Bugün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Anadolu Ajansında Korona virüsü ile ilgili yaptığı açıklamaları dinledim.
Bu kendisine üçüncü kez denk gelişim. Karşımda gerçekçi, bilimselliği önemseyen, dünyada olan biteni yakından izleyen ve söyledikleriyle güven veren bir Bakan gördüm.
Kabinenin diğer bakanlarından özellikle gerçekçilik ve bilimsellik konusunda bu kadar ayrıştığı için kendisi için endişelenmedim değil. İktidar mensupları genelde soyuta ve gerçeküstülüğe pek bir düşkün ya…
Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüs için oluşturduğu “bilim kurulunda” kimler var bulamadım. Anladığım kadarıyla üniversitelerden bu konuda yetkin uzmanlar bir araya gelmiş. Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği alarmdan önce toplanmışlar. Bakanlık halen bu kurulun önerilerine uygun hareket ediyor.
Şu ana kadar ülkede koronavirüs vakasına rastlanmadı. Sayın Bakan bugünkü açıklamalarının arasında “bu rastlanmayacak anlamına gelmez” dedi. Edindiğim intiba virüs bize bulaşırsa riski minimize etmek için atılacak adımlar belli.
Tabii ben ekonomist olduğum bugünkü açıklamalardan farklı bir ders çıkardım: Acil durumlarda konuya hâkim insanların oluşturduğu “bilim kuruluyla” çalışmanın kazanımları önemli.
İddiam o ki 2018 Ağustos’undan önce dolar 4,5 TL’leri geçtikten sonra bir ekonomik “bilim kurulu” oluşturulsa ve o kurulun önerileri dikkate alınsaydı bugün ekonomisi daha sağlıklı bir Türkiye’de yaşıyor olurduk.
Aslında hâlâ oluşturabilir. İçerideki belirsizliklerin üzerine küresel taraftaki riskler büyüdü. Virüs ekonomileri vurdu. Yakın ve uzak etkiler iyi yönetilmeli.
Nisan ayıyla beraber normalleşme beklentisi bana oldukça ham bir görüş gibi görünüyor. Böyle bir iklimde ülke için faturanın daha da büyümemesi için ekonomik “bilim kurulunun” önerileri dinlenebilir.
Böyle bir kurulun söz konusu bile olmayacağını elbette biliyorum. Ekonominin içinde yerleşik pek çok kurul var. Virüsü çalışırlar bulurlar bir yolunu! Ayrıca ekonominin karar vericilerinin kendilerini gayet yetkin bulduğunun farkındayım.
Farkındayım ama Sağlık Bakanı’nı dinleyince hayal kurmaktan kendimi alamadım. Af ola!