A3 Haber

Sakarya’daki havai fişek fabrikasında skandallar bitmiyor: 2014’te ölen işçinin ailesine fabrikadan tazminat davası

Sakarya’daki havai fişek fabrikasında skandallar bitmiyor: 2014’te ölen işçinin ailesine fabrikadan tazminat davası

Sakarya’daki havai fişek fabrikasında skandallar bitmiyor: 2014’te ölen işçinin ailesine fabrikadan tazminat davası
Temmuz 07
13:17 2020

Sakarya’daki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda 2014’te meydana gelen patlamada yaşamını yitiren işçi Yılmaz Şapoğlu’nun ailesi, fabrikanın şikayeti sonucunda “fabrikanın patlamada oluşan zarar nedeniyle kar elde edememesi” gerekçesiyle 1 milyon 800 bin liralık cezayı ödemekle baş başa bırakılmış.

Sakarya’da bulunan Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda geçen hafta meydana gelen patlama sonrasında, fabrikada önceki yıllarda da 6 işçinin hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

dokuz8haber’den Esra Tokat’ın haberine göre, 2014 yılında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden işçi Yılmaz Şapoğlu’nun ailesine, dava açmamaları için para teklifi edildi. Para teklifini reddeden aileye, bilirkişi raporunun ardından fabrika tarafından açılan dava sonucunda “fabrikanın zarara uğratıldığı” gerekçesiyle 1 milyon 800 bin liralık ceza verildi. Konuya ilişkin konuşan Şapoğlu Ailesi’nin avukatı Mehmet Şenol, Sakarya’da hazırlanan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu kaydetti.

Aile sussun diye para teklif etmişler

14 Aralık 2014 tarihinde Yılmaz Şapoğlu’nun fabrikada yağmur oluklarını yapmak için Pazar günü görevlendirildiğini ve işini yaptığı sırada meydana gelen patlama sonucu yaşamını yitirdiğini belirten Şenol,  “Normalde bu fabrika zaten sabıkalı bir fabrika. 2014 yılından önce de birçok patlama meydana gelmiş ve bu patlamalarda da çok sayıda insan ölmüş. Bunların davalarının bir kısmı hala görülüyor, bir kısmı görülmüyor ve bir kısmı da kapatılmış. Yılmaz Şapoğlu öldükten sonra fabrika sahipleri aileye taziyeye bile gelmiyor, aileyi üzen noktalardan birisi de bu. Daha sonra ‘Aileye para verelim, sussunlar, olay böyle bitsin kapansın’ diyerek para teklifinde bulunuyorlar. Tabi burada 38 yaşında yaşamını yitiren bir aile babası ve eşini kaybede ve o sırada hamile olan acılı bir eş var. Üç çocuk babasız kalıyor. Anne ise eşini kaybettikten beş gün sonra dördüncü çocuklarını dünyaya getiriyor. Aile bu teklifi kabul etmiyor ve şiddetle reddediyor” diye konuştu.

“Teknik anlamda bir fabrika değil baraka”

Fabrikanın gerekli önlemleri almadığını kaydeden Av. Şenol, “Burası fabrika olarak geçiyor, ancak burası aslında baraka, teknik anlamda bir fabrika değil. Kısacası üretimin yapılan basit bir yer. 2014 yılındaki patlama sonucunda Yılmaz Şapoğlu hayatını kaybediyor. Ardından biz dava sürecine girdiğimizde ciddi bir şekilde dramatik hususlar ile karşılaşıyoruz” diyor ve fabrikanın almadığı önlemleri şöyle sıralıyor:

2014’teki patlama göz göre göre gelmiş 

“Pazar günü işe getirilen işçiye bir refakatte bulunulmamış, ikincisi ölen işçiye hiçbir eğitim verilmemiş. Oysa tehlikeli madde ile çalışan iş yerlerinde her işçiye ‘Patlayıcı madde nedir?”, “Patlayıcı madde ile nasıl çalışılır?” gibi eğitimlerin verilmesi lazım. Barakalar ise aslında patlayıcı madde imal etmeye uygun yerler değil. Düzgün olarak bir depo sistemi yok, var olan depo ise üretim tesisinden uzağa konulmamış. Her üretimden sonra barut gibi uçabilecek partiküller var orada; bunlar her üretim sonrası uçuyor ve bazı yerlerde de toplanabiliyor. Bu yüzden orayla ilgili yıkanma yapılması lazım, ancak yıkanma da yapılmamış. Patlayıcı maddenin, üretim sahasında belli bir kısıtlama içinde, az sayıda bulunması lazım. Bu kurala da uyulmamış. Ara depoda çok fazla sayıda malzeme bekletiliyor. Bu tarz iş yerlerinde B sınıfı iş güvenliği uzmanı yerine patlayıcı madde eğitimi almış A sınıfı iş güvenliği uzmanının çalıştırılması gerekli. Ancak fabrika B sınıfı iş güvenliği uzmanını çalıştırıyor. Ayrıca bu tarz iş yerlerinde yapılması gerek risk planı da yapılmamış. ‘Patlama durumlarında ne yapılması lazım?’, ‘Yangın durumunda ne yapılması lazım?’ gibi bilgileri içeren raporların hazırlanması ardından da işçilere eğitim verilmesi lazım.”

“Önlemler alınmıyor, açılsa yine patlayacak”

Fabrikada yaşanan onca patlamalara rağmen üretimde herhangi bir iyileştirilmeye gidilmediğini vurgulayan Şenol, “Bugün bu fabrika yeniden açılsa, yine patlayacak. Çünkü burada herhangi bir önlem alınmıyor. Kısacası fabrika gerekli şartlardan yoksun. Bununla ilgili sıkıntılar var ve bu nedenle de 2014 yılında yaşanan patlama da tıpkı diğer patlamalar gibi öngörülebilir bir patlama. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa da bir başka gün bu patlama gerçekleşecek, bu kaçınılmaz bir şey. Burası bir fabrikadan çok merdiven altı bir imalathane. Havai fişek yurtdışında da üretilir, ama düzgün şartlarda ve işçi sağlığı ile güvenliği için bütün önlemler alınarak yapılır. Bu fabrikada ise bunların hiçbiri yapılmamış” ifadelerini kullandı.

Ölen işçiye ‘fabrikayı zarara uğrattı’ suçlaması 

Dava ilerledikten sonra fabrika sahibinin etkin olduğu Sakarya’dan alınan bilirkişi raporunda, yaşamını yitiren işçinin yüzde yüz kusurlu, işverenin ise neredeyse kusursuz bulunduğunu kaydeden Şenol, “Bu bilirkişi raporunun ardından fabrika, işçinin ailesine dava açıyor. Bilirkişi raporunda fabrikada patlama meydana geldiğinde üretim kaybının oluştuğu ve bu üretim kaybı ile maddi hasar sonucunda da fabrikanın 1 milyon 800 bin lira değerinde zarara uğradığı belirtildi. İşçinin ailesine yaklaşık 400 bin liraya varan bir tazminat ödenmesine karar verildi, ancak buna karşılık ailenin 1 milyon 800 bin liralık fabrika zararının ödemesine karar kılındı” dedi.

“Yeni bilirkili raporlarında fabrika suçlu bulundu”

Ailenin bilirkişi raporuna karşı itirazının yıllardan beri sürdüğünü söyleyen Şenol, şöyle devam etti:

“Biz bu bilirkişi raporuna itirazımızı sunduktan sonra bu dava Ankara’ya döndü. Ardından dava Ankara’da Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı ve mahkeme fabrikanın yaptığı usulsüzlükleri, iş güvenliğine uymayan davranışları ortaya çıkardı. Ankara’da yeni bilirkişi raporları da farklı gelmeye başladı. Yeni bilirkişi raporlarında fabrika suçlu bulundu. Sakarya’da alınan bilirkişi raporlarının tersi ortaya çıktı. Ama yine de fabrika 1 milyon 800 bin lirayı istemeye devam ediyor ve bu konu hakkındaki rapor da değişmedi.”

“Düzgün bir denetim olsa bu fabrikada üretim devam etmezdi”

Neredeyse her yıl patlamanın yaşandığı ve bunun sonucunda da işçilerin yaşamını yitirdiğini fabrikanın tekrar tekrar üretime devam etmesindeki tehlikeye dikkat çeken Av. Şenol, şöyle konuştu:

“Maalesef ülkemizde bu konu hakkında bir yaptırım söz konusu değil. Hatta yasalarda açık var. Denetimleri kimin yaptığı belli değil, denetleme yapılsa dahi bu denetlemenin düzgün yapılıp yapılmadığı ortada. Zaten düzgün bir denetleme olsa, bu tip fabrika üretime devam edemez, etmemesi gerek. İşveren bununla ilgili bir yaptırımla da karşılaşmıyor. Yani siz defalarca patlatıyorsunuz, defalarca insan ölüyor ve hiçbir yaptırımla karşılaşmıyorsunuz.”

“Burası merdiven altı çalışıyor”

Burası dünya standartlarında bir patlayıcı üreten imalathane değil, tam tersi merdiven altı çalışıyor. Zaten siz güvenliğinizi alırsanız, bu kadar patlama meydana gelmez. Bu kişiler burayı işletme yönü yeterliliğinden yoksun insanlar, gerek bilgi gerek önlem açısından. Belkide aşırı kar alma hissinden bunu yapmaya devam ediyorlar. Burada düzgün üretim koşulları yok. Bu kişi defalarca açmış burayı ve bugün yeniden açsa üç beş gün sonra yeniden patlama meydana gelecek.”

“110 ton patlayıcı madde patlıyorsa, orada bir sorun var demektir”

Son olarak 3 Temmuz’da meydana gelen ve çok sayıda işçinin öldüğü ve yaralandığı patlamayı da değerlendiren Şenol, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Orada 110 ton eğer patlıyorsa, burada bir sıkıntı var. Çünkü 110 ton patlamaz. 110 ton patlayıcı maddenin patlaması imkansızdır, eğer patlıyorsa da burada apaçık bir sorun var demektir. Neden? Çünkü 110 tonun hepsinin üretim sahasına getirilmemesi lazım. Eğer üretim sahasında olduysa bu patlamanın diğer taraflara sıçramaması lazım. Normal koşullarda en fazla 200 kilo 300 kilo olması lazım patlayıcı madde miktarının. Ama bu 110 tona tekabül ediyorsa, bu derece büyük miktarda patlayıcı varsa zaten bunun ara bir yerde, ara bir depoda muhafaza edilmesi gerekli. Bu miktarın hepsinin üretim sahasında olmaması gerekli.”

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER