CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, bazı kamu kurumlarının personeline Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu yardım kampanyasına bağış yapma zorunluluğu getirmesine tepki gösterdi.

Altay, kamuoyuna yansıyan Adıyaman Milli Eğitim Müdürü’nün personele bağış yapma zorunluluğu getirmesini “eşkıyalık”, Yargıtay’ın üyelerine bağış zorunluluğu getirmesini “kepazelik”, BOTAŞ’ın bağış kampanyası için personel maaşından kesinti yapmasını ise “haraç” olarak nitelendirdi.

Gönüllülük esası ile baştılan yardım kampanyasının adının “zorunlu bağış” haline getirildiğini ifade eden Altay konuya ilişkin “Gönüllü bağışın adı zorunlu bağış oldu. Bu işin tam adı korona vergisidir. Suriyelilere 40 milyar dolar daha harcarım diyen Erdoğan’a soruyorum. O 40 milyarı bitir, bütün millet bütün varlığını sana verecek. Ama sen önce o 40 milyarı ortaya çıkar, harca. IMF’ye 5 milyar dolar borç verecektin, o 5 milyarı bir harca. Hani dünyanın en büyük 17 ekonomisinden birine sahiptik. Kanal İstanbul’a 75 milyar doları harcarım ve yaparım diyordun. Nerede şimdi bu 75 milyar dolar da millete salma saldın” şeklinde konuştu.

Altay, devlerin alan el değil veren el olması gerektiğini dile getirerek “Biz milletçe bu işin altından kalkarız. Ama devlet alan el değil veren el olursa devlettir. Alan el olan devlet olamaz. Alan el muhtaç olan eldir. Sen devlet olarak kamuda çalışanlara genelge yollayıp ‘Şu kadar parayı verirsen verirsin, vermezsen seni fişlerim’ mantığı ile bu işi götürmek en hafif tabiriyle ayıptır. Edepsizliktir” dedi.

Altay, Türkiye’nin İtalya ve İspanya’ya yardım kolileri göndermesini ise “İtalya’ya yardım kolilerini gördük. Cumhurbaşkanlığı forsumuz da konulmuş. Aklıma şu geldi ‘Sultanahmet’te dilenir, Ayasofya’da sadaka dağıtır’ diye bir söz vardır” sözleri ile değerlendirdi. (ANKA)