A3 Haber

Korona günlüğü: Bir hafta daha geçti, hava ağır…

Korona günlüğü: Bir hafta daha geçti, hava ağır…

Korona günlüğü: Bir hafta daha geçti, hava ağır…
Nisan 05
13:53 2020

Geçen hafta da çok yoğun ve yorucu geçti diyeceğim tuhaf kaçacak. Evde otururken bu neyin yoğunluğu, neyin yorgunluğu mu? Anlatayım.
Önce sağlık boyutu… Eşim normalde de hijyen konusunda çok hassas bir insan… Kaygılı da sayılır… Bir aydır doğal olarak kıpkırmızı alarm halindeyiz. Zorunlu alışveriş dışında evden çıkmıyoruz. Dönüşümüzde sterilizasyon en küçük ayrıntısına kadar uygulanıyor.
Gün içinde de cep telefonu hiç olmadığı kadar elinde, salgını yakından izlemeye çalışıyor. Ben arada bazı haber ve yorumlarla dair “bilimsel düzeltme” yapıp kendisini sakinleştirmeye çalışıyorum.
Bu arada bakıyorum günümüzün sabırsız çokbilmişleri sağda solda şimdiden bilimle ilgili vıdı vıdı etmeye başladılar. Bu kadar bekleyebildiler. Efendim, bilim insanları farklı farklı konuşuyorlarmış da kafalar karışıyormuş falan da filan…
Evet, bilim de tam öyle bir şey işte. Hap şeklinde cevaplar yok. Zor sorulara kolay cevaplar yok. Cevapları adım adım geliştirmek var. Hep şüphe, hep sorgulama, hep yanlışlama, hep araştırma var.
Arzu ederseniz belirsizlikle başa çıkabilmek için siz yine kendi masal ve anlatılarınıza dönebilirsiniz. Öyle rahat ediyorsanız… Önünde sonunda geleceğiniz kapı yine bilim olacak, onu unutmayın.
İtiraf etmeliyim, bu virüsü Ocak başından bu yana yakından izleyen biri olarak bugünlerde hiç olmadığım kadar tedirginim. Bence bulaşıcılığı yani “taşıyıcıların sorumsuzluğu” ürkütücü bir hal aldı. Hastalanmayı geçtim başkalarının hastalığına, belki ölümüne neden olmak var işin ucunda!
Gelelim insani boyuta… Bu virüsün hem küresel düzeyde, hem bizim bakanlıkça hem de medya tarafından ele alınışındaki mekaniklik bana fazla geldi. İş neredeyse veri pornografisine vardı.
Ben de bu konuda www.a3haber.com’a bir yazı yazmak ihtiyacı hissettim. Geri dönüşlerden anladım ki başka insanlar da bu kadar sayısal gitmekten rahatsızlar.
Kendi kendime bir de söz verdim. Hem virüsü, hem de ekonomiyi izlerken veriyi değil insanı öne çıkarmaya çalışacağım.
Bir ara entübe hasta sayısının günlük grafiğini çıkartmayı düşünmüştüm. İç sesim “ne yapıyorsun, kendine gel, insanlar yaşam savaşı veriyor, ne grafiği” diye çıkıştı ve durdum.
Yine a3haber’e yazdığım başka bir yazıda illerdeki nüfus yoğunluğu ile vaka sayısı arasındaki bağı ortaya koymaya çalıştım. Zamanında alınan tedbirler nüfus yoğunluğuna göre ayarlansa bugünkü tablo farklı olur muydu sorusunu sordum. Cevabını bilemiyorum. Ancak emin olduğum bir şey var: Kötü kentleşme salgın riskini artırıyor.
Ekonomik boyuta gelirsek… Veri yoğun bir haftaydı, hem içeride hem de dışarıda…
Bu hafta Zoom üzerinden iki toplantıya katıldım. Birisi ekonomi notları sayfamdaki arkadaşlarla benim düzenlediğim bir toplantıydı. Diğeri ise Tüsiad baş ekonomisti Zümrüt İmamoğlu’nun konuşmacı olduğu bir ESİAD organizasyonuydu.
Her iki toplantıda da insanları “aşırı kaygılı” gördüm. Her iki toplantıda da iktidarın acilen bir kaynak bulması gerektiği görüşü öne çıktı. Mevcut paketin yetersizliği vurgulandı.
Kaynağın IMF yoluyla gelme ihtimalinin çok düşük olduğu konusunda bir mutabakat var. FED ile swap hattı tesisi daha mümkün görünüyor. Ya da para basılacak. O ucu hiper enflasyona kadar gidebilecek taşlı bir yol.
Zümrüt hanımı dinlediğimiz gün Avrupa’dan PMI verileri (satın alma yöneticilerinin beklentileri) geldi. Hizmet sektöründeki çöküş bir kez daha teyit edildi. İmalat sanayi nispeten sağlam duruyor. Hizmetlerdeki dibe vuruş imalata ne kadar bulaşacak onu zamanla göreceğiz.
Bu PMI tablosuyla Avrupa’nın 2020’de yüzde 10 kadar küçülebileceğinden söz edilmeye başladı. Zümrüt hanım ihracatımızda yüzde 25 kadar daralma beklediğini belirtti. Bir de mealen şunu dedi: “Avrupalı meslektaşlarımızla konuştuğumuzda Avrupa böyle krizlerden bütünleşerek çıkar diyorlar.”
Bizde de İstanbul Sanayi Odasının açıkladığı Türkiye PMI ise sert (yüzde 8,3) düşerek ihracattaki gerilemenin hissedilmeye başladığını gösterdi.
İçeride de dışarıda da baz senaryo üç dört ay sonra normalleşmenin başlaması olarak görünüyor. Salgında tepe noktaya varmak Nisan sonunu bulacak. Tabii ekonomik aktörlerin sisteme ne şekilde dönecekleri, virüs sonrasında hangi alışkanlıklarını değiştirecekleri belli değil. Bunlar yaşanarak görülecek.
Belirsizlik ve kaotik ortam bir süre daha devam edeceğe benzer.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER