Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda devamsızlıkların önüne geçmek başlattığı uygulamalar öğrencilerin devamsızlık yapmasının önüne geçemedi. Türkiye’de liselerde devamsızlık oranı yüzde 34 olduğu öğrenilirken, Eğitimci Onur Soğuk, öğrencilerin neden okula gitmek istemediğinı ve atılması gereken adımları açıkladı.

Öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği 20 günlük devamsızlık sınırını her yıl aşıyor. Mevcut sistemde mazeretli, mazeretsiz okula gitmeyen öğrenciler belirli bir süreyi tamamlamaları halinde sınıfta kalıyor. Liselerde özürsüz devamsızlık hakkı 10, mazeretli devamsızlık hakkı da 20 gün. Toplamda 30 günlük devamsızlık hakkı olan öğrenciler eğer ki bu süreyi aşarsa sınıf tekrarı yapmak zorunda kalıyor. Milli Eğitim Bakanlığı devamsızlığın önüne geçebilmek için çeşitli uygulamalar başlattı.

Bakanlığın uygulamaları yetersiz kaldı

Milli Eğitim Bakanlığı geçen sene başlattığı bir dizi uygulama ile devamsızlıkların önüne geçmek için adımlar atsa da özellikle liselerde istenilen sonuçlar elde edilmedi. Geçen yıl yeni proje başlatan Bakanlık devamsızlık yapmayan öğrencilere başarı belgesiyle ödüllendirme karar aldı. Yine Milli Eğitim Bakanlığı devamsızlığı azaltmak için il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine sekiz maddeden oluşan bir liste gönderdi. Sürekli devamsızlık yapan öğrencilerle ilgili yapılacak işlemler listesi adı altında gönderilen metinde devamsızlık yapan öğrencilerin velilerine kaymakamlık tarafından tebligat yapılıp para cezası kesilmesini istedi.

Liselerde devamsızlık sınırını aşan öğrenci oranı yüzde 34

Milli Eğitim Bakanlığı’nın devamsızlığın önüne geçmek attığı adımlar sonuçsuz kaldı ve öğrenciler devamsızlıklarını sürdürdü. Türkiye’de liselerde devamsızlık sınırı aşan öğrenci oranın yüzde 34 olduğu öğrenildi.

İşte öğrencilerin okula gitmeme nedenleri

Eğitimci Onur Soğuk, konuyla ilgili sosyal medyada yaptığı açık uçlu ankette, öğrencilere neden okula gitmediklerini sordu. Öğrenciler okula gitmeme nedenlerini sıralarken dikkat çeken yanıtlar geldi. İşte öğrencilerin verdiği bazı yanıtlar;

“Kimya dersi görüyoruz ,bu bununla tepkimeye girerse bu olur diyoruz hesap yapıyoruz ama bir laboratuvarımız yok ve çoğu devlet okulunda böyle. Yaptığımız tek şey ezberlemek…neyi neden öğrendiğimizden de bihaberiz…

Okulda istediğimiz verimi alamıyoruz. Vaktimizin çoğu boş geçiyor. Evde daha verimli ders çalışabiliyoruz. Hocalarımız yeterince ilgili değil. Evde birçok ücretsiz platform elimizin altında. Evde çalışmak daha mantıklı geliyor.

Okulumu seviyorum ama hapishane gibi hissettiriyor ve eğitim sisteminin ne kadar berbat olduğunu ayrıca ülkedeki eğitimin tamamen tekdüzelikten ibaret olduğunu en iyi okullarda görüyoruz bu yüzden gitmek istemiyoruz.

Okulda çalıştığım 10 derste aldığım verim evde çalıştığım yarim saatlik derste aldığım verime denk.

Bilgi sınava yönelik endekslenmiş durumda bilgi,bilgi için değil sınav için öğreniliyor. Bu da işi sıkıcı hale getiriyor vesselam ne entelektüel öğrenciye sahip oluyoruz ne de devamlı öğrenciye.

Hocam gitmeleri için bir sebep söyler misiniz ? Ben 4 yıl boyunca liseye gittim bize sadece matematikte 4 işlem gösterdiler ve şuan dershaneye gidiyorum okulun 4 yılda anlatacaklarını 9 ayda anlatıyorlar ve ben yeni yeni  terimler öğreniyorum zorlanıyorum.

12. Sınıfım. Okulda konularımız yetişmiyor. Tüm günümüzü alıyor, herkes bilinçli olmadığı için ders çalışılacak bir ortam asla yok. Geç saatte eve dönüyoruz ve bütün gün dışarıda olmanın verdiği yorgunlukla gece çalışacağımız dersin verimi de düşüyor.

Çünkü okulun kattığı hiç bir verim yok. Ayrıca ders saatleri çok uzun ve ikili sisteme geçince teneffüslerde 5 dakika oldu. Öğretmenler gerekli özeni göstermiyor. Bir çok öğretmen sadece girdiği dersten alacağı ek ücreti düşünüyor gibi davranıyor.”

“Ders saatleri çok uzun“

Liselerdeki devamsızlık oranlarının düşmemesi ve öğrencilerin şikayetlerinin ardından A3Haber’e konuşan Eğitimci Onur Soğuk,  öğrencilerin neden okula gitmediklerini ve atılması gereken adımları açıkladı. Eğitimci Soğuk, ders saatlerinin uzun sürmesine dikkat çekerken, “genel olarak öğrencilerden gelen şikayet okul ve ders saatlerinin uzun olması. Öğrenci sabah derse giriyor, 8-10 saat okulda kalıyor, bu durum yeni nesli çok sıkıyor bu kadar uzun süre okulda kalmaktan bunalıyorlar. Ha keza yoğun bir müfredat söz konusu. Çok fazla ders var ve öğrenciler derslerin altında eziliyor. Öğretmenler de konuları yetiştirmek için üst üste ders anlatıyor” dedi.

Öğrenciler akademik bilgileri dijital platformlardan elde ediyor

Eğitimci Soğuk, öğrencilerin okuldan aldığı birçok akademik bilgiyi günümüz teknolojisinde internetten aldığını vurgularken, “Okullardaki bu durum mevcut haliyle günümüz öğrencilerine yanıt vermiyor, veremiyor. Bilinçli öğrenciler okuldan alacakları akademik bilgiyi Yotube gibi pek çok farklı platform sayesinde alıyor” diye konuştu.

“Öğrencilerin sosyalleşebileceği alanlar yaratılmalı”

Sınıfların kalabalık olmasının dezavantaj olduğunun altını çizen Soğuk, “Okulda 80-10 saat 30-40 kişilik sınıflarda ders anlatmak yararlı olmuyor.  Öğrenciler için daha çok sosyal dersler, felsefe , müzik, spor gibi sosyalleşebileceği ve kendini ifade edebileceği alanların yaratılması gerek. Okulda sadece akademik bilgiyi sunmak yetmez. Ancak bu Türkiye’nin değil tüm dünyanın sorunu” şeklinde konuştu.

Okul öğrencilerin ilgili çekmiyor

Eğitimci Soğuk, öğrencilerin teknoloji çağında dikkatini toplamasının zor olduğuna işaret ederken, “Veliler ve öğretmenler olarak öğrencilere diyoruz ki ‘siz çok şanslısınız her şeyiniz var’ ancak diğer açıdan baktığımızda dezavantajı da çok. İlgilerini dağıtacak alan çok erişebilecekleri çok fazla şey var ve bu ilgilerinin başka yönlere kaymasına neden oluyor sonuç olarak okula olan ilgi azalıyor” dedi.