İktidar hayal ettiği yasayı çıkarır da, her 2 bin avukata bir baro kurulmasının yolunu açarsa…
Bakın şimdi:
Paris Barosu’ndan bir heyet gelecek, mesela İstanbul’a.
Ciddi bir kalabalık bekleşiyor havalimanının gelen yolcu çıkışında.
Hepsinin elinde bir tabela.
Biri bağırıyor:
“Mesdames et messieurs, venez par ici…”
(Google “Bayanlar baylar bu tarafa gelin” cümlesini böyle çevirdi. Günahı boyunlarına!)
Kaldırdığı tabelada “17 Numaralı İstanbul Barosu” yazıyor.
“1 Numaralı İstanbul Barosu” hemen onun önüne geçiyor.
Arkadan “11 Numaralı İstanbul Barosu” geliyor.
Sonra 6,12, 18 Numaralı İstanbul baroları…

* * *

Nerede çokluk, orada (anladınız siz onu!)
Hayda.
İtiş kakış derken tabela tutan eller sille tokat birbirine vurmaya başlamaz mı?!
“4 Numaralı İstanbul Barosu” ile “9 Numaralı İstanbul Barosu” birlik olmuşlar, dalmışlar “2,3,19 Numaralı İstanbul barolarının arasına.
Paris Barosu heyeti apışıp kalmış.
Tabelalar havada uçuyor.
Tam o sırada “20 Numaralı İstanbul Barosu” tabelasının sapı, Paris Barosu Başkanı’nın gözüne giriyor.
Derken gür bir ses, tüm gürültüyü bastırıyor.
Sesin sahibi “22 Numaralı İstanbul Barosu” Başkanı, “Durun arkadaşlar, yapmayın etmeyin. Ülkemizi madara ediyorsunuz dünyaya” diyor!

* * *

Barolar Birliği’nin 31 Aralık 2019 tarihli listesine göre, Türkiye’de avukat sayısı 5 bini geçen üç il var sadece:
İstanbul, 46.052
Ankara, 17.598
İzmir, 9.612
Bir de Antalya geliyor sınıra, 4.757 avukatla.

* * *

Dünya “umut dünyası” ya…
İktidarın da umudu, başta İstanbul ile Ankara ve İzmir’de üçer beşer baro kurulursa, her birinden ayrı ses çıkar hatta birbirlerine girerler ve güç yitirir savunma.
Ve sonuçta hukuksuzluklara direnen hiçbir kurumsal yapı kalmaz ortada.

* * *

Benim umudum ise ham hayal sahiplerinin, her koşulda avuçlarını yalayacaklarıdır.
Değil 10 tane ya da 22 tane, 100 tane de baro kurdursalar bir şehirde; “önce hukuk” diyen her avukat, hangi çatı altında yer alacağını, halk ise kime kulak vereceğini bilir.
Boş yere çırpınıyorlar yani.
Duvara toslayacaklar yine, duvara!