Virüsle yatıp, virüsle kalkıyoruz.
İtalya ve İspanya’daki ölümleri hayretle izleyip, kendimizi bu ülkelerle karşılaştırıyor, “En azından onlar kadar kötü değiliz” diyerek kendimizi ferahlatıyoruz. En güvendiğimiz mesele de nüfusun genç olması. Avrupa’da 2018 verilerine göre 46.3 ile İtalya en yaşlı nüfus. Biz ise 31.7 yaş ile listenin son sırasındayız. Yani en genç ülkeyiz.
Ya komşumuz Yunanistan’da durum nedir?
Virüs belası ile bizden önce karşılaşan Yunanistan bu süreci nasıl geçiriyor?
Bilindiği gibi Yunanistan da 44.6 ile Avrupa’nın en yaşlı nüfusa sahip beşinci ülkesi.
Ancak rakamlara baktığımızda Yunanlıların bu işi çok daha başarılı geçirdiğini gösteriyor.
Bugüne kadar 32 bin test yapılan ülkede virüse yakalanan sayısı bin 184.
83 kişi hayatını kaybetmiş. 84 kişi yoğun bakımda…
Yoğun bakım yatak doluluğu yüzde 10’dan aşağıda.
Dün itibarıyla 52 kişide virüs saptanmış. Ve sadece iki kişi ölmüş.
Peki 11 milyonluk bu yaşlı ülke bunun altından nasıl kalkıyor?
Öncelikle sokağa çıkma yasağı uyguluyor Yunanistan. 23 Mart’ta başladılar uygulamaya. Toplum da bu yasağa elinden geldiği kadarıyla uyuyor.
İkincisi epidemik kontrol süreci.
Yunanistan’da tüm organizasyon, başında Tsiodras Sotiris adlı bir profesörün bulunduğu Korona ile Mücadele Birimi ile yapılıyor.
Yunanistan’ın yeni süper starı. Her gün saat 18.00’de televizyonlardan bir gün öncesinin verilerini açıklıyor. Ülkenin en çok tanınan adamı. “Sakin ses” adını takmış Yunanlılar kendisine.
O ne derse Yunan hükümeti harfiyen yerine getiriyor kilisenin tüm karşı çıkışlarına rağmen. Halkın tamamı ortodoks bir ülkede pazar ayinlerini yasaklamak herkesin harcı değildir.
Ancak Yunan hükümeti Sotiris’in ileri sürdüğü tezi kabul etti ve tüm dini ayinleri yasakladı.
Sotiris’in tek bakış açısı vardı ülkesinin İtalya gibi olmaması için. Virüsün yayılmasında bir adım daha önde olmak ve karantinayı doğru uygulamak.
Gelinen noktada Sotiris’in başarılı olduğu net biçimde görülüyor.
Sydney doğumlu 54 yaşında epidemiyolog profesörün diğer bir özelliği de yedi çocuk babası olması.
Bugün Yunanlılar, bu profesör sayesinde ölümle konuşmaktan kaçındıklarını biliyorlar. Bilim bu çok sevdiğim ülkenin tarihini silinmez bir şekilde belirleyebildiğini bir kez daha doğruladı.