A3 Haber

İki pilotun ailesi altı yıldır adalet için kapı kapı dolaşıyor: Adalet bu mu?

İki pilotun ailesi altı yıldır adalet için kapı kapı dolaşıyor: Adalet bu mu?

İki pilotun ailesi altı yıldır adalet için kapı kapı dolaşıyor: Adalet bu mu?
Nisan 06
16:52 2020

22 Haziran 2012.
Malatya’dan kalkan Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F4 tipi uçak, Hatay’ın Samandağ ilçesinin güneyinde, Akdeniz’in Suriye karasuları üzerinde düşürüldü.
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katıldığı zirve 2 saat 10 dakika sürdü.
Pilotlarımızı ve uçağımızı arama-kurtarma çalışmalarına katılan Amerikan Nautlius gemisi 4 Temmuz 2012 gecesi Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan ile Hava Pilot Teğmen Hüseyin Aksoy’un naaşına denizin 260 metre dibinde ulaştı.
Türk Hava Kuvvetleri Kaza Kırım Heyeti’nin açıkladığı ilk rapora göre, Suriye tarafından optik sistemle ateşlenen füze, Türk pilotlar tarafından son anda fark edildi. Pilotun sola doğru yaptığı kaçınma manevrasına rağmen patlayan füzenin yarattığı basınç şoku ile pilotlar hakimiyeti kaybetti. Uçak 7 bin 400 feet (2 bin 255 metre) yükseklikten saatte 482 kilometre hızla denize çakıldı.
“Türkiye olayın tam olarak aydınlatılmasının ardından nihai tavrını ortaya koyacak, atılması gereken adımları kararlılıkla artacaktır” denilerek, Suriye’ye karşı angajman kurallarını değiştirdiğimizi açıkladık.

Aradan geçen süre içinde olaya ilişkin olarak kusuru veya ihmali bulunduğu düşünülen askerî personel hakkında Genelkurmay Askerî Savcılığı tarafından soruşturma açıldı.
Askerî Savcılık tarafından 20 Şubat 2014’de düzenlenen iddianame kabul edildi ve şehit pilot yakınlarının da davet edildiği dava 11 Nisan 2014’de görülmeye başlandı.
Duruşmada ailelere verilen iddianamede görüldü ki, subay rütbesinde birden fazla askerî personel hakkında “taksirle ölüme neden olma, gerçeğe aykırı rapor düzenleme, görevi kötüye kullanma” gibi suçlar nedeniyle kamu davası açılmış.
Şehit yakınları bunun üzerine 26 Haziran 2014 ve 1 Nisan 2015 ve tarihinde Millî Savunma Bakanlığı’na başvuruda bulunarak manevi zararlarının karşılanmasını istediler.
Ailelerin isteği Millî Savunma Bakanlığı tarafından zımnen (dolaylı olarak) reddedildi.
Bunun üzerine şehit aileleri 11 Nisan 2014 ve 30 Haziran 2015’de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) nezdinde dava açtılar.
AYİM İkinci Dairesi 15 Nisan 2015 ve 26 Ağustos 2015 tarihli kararlarıyla her iki davayı da zaman aşımı yönünden reddetti. Reddetme gerekçesi olarak da 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun dava açma süresine ilişkin hükümlerini gösterdi.
AYİM’e göre, olayın olduğu 22 Haziran 2012 tarihinden itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekirken bu tarih geçtikten başvuru yapılmış, bu da davanın zaman aşımına uğramasına neden olmuştu.

Şehit yakınları AYİM kararına da itiraz etti.
Karar düzeltme istemleri, 25 Kasım 2015 ve 10 Şubat 2016’da yeniden reddedildi.
Aileler için tek yol kalmıştı, o da Anayasa Mahkemesi.
Onlar da öyle yaptılar.
28 Mart 2016’da Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, “tazminat davasının süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini” iddia ettiler.
Anayasa Mahkemesi, 2016/6190 sayılı başvuruyu 7 Kasım 2019’da karara bağladı.
AYM, ailelerin başvurusunu haklı bularak “mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine, mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için kararın AYİM İkinci Dairesi’ne gönderilmesine” oy birliği ile karar verdi.

Hepimiz bitti sanıyoruz ama bitmedi.
Asıl sorun bu karardan sonra başladı.
Türkiye 15 Temmuz 2016’da başarısız bir darbe girişimi yaşadı.
İktidar bunun üzerine OHAL ulan ederek kararnameler çıkarmaya başladı.
25 Ağustos 2017’de çıkarılan 694 sayılı kanun hükmündeki kararname ile Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırıldı.
Böyle olunca Anayasa Mahkemesi tarafından şehit pilotların aileleri için verilen “erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması” kararı bir anda havada kaldı.
Çünkü düzenlemeye göre, AYİM artık yoktu ve tarafından verilen kararlara ya Danıştay ya da ilgili idare mahkemeleri bakacaktı.
İş döndü dolaştı Adalet Bakanlığı’na geldi.
Adalet Bakanlığı yaptığı inceleme sonucunda, davanın yeniden görülmesi işleminin Danıştay’da değil idare mahkemesinde yapılmasına karar verdi.
Geçtiğimiz aylarda verilen bu karar sonrası şehit pilotların ailelerinin açtığı davanın reddedilmesiyle ilgili yeniden yargılama yapılması Ankara İdare Mahkemesi’nin üzerine kaldı.

Şimdi ne durumda mı?
Kaynaklarım Ankara İdare Mahkemesi’nin dosyayı incelediğini söyledi.
İnceleme ne kadar sürer kimse bilmiyor.
İnceleme sonunda Anayasa Mahkemesi kararına uyar mı o da belirsiz.
Çünkü Türkiye AYM kararlarına uymayan yerel mahkemeleri görmüş memleket.
Kısacası, şehit olmak bir dert, şehit yakını olmak başka bir dert.
Siz bakmayın “şehitler ölmez” çığlıklarına.
Bu memlekette hem öldürür hem de süründürürler…

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER