A3 Haber

Kılıçdaroğlu’ndan patlama sonrası MÜSİAD’ın ziyafet yemeğine sert tepki: Sizin yediğiniz yemek değil insan eti!

Kılıçdaroğlu’ndan patlama sonrası MÜSİAD’ın ziyafet yemeğine sert tepki: Sizin yediğiniz yemek değil insan eti!

Kılıçdaroğlu’ndan patlama sonrası MÜSİAD’ın ziyafet yemeğine sert tepki: Sizin yediğiniz yemek değil insan eti!
Temmuz 07
15:06 2020

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.  Sakarya’daki patlamada fabrikanın tüzüğe uygun inşa edilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ortada bir kaza yok, ortada bir cinayet var. Adaleti sağlayacağız” dedi. Patlama sonrası MÜSİAD’ın yemeğine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Daha cenazeler defnedilmeden ziyafet yemeği veriyorlar. Bir de bunu sosyal medyada paylaşıyorlar. İnsan eti yiyorsunuz siz insan eti!”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, Sakarya Hendek’teki hava fişek fabrikasında patlamanın ardından fabrika sahibinin iş adamlarına verdiği yemeğe tepki gösterirken, Erdoğan’ın patlamanın ardından aradığı ilk kişinin, fabrikanın sahibi olduğunu ve işçileri aramadığını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, fabrikadaki patlama ile ilgili, “Ortada kaza yok, cinayet var” derken, RTÜK tarafından TELE 1 ve HALK TV’ye verilen cezalara da tepki gösterdi. 

Gündemdeki baro düzenlemesine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Şimdi baroları parçalıyorlar. Bu bir bölücülük projesidir ve ülkeye ihanettir. Paralel devlet olmaz, vali olmaz, nüfus müdürü bir tane; Neden çoklu baro?” şeklinde konuştu. 

Kılıçdaroğlu, baro düzenlemesi ile ilgili Adalet Bakanı’na da seslenerek; “Bu kanun TBMM’den geçiyor ve sen de sesini çıkartmıyorsan, sen gerçek Adalet Bakanı değilsin.” ifadelerini kullandı. 

“Barolar bölününce ne olacak, etnik kimlik üzerinden barolar, sarayın baroları, pelikanın baroları olacak.” diyen Kılıçdaroğlu, “Bunlar emperyal güçlerin talimatlarının gereğini yapıyor. Sayın Erdoğan BOP’un gereğini yapmaya devam ediyor.” dedi. 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanları şu şekilde; 

  • Çanakkale’de meydana gelen yangının kontrol altına alındığını öğrendik. Yangınların yanan ağaçların da canlı olduğunu unutmamamız gerekiyor. Çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakılması açısından ormanlarımızın korunması çok önemli. 
  • Hendekte yedi vatandaşımız yaşamını yitirdi. O insanlar fabrikada evlerine helal ekmek götürmek için çalışıyorlardı. Devlet ruhsat vermişti, günün 24 saati orada çalışılıyor ama siz önlem almıyorsunuz patlamalar oluyor ve insanlar hayatını kaybediyor. 

MÜSİAD yemeğine tepki: Siz insan eti yiyorsunuz!

  • Fabrikanın geçmişi temiz değil. Daha önce patlamalar oluyor ama o fabrikanın sahibi kimse, tekrar tekrar o fabrikayı açabiliyor. Fabrikanın sahibi Sakarya MÜSİAD Başkanı, daha cenazeler defnedilmeden ziyafet yemeği veriyorlar. Bir de bunu sosyal medyada paylaşıyorlar. İnsan eti yiyorsunuz siz insan eti. 
  • Erdoğan’ın patlamanın ardından aradığı ilk kişi, fabrikanın sahibi. “Nasıl olsa orada oyum var” diyor. Ama Sakaryalı dahi sahip çıkmasa orada ölenlere biz sahip çıkacağız. Ben onun siyasi düşüncesine bakmam, istediği partiye oy verebilir. Orada hakkı yenenlerin haklarını biz savunacağız çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. 

“Ortada kaza değil cinayet var!”

  • İlk gelen raporlar. Bu işletmelerle ilgili bir tüzük var. Tüzüğe uygun binalar uzak yapılmamış. Havalandırma sistemi yetersiz. Yangından koruma yönetmeliğine uyulmamış. 
  • Duvarların yanmaz ya da 12 saat dayanıklı yapılması gerekiyordu. İçişleri Bakanlığı konuşuyor, “Denetimleri yapıldı” nerede bu duvarlar nerede önlemler. Sen İçişleri Bakanı’ysan sana o temiz raporunu vereni bulur açığa alırsın. CHP’li belediye başkanı olsa hemen açığa alırdın. 
  • Ortada bir kaza yok ortada bir cinayet var. 

RTÜK’ün Halk TV ve TELE1 verdiği cezaya sert tepki

  • RTÜK ceza veriyor. Cumhuriyet tarihinin en ağır cezası. Bir sorun mu var, Hemen TV kapat, Hemen gazete kapat, hedef gösterin tutuklayın, hapse atın. Sanıyorlar ki bu baskıyı kurarsam millet gerçeği görmez biz de iktidar oluruz. 
  • Vatandaş gerçeği görüyor ve sen de iktidar olamayacaksın. Gazeteciler neden içerideler. Haksız yere Barışlar, Murat Ağırel, olay yargılama olayından çıkmış, olay “bunları içeride tutacaksınız”a dönmüş. 
  • Bu milletin de bir vicdanı var. Basın İlan Kurumu da aynı şekilde. Gerçek gazetecilere ceza veriyor. Bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız türden cezalar. Ne olacak “Neden iktidarı eleştiriyorsun, neden işsizlik var diyorsun, bunları söyleme”. 
  • Ben bir gerçeği de paylaşmak isterim Basın İlan Kurumu besleme basına para aktaran kuruma dönmüştür. 150-300 bine göre tiraj alıyorlar ama böyle bir tiraj yok. 
  • RTÜK ve Basın İlan birer sansür kurumuna dönüşmüştür. Özellikle AKP’ye oy veren kardeşlerime seslenmek istiyorum. ATV’yi pek çok vatandaş ister; şiddet ve ensest gibi skandalları gündeme getiren kanal için 90 bin şikayet geliyor ama bir teki incelenmiyor. 

TBMM’nin Yılmaz Özdil hakkındaki suç duyurusuna eleştiri 

  • Şimdi RTÜK Başkanı’na sormak istiyorum. Sen birilerinin talimatlarını yerine getirmekle mi görevlisin? Ben değil bunu kendisi de söylüyor; “Kimse bana geldiğimden beri talimat vermedi.” 
  • Aldığım eğitime göre, dünya görüşüme göre karar alırım diyor. Hak hukuk yok bakın. “Erdoğan’ın talimatını emir biliriz” diyor. Sen bunu diyorsan sende akıl yoktur. 
  • Yılmaz Özdil, seversiniz sevmezsiniz. Baro Başkanlarına çıkarılan engeller üzerine bir yazı yazmış, Baroların ne işi var TBMM’de diyor, barolara kızıyor. Çünkü TBMM’nin vesayet altında olduğunu biliyor. Biz de biliyoruz. Böyle bir eleştiri yazmış. TBMM Yılmaz Özdil hakkında suç duyurusunda bulunuyor. 

TBMM Başkanı’na sordu: 500 bin lira rüşveti alan kimdir sen bunu sordun mu?

  • Sayın Meclis Başkanına sormak isterim. 500 bin TL rüşveti alan kimdir sen bunu sordun mu? MHP’li vekillerin o toplantıda olduğunu bilmiyor musun? Buradan bu kürsüde 500 bin TL’lik rüşvete sessiz kalanların o rüşvete ortak olduklarını söylemedim mi? Sen o AKP’li ve MHP’li vekilleri çağıracaksın soracaksın. Parlamentonun itibarını düşünüyorsan bunu soruşturacaksın. 
  • Ayakkabı kutusunda rüşvet alanlar vardı burada. Ayakkabı kutusunda rüşvet alan adam, şimdiki büyükelçi; O zaman kürsüye çıktığında birlikte alkışlamıyor muydunuz? Bir odaktan talimat alıp meclisi itibarsızlaştıran sizsiniz. Ayakkabı, çikolata kutusunda rüşvet alan adamı alkışladınız. 
  • Bu kişi milletvekili iken Allah’ın kelamıyla dalga geçen adamı alkışlamadınız mı, büyükelçi yapmadınız mı? 
  • Bu rüşvetçi adam korkudan dava açamıyor. Bu adam Cuma’ya gitmiş reklamını yapıyor. İbadette reklam var mıdır? Allah’ı kandıracağını mı zannediyorsun. Ve bu insanlar AKP sıralarında milletvekilliği yaptı. 
  • Bu mecliste iş takipçiliği için bir milyon dolar para alan adamın belgelerini koydum ortaya. O adamı da bu mecliste alkışladınız. Bana hangi itibardan bahsediyorsunuz. 
  • Meclis Başkanına sormak istiyorum; Meclis’te Ankara’da Türkiye’de olmadığı halde Meclis’teyim diyen AKP’li vekillere bir şey dedin mi sen? Kalkıp Özdil’e dava açmasaydın bunları söylemeyecektim ama sen de yerini bileceksin. 
  • Bir vekil olmadığı halde “ben buradayım diye” belge gönderiyor. Bu adamın aldığı apara haram değil mi? Nerede bu adam Hac’da. Yahu ancak bu kadar olur. 

90 bin esnaf kepenk kapattı, saray ne yaptı? 

  • Biz bunları konuşuyoruz ama vatandaşın derdi farklı. Çiftçinin, esnafı derdi farklı. 
  • 56 ilde 90 bini aşkın esnaf kepenk kapattı. İflas etti. Onların yanında çalışanlar da işsiz kaldı. Peki Saray hükümeti ne yaptı. 
  • Esnafın yanında oldu mu? Git dediler “borç al.” Bir esnafın dediği çok güzeldi; “40 yıldır vergi ödediğim devlet bana 40 gün bakamadı.” 
  • Tefecilere hortum gibi para akıyor. Ekonomi çetelerine gidiyor para. Londra’daki bir avuç tefeci. Bir günde Türkiye Cumhuriyeti’nin ödediği faiz 277 milyon 610 bin Türk Lirası. Demek ki para var, buraya gidiyor. Londra’daki tefecilere bir gün ödediği faizi esnafa ödeseler, “Allah razı olsun” diyecek ama bunlar olmadı. Dolarla garanti vermişsiniz. Beşli çete olarak tanımladığımız kişiler. 

Emeklilere seslendi: Hala bu iktidara oy mu vereceksiniz?

  • Biz bu ülkeye adaleti getireceğiz. Sadece mahkeme salonlarında değil, karnı aç bir çocuk için de adaleti sağlayacağız. Bir komediyle karşı karşıyayız. TÜİK’in rakamlarını çıkarın fiyat artışlarına bakalım. İlk 6 ayda pirin yüzde 13, ne kadar verecekler 1.75, Makarna 10, Dana eti 15, kuzu yüzde 17, margarin yüzde 21, limon yüzde 77, tren yüzde 17, sabun yüzde 14 artış fiyatı. 
  • Siz kaç vereceksiniz; 1.75. Bu vicdan mıdır? Emeklilere sesleniyorum; Hala bu iktidara oy mu vereceksiniz? 
  • Bayram ikramiyesi neden bin TL. En az bin 500 TL isteyin, sizin hakkınız. Yıllarca alın teri döktünüz, bu ülke kalkınsın diye. Bu devlet size baksın biraz. 
  • Saray sosyetesini unutmayın. Ve onların beslemeleri, onlar sizin halinizden anlamazlar. Onların yedikleri, içtikleri ayrı. Onlar ceplerinde dolar taşırlar. 
  • Bugün milyonlarca genç işsizim diye haykırıyor. Saray sosyetesi ve soytarılarının karnı tok. Bir genç, “Köpek gibi çalışıyorum ama et yiyemiyorum” diyor. Bu insanları bu hale kim getirdi. 

“Bebek mamasına alarm zili neden takarlar?”

  • Geçen Gaziantep’ten gelen AKP’ye oy veren bir kişi ile konuşuyorum. “Gaziantep’de anneme bir ev aldım. Geçenlerde gittim annem; “Oğlum ekmek alacak param yok para bırakır mısın” dedi.” Bunları söyledi bana, emeklinin hali bu. 
  • Bebek mamasına alarm zili neden takarlar. Bebek mamasını kim çalar? Çocuğu olan, mama alacak parası olmayan çalar. Türkiye bu gerçekle yüzleşmek zorunda. 
  • Bunlar yetmiyor, o saray sosyetesi yüzleri kızarmadan IBAN numarası veriyor. “Bize para gönder” diyor. Doymadınız mı ya? Nerede bu paralar. Bakana soruyorsun; “Şu bakana sor” diyor, o da bir başkasına. Nerede bu paralar? 
  • “Bu millet size parasını, canını verdi; sen bir huzur veremedin” diyor. Sarayda oturanlar ahtapottur. Vantuzları millete yapışmış durumda. O ahtapottan hesap sormak milletin görevidir. 

“Paralel devlet olmaz, vali olmaz, peki neden çoklu baro?”

  • Devletin dini adalettir demiştir Hz. Ali. Avukatlar, destek kuruluşu olarak bir araya gelir ve bir baro oluştururlar. Adalet için çabalarla. Şimdi baroları parçalıyorlar. Bu bir bölücülük projesidir ve ülkeye ihanettir. Paralel devlet olmaz, vali olmaz, nüfus müdürü bir tane; Neden çoklu baro? 
  • Baroları denetleme hakkına da sahipsin sen. “Hayır, baroları böleceğim” diyor. Milliyetçi Avukatlar Başkanı, “Bölücülüktür, yine aldatılıyorsunuz yazık ki bunu fark etmeniz yıllar alacak” diyor. 
  • Teklif nerede görüşüldü? Adalet Komisyonu’nda. En büyük adaletsizliklerin yapıldığı komisyon. Baro başkanları gelmek istiyor, izin vermiyorlar. 

“Sen gerçek Adalet Bakanı değilsin”

  • Ama bir gün önce avcılık ile ilgili bir yasa görüşülüyor ve Avcılık tarım temsilcileri davet ediliyor. Bu yapılan doğru mu, doğrudur. Peki baro başkanları neden alınmadı. Adalet Bakanlığı’nın görüşü alınmadı. Baroların görüşü alınmadı. Adalet Bakanı’nın kendisinden de görüş alınmadı. Saray’da her şeyleri bilen adam var. 
  • Adalet Bakanı’na sesleniyorum; Bu kanun TBMM’den geçiyor ve sen de sesini çıkartmıyorsan, sen gerçek Adalet Bakanı değilsin. 

“Sarayın baroları, pelikanın baroları olacak…”

  • Barolar bölününce ne olacak, etnik kimlik üzerinden barolar, sarayın baroları, pelikanın baroları olacak. Bunlar emperyal güçlerin talimatlarının gereğini yapıyor. Sayın Erdoğan BOP’un gereğini yapmaya devam ediyor. 

 

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER