A3 Haber

Çeşme ve Urla’daki rant tezgahına itiraz: Av. Senih Özay ve arkadaşları Danıştay’a gidiyor

Çeşme ve Urla’daki rant tezgahına itiraz: Av. Senih Özay ve arkadaşları Danıştay’a gidiyor

Çeşme ve Urla’daki rant tezgahına itiraz: Av. Senih Özay ve arkadaşları Danıştay’a gidiyor
Şubat 15
16:39 2020

Çeşme ve Urla’nın bereketli toprakları, el değmemiş sahilleri, eşsiz florası ve faunası üzerinde kara bulutlar geziyor. Ancak bu rant tezgahına karşı mücadele bayrağını açan hukukçular harekete geçti. Dört Cumhurbaşkanlığı kararı, Av. Senih Özay ve hukukçu arkadaşları tarafından Danıştay’a götürülüyor.

İzmir’in tarihi ve turistik ilçesi Çeşme ile tarihi MÖ 4000’lere dek uzanan Urla’da yeni bir rant tezgahı kuruluyor. Ancak bu rant tezgahına karşı mücadele bayrağını açan hukukçular da var.

Çeşme ve Urla’da çok sayıda parselin acele kamulaştırılması ve turizm alanı ilan edilmesini öngören dört cumhurbaşkanlığı kararı, Av. Senih Özay ve hukukçu arkadaşları tarafından iptal talebiyle Danıştay’a götürülüyor. Özay, “Dört karara karşı dava açıyoruz” dedi.

Dört Cumhurbaşkanlığı kararına dava

Bölgeyi yapılaşmaya açacak, oteller dikip golf sahaları serecek, Turizm Bakanı Nuri Ersoy’un deyişiyle “Çeşme’yi Cannes yapacak” rant tezgahıyla ilk karar 13 Eylül 2019 tarihli 1532 sayılı karar… Ardından 25 Ocak 2020 tarihli 2054 sayılı, 12 Şubat 2020 tarihli 2102 ve 2103 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararları geldi sırayla…

Bu dört kararı bir arada değerlendirmesini rica ediyorum Av. Senih özay’dan…

“Bu dört karara aynı anda baktığınızda ne görüyorsunuz” diyorum.

Söz Senih Özay’da:

Ben bu dört kararda şunları görüyorum: Suyun eksik oluşu, mera ve hayvancılık meselesi, endemik canlıların ciddi zarar göreceği gerçeği, ani nüfus artışı ve şehrin bunu kaldıramayacak oluşu, inşaat çılgınlığı, dev oteller, golf sahaları, marina, yeraltı ve üstü sularının kalıcı olarak zehirlenmesi, sörf sporunun alacağı darbe… Baktığımızda bir çırpıda görünenler bunlar… Bunlara sessiz kalamayız…

Ne yapacaklarını, hangi adımları atacaklarını soruyorum…

Senih Özay yanıtlıyor:

Bu dört karar karşı itiraz hakkımız var. Danıştay’a başvuruyoruz. Biz avukatlar olarak Çeşme Alaçatı ve Urla Zeytineli’nde çok sayıda arazinin acele kamulaştırması ve yörenin turizm teşvik bölgesi ilan edildiği Cumhurbaşkanlığı kararlarına karşı dilekçeyi tamamladık. Parsel sahibi veya değil, yöre insanının hepsinin ve TMMOB, Baro, sivil toplum örgütleri, Tabipler Odası gibi kuruluşların da davacı olabileceği bir başvuru yapacağız. 22 Şubat’a kadar Danıştay’a başvurmamız gerekiyor, başvuracağız.

Çeşme ve Urla yarımadasında tepki çok

Yukarda anlattıklarımız, işin hukuki girişim boyutu…

Yarımada son günlerde hareketli, hareketli olduğu kadar da öfkeli ve tepkili…

İzmir Düşünce Topluluğu önceki gün Urla’da bir toplantı, bir panel düzenledi. Toplantının, panelin yönlendiriciliğini sosyolog Dr. Engin Önen yaptı. Hukukçular, meslek odası yöneticileri söz aldı… Av. Senih Özay, Av. Şehrazat Mercan bölgenin karşı karşıya kaldığı tehdidin hukuki boyutlarını anlattı.

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay ile Şehir Plancıları Odası yönetim kurulu üyesi Zafer Mutluer de, bölgede planlanan tezgahı kendi mesleki pencerelerinden değerlendirdiler, yörenin nasıl bir tehlike ve vahşi yapılaşma tehdidi altında olduğunu anlattılar.

İşte sonuç bildirgesi

Toplantının sonunda ortaya bir de sonuç bildirgesi çıktı.

Sonuç bildirgesini noktasına virgülüne dokunmadan aktaralım:

  • Bu “acele kamulaştırma kararı”, aslında kamulaştırma tanımına uymamaktadır. Burada kamu yararından ziyade kar amaçlı ve kaynak yaratmaya yönelik bir uygulama söz konusudur. Bu kapsamda hem bazı özel mülklere el konması hem de çok geniş alana yayılmış olan hazine arazilerinin turizm amaçlı işletmelere tahsisi, haksız bir uygulamadır.
  • Bu proje uygulamaya konduğunda, bölgede, adeta milyonluk yeni bir şehir kurulması planlanmaktadır. Bu ise sadece kamulaştırmaya konu olan alanda değil, Yarımada’nın tamamında ekolojik sistemi olumsuz etkileyecek sonuçlar doğuracaktır. Denizdeki ve karadaki bazı canlı türlerin yanı sıra bölgedeki geleneksel tarım ve hayvancılık son bulacaktır.
  • Halkın tepkisini azaltmak için “Bölgeye Turizm Piyangosu vurdu”, herkes zengin olacak, iş bulacak algısı yaratılmaya çalışılmaktadır. Farazi ve abartılmış turizm projeleri öne sürülmektedir. Hiç kimse Yunanistan’da olduğu gibi doğa ile uyumlu turizm yatırımlarına karşı değildir. Ancak zaten su fakiri olan bölgede 20 tane golf sahası, 14-15 milyarlık turizm yatırımı da içeren bu abartılmış proje, ciddi bir ekolojik tehdit unsurudur.
  • Yurttaşı ve bölge halkını dikkate almadan hazırlanmış bu projeye ve acele kamulaştırma kararına karşı bireysel ve toplu davalar açılmalıdır.
  • Hukuki mücadelenin yanı sıra, sivil toplumun bazı eylemler yapmasının da yararlı olacağı düşünülmektedir. Yurttaşların katılacağı sivil itaatsizlik eylemlerinin, yerel yönetimlerin, kent konseylerinin ve milletvekillerinin de katılımı ile kamuoyu oluşturması beklenmektedir.
  • Bu sorun sadece Urla ve çeşme de yaşayanların değil aynı zamanda İzmir ve Türkiye’nin sorunudur. Kanal İstanbul ne ise bu durumda aynı mantıkla yapılmaktadır. Bizler de aynı duyarlılıkla itiraz ediyoruz.
  • Bu bölge tarihi, kültürel ve doğal değerleri ile çok özel bir bölgedir. Yarımada, beton yığını haline gelen Antalya, Bodrum, Marmaris gibi ranta kurban edilmemelidir. Bu nedenle telafisi imkansız tahribatlar oluşmaması için her duyarlı yurttaşın sürece dahil olması için kampanyaların düzenlemesi gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

About Author

Ahmet Çınar

Ahmet Çınar

Related Articles

TÜM HABERLER