan 53241609.. numaralı GSM hattı arasında 22 Eylül 2008 ile 18 Nisan 2009 tarihleri arasında 29 kez karşılıklı arandı/aradı/mesaj attı/mesaj aldı tespit edilmiştir. Ayrıca Hüseyin Fehmi ŞAFAK adına kayıtlı olan ve bir dönem İzmir Genç İşadamları derneğine kayıtlı olmakla birlikte yine Hüseyin Fehmi Şafak tarafından kullanılan 53361850.. numaralı GSM hattı ile İbrahim Burak Oğuz tarafından kullanılan 53241609.. numaralı GSM hattı arasında 22 Ağustos 2008 ile 01 Ocak 2013 tarihleri arasında 23 + 139 =162 kez karşılıklı arandı/aradı/mesaj attı/mesaj aldı şeklinde HTS kaydı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Hüseyin Fehmi ŞAFAK ile İbrahim Burak Oğuz’un her ikisinin de yurt dışında oldukları sırada İbrahim Burak Oğuz’un Hüseyin Fehmi Şafak’ı aradığı, Yine 19 Nisan 2009 ile 23 Nisan 2009 tarihleri arasında birlikte seyahat ettiği şahıslardan Cuma KILIÇ tarafından kullanılan 53220594.. numaralı GSM hattı ile İbrahim Burak Oğuz tarafından kullanılan 53241609.. numaralı GSM hattı arasında 26 Mart 2009 ile 18 Ağustos 2012 tarihleri arasında iki adet HTS kaydı olduğu, Cuma Kılıç’ın FETÖ/PDY İrtibatı olup olmadığına bakıldığında ise; müzahir sendika ve dernek kaydı olduğu tespit edilmiştir.
YUKARIDA AÇIKLANAN HUSUSLAR KAPSAMINDA;
Şüphelinin FETÖ/PDY ile iltisaklı ve aranan birçok kişi veya kurum ile HTS kayıtlarından tespit edildiği üzere, görüşmelerinin olduğu, SADECE KENDİSİ İLE İLETİŞİM İÇİN KULLANILDIĞI TESPİT EDİLEBİLEN BİR ADET OPERASYONEL HAT İLE İLETİŞİME GEÇİLDİĞİ ve geçtiği, Yılmaz SERDAROGLU alınan beyanında “… Mali Müşavirler meslek grubunda zaten kimse Fetullahçı olduğunu gizlemiyor, bunu açıkça dile getiriyordu. Bu kişiden sonra FETÖ yapılanması mensubu olan … Burak OĞUZ (0532 416 09 39 nolu telefonu kullanır.)… isimli kişiler geldi. BU KİŞİLERİN TAMAMI FETÖ YAPILANMASINDA MALİ MÜŞAVİR ÜNİTESİ İÇERİSİNDE YER ALAN VE FETÖ YAPILANMASI FİRMALARININ MUHASEBECİLİK HİZMETLERİNİ YERİNE GETİREN MALİ MÜŞAVİRLERDİR.” beyanı doğrultusunda; İbrahim Burak OĞUZ’a ait şirketin defterini tuttuğu şirketler arasında emniyet mahrem imamları, tsk mahrem imamları, mülkiye mahrem imamları, dönemin İzmir il imamının ortağı ve yöneticisi olduğu şirketler ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü müzahiri şirket ve derneklerde kaydı bulunan şahıslara ait şirketlerin defterlerini ŞİRKETİ DEVRETTİĞİ TARİHE KADAR TUTTUĞU,
Şüphelinin savcılık ifadesinde İGİD’de olduğu dönemde her ne kadar sohbetlere yönlendirildiğini söylemiş ise de; daha sonra Melih Çamkıran’ın ifadesi sorulduğunda ise İGİD dönemi öncesinde de sohbet toplantılarına gittiğinin anlaşıldığı, sohbet hocalığı konusu sorulduğunda ise tevil yollu ikrar ettiği üzere “Ancak ben sohbetlere gittiğimi söyledim. Ortam içinde bulunurken bir şeyler de anlatmış veya okumuş olabilirim. Ancak sohbet hocalığı yapmam söz konusu değildir” şeklinde cevap verdiği, söz konusu sohbetler ile ilgili nerelerde ve kimlerle sohbete gittiği yönünde herhangi bir bilgi vermekten kaçındığı, İZMİR GENÇ İŞ ADAMLARI DERNEĞİ isimli dernekte üyelik kaydının bulunduğu, Bu üyelik kapsamında üyelerinin çoğu hakkında FETÖ/PDY kapsamında işlem yapılan İGİD üyeleri ile birlikte Demokratik Kongo Cumhuriyetine yatırım yapmak amacıyla kurulan YENBU isimli şirketin ortaklarından olduğu, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından yurt dışından gelen misafirlerin konaklanmasının sağlanması amacıyla kurulduğu yönünde beyan bulunan feshedilmiş durumdaki 35-048-050 kütük numaralı İZMİR KÜLTÜRLERARASI DİYALOG MERKEZİ DERNEĞİ isimli derneğe 2008 yılı itibari ile üyeliğinin bulunduğu,
Şüphelinin mahrem yapılanma içerisinde yer almadığı hususundaki savunmasının gerçeğe, suçtan kurtulmaya ve örgütle ilgili hiçbir bilgi vermemeye yönelik inkar amaçlı olduğu, yukarıda yapılan tespitler neticesinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğu anlaşılmakla” denildi.

Burak Oğuz için istenen cezalar

İddianamede sonuç olarak CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un hakkında istenen cezalar da şöyle belirtildi:

“Yukarıda açıklanan nedenlerle, üzerine atılı suçu işlediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 170/2 maddesi anlamında yeterli delil elde edilen şüphelinin Mahkemenizce yargılanarak, eylemine uyan; TMK’nın 7/1 maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 5/1 maddeleri uyarınca CEZALANDIRILMASINA, Hakkında TCK’nın 58/9 maddesinin TATBİKİNE (Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir),
Şüphelinin gözaltında ve tutuklulukta geçen ve geçecek sürelerinin TCK’nın 63. maddesi uyarınca süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde cezasından MAHSUBUNA,
Kasten işlemiş olduğu suç nedeniyle süreli hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nın 53/1 maddesinde sayılı BELİRLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMASINA,
Eylemlerine uyan suçun vasıf ve mahiyeti, bu suç için yasada öngörülen ceza miktarı, suçun CMK’nın 100/3.a.11 maddesinde sayılan ve tutuklama nedenlerinin mevcudiyetine karine teşkil eden suçlardan olması ve tutuklu şüphelinin tahliyesi halinde birçok örgüt yöneticisi ve mensubun yaptığı gibi kaçabileceği, gizlenebileceği ve/veya örgütsel faaliyetlerini sürdürebileceği yönündeki şüphe nazara alınarak TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA karar verilmesi, kamu hakları adına iddia ve talep olunur.”

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER