A3 Haber

Şeriat, din devleti ve hilafete onay verenlerin oranı dokuz yılda dikkat çeken oranda arttı

Şeriat, din devleti ve hilafete onay verenlerin oranı dokuz yılda dikkat çeken oranda arttı

Şeriat, din devleti ve hilafete onay verenlerin oranı dokuz yılda dikkat çeken oranda arttı
Temmuz 20
10:13 2020

Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Ali Çarkoğlu, 20 yıldır sürdürdükleri “Türkiye’de şeriat ve din devletine destek oranı” araştırmalarının sonucu açıkladı. Araştırmaya göre 2013 ve 2018 yılları arasında toplam beş çalışmada din devletine destek oranı yüzde 7-12 ile yüzde 9-14 aralığında seyrederken, 2019 yılındaki saha çalışmasında bu oranın yüzde 17-22 aralığına yükseldiği görülüyor.

Prof. Ali Çarkoğlu, Yetkin Report’ta bugün yayımlanan analizinde, Türkiye’de şeriat ve din devletine kamuoyu desteği oranlarını paylaştı. Yaklaşık 20 yıldır sürdürdükleri anket çalışmalarının sonucunu grafikle birlikte yayımlayan Prof. Çarkoğlu, hilafet konusundaki kamuoyu desteğinin artışına ilişkin de, “Bu grup 10 yıl gibi bir zaman içinde anlamlı bir şekilde büyümüştür” dedi.

Prof. Çarkoğlu’nun analizinden satır başları şöyle: 

Daha birkaç hafta öncesine kadar Ayasofya’nın müzeden cami olarak ibadete açılması üzerine kimseler konuşmazdı. Oysa bir iki gün içinde bu nesil için müze olan Ayasofya “zincirler kırılıp” yeniden cami olacak. Ülke gündeminin hiçbir zaman önemli bir konusu olmayan Ayasofya’da ibadet konusu, birkaç yıl önceki 28 Şubat sürecini anımsatır şekilde yeniden şeriat ve hatta hilafet tartışmalarını da yeniden gündeme getirdi.

Açıktır ki bu konular en az iki Türkiye’de iki farklı şekilde algılanıyor ve eski bir hesaplaşmanın son evresi olarak görülüyor. Bir Türkiye için Ayasofya kararı din, inanç ve geleneğin gereği, tarihi bir sorumluluk ve yeniden keşfedilen bir eski özlemin gerçekleşmesidir. Bir diğer Türkiye içinse bu karar kendi değerlerinin bir hataya indirgenmesi ve doğrudan varlıklarına tehdidin yeni bir vücut bulmasıdır. Her iki Türkiye birbirini istemese de duymakta, ama hiç dinlememektedir. Oysa toplumsal değişim ve kamuoyunun kanaatleri bu iletişimsizliğe rağmen ve, kısmen bunun da sonucu olarak, sürekli yeniden şekilleniyor.

Şeriat ve din devletine destek var mı?

Kamuoyu görüşlerinin nasıl şekillendiğini ve değiştiğini takip amacıyla yaklaşık yirmi yıldır yürüttüğümüz anket çalışmaları var. Bu çalışmalarda Ayasofya hakkında bir soru sormadık hiç. Ama Kasım 2002 seçimleri öncesinden beri Türkiye seçmen yaşı nüfusunu temsil yeteneğine sahip örneklemlerle yürüttüğümüz anket çalışmalarında “Türkiye’de şeriata dayalı bir din devleti kurulmasını ister miydiniz?” diye basit bir soruyu kullanıyoruz.

  • İlk ölçümümüzde şeriata dayalı din devleti isteyenlerin oranını yüzde 95 ihtimalle yüzde 19 -24 arasında tahmin ediyorduk. 2007 seçimleri öncesi bu oran yaklaşık yedi puan düşmüştü.
  • 2011 seçimlerinde ise artık şeriata dayalı din devletine evet diyenler aynı ihtimal değerlendirmesiyle yüzde 4-9 arasına gerilemişti. Yani AKP iktidarının ilk dokuz yılında şeriat ya da din devleti onayının gerilemiş olduğunu teslim etmemiz gerekir.
  • 2013 ve 2018 yılları arasında toplam beş çalışmada din devletine destek oranını yüzde 7-12 ile yüzde 9-14 aralığında seyrettiğini görüyoruz.
  • 2019 yılındaki saha çalışmasında ise bu oranı yeniden yüzde 17-22 aralığına yükselmiş buluyoruz.

Hilafet konusunda kamuoyu görüşü ne?

2009 yılından beri de farklı 7 saha çalışmasında “Müslümanların bir halife yönetimindeki bir hilafet siyasal rejimi altında yaşamaları gerektiği görüşünü nasıl değerlendirirsiniz?” diye bir soru daha sorduk. Cevap seçenekleri ise şöyle formüle edilmişti: i) Müslümanların hilafet ile yönetilmesinin daha iyi olacağını düşünürüm, ii) Hilafet rejimi iyi olurdu ama modern dünyada böyle bir rejimin kurulması mümkün değildir, iii) Hilafet rejiminin doğru olmayacağını düşünürüm.

  • Hilafeti tarihsel bağlam içerisinde düşünmeksizin bir dini gereklilik olarak değerlendirip ilk seçeneği tercih edenler tüm bu çalışmalarda en ufak grup olmuştur (Yüzde 2-7 ile yüzde 7-12 aralıklarında seyreden değerler).
  • Hilafeti prensip olarak kabul ederken bunun modern dünya ile uyumsuz olacağı fikrine yakın olanlar ise yüzde 95 ihtimalle yüzde 6-11 ile yüzde 17-22 arasında değişen oranlarda bulunmuştur. Bu iki grubu düşünce dünyası hilafet fikrine uzak olmayan, potansiyel olarak bu fikir gündeme geldiğinde destek verebilecek bir kitle olarak düşünebiliriz.
  • Bu kitlenin yüzde 95 ihtimalle 2009 yılında yüzde 14-19 arasında, 2019 yılında ise yüzde 27-32 arasında değişen değerler aldığını görüyoruz. Yani bu grup 10 yıl gibi bir zaman içinde anlamlı bir şekilde büyümüştür.

Seçmen yaşındakilerin çoğu karşı ama…

Aynı rakamları elbette bir de “hilafet rejiminin doğru olmayacağını düşünürüm” seçeneğini dillendiren grup açısından değerlendirmeliyiz. 2009-2019 arasında yine yüzde 95 ihtimalle yüzde 52-57 ile yüzde 65-70 aralıklarında değerler hilafeti reddeden bu grup için gözlenmiştir. Kısaca Türkiye’de seçmen yaşındakilerin çoğunluğu hilafete karşıdır. Ancak hilafet rejimine sıcak bakan ve bakabilecek de azımsanamayacak bir kitle mevcuttur.

Bu bulgular ışığında şer’i düzen ve hilafet hakkında laik Türkiye’de bir din devleti ile hilafetin yeniden kurulması gibi “imkansızların” cidden tartışılmasını düşünebilir miyiz? Bu imkansızların kamuoyu temeli var mıdır? Yukarıdaki rakamlar parti liderleri ve fikir önderlerinin bu konuları hararetle tartıştıklarında bu düzeylerde kalmayacaklardır. Zaten her durumda bu konular toplum içerisinde sürekli değerlendirilegelmektedir. Doğrudan olmasa da dolaylı olarak gündemdeki tartışmalardan kendilerine ulaşan sinyaller sonucu kamuoyunda bir kanaat oluşmaktadır. Yine de tartışmanın hararetlenmesiyle toplumsal kanaatin ne yöne evrileceğini tahmin etmek kolay değildir. Bu tartışma gündemde kalır mı? Kalırsa nasıl bir tartışma gelişir? Bütün bunlar nihai kanaatin de nasıl oluşacağını belirleyecektir şüphesiz. Ama en azından bir Türkiye’nin, hatta belki de her ikisinin de bu imkansızları düşünmekten kendini alamadığı bir noktaya geldik sanki.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER