A3 Haber

Altındaki yükseliş kimine artı yazıyor kimine eksi: Bu artış ne anlama geliyor?

Altındaki yükseliş kimine artı yazıyor kimine eksi: Bu artış ne anlama geliyor?

Altındaki yükseliş kimine artı yazıyor kimine eksi: Bu artış ne anlama geliyor?
Temmuz 24
12:51 2020

Altın fiyatı yukarı gittikçe aklıma iki şey geliyor. Önce altın borçlu olanların halini düşünüyorum. Sonra da duayen fon yöneticisi Mark Mobius’un salgın öncesinde medyada yer alan “hangi fiyattan alırsanız alın altın alın” tavsiyesini…

Mark Mobius’un demecini gördükten sonra “medyaya düşmüş yatırım tavsiyesinden hayır gelir mi” kıvamında bir yazı yazmıştım. Sonrasında altın fiyatı bir parça gerilemişti. Ancak özellikle son bir ayda altın Mobius’u haklı çıkarırken, beni de tabiri caizse morarttı!

Bana çok belliydi falan demeyin. Son bir aydır yaşanan ağırlıklı olarak salgın sürecinde patlayan likiditenin yarattığı bir eğilim ve fiyat… Kâğıt paranın hükmü kalmıyor, kıymetli metal iyidir algısı…
Baksanıza milletin işi gücü bırakıp “borsa oynadığı” zamanlardayız… Piyasalara ulaşmak artık çok kolay… Hayatında FED veya ECB bilançosuna bakmamış, piyasa deneyimi olmayan insanlar bile Euro/dolarda para kazanmaya çalışıyor. Ya da her fiyattan TESLA’yı cazip buluyor.

Ortada ilgi çekici bir “hikâye” varsa, hayal kurduruyorsa, hele para da aşırı bolsa, o hikâyeyi her türlü fiyattan satın alacak insan çıkıyor. Süreçte “ilk hikâye” yetersiz kalmaya başlarsa itinayla yeni hikâyeler yazılıyor.

Bir nevi bir saadet zinciri oluşuyor. Ta ki zincir kırılıp, papaz birilerinde kalana kadar…

Bu piyasalarda son yirmi yılda ne fiyat yükselişleri, ne fiyat düşüşleri gördük. Motto da hep aynıydı: “bu sefer farklı”! Şimdiden söyleyeyim bu seferki patlak çok daha yıkıcı olacak o ayrı.

Neyse altına dönecek olursak… Yazının başında fiyat yukarı gittikçe aklıma altın borçlular geliyor demiştim ya, bu ülkedeki en büyük altın borçlu bizim Hazine olsa gerek… 180 ton civarında açık pozisyonu var. Nasıl mı oldu bu?

Hazine bir süredir yatırımcılara altın karşılığı tahvil satıyor. Altınınıza yüzde 2 faiz kazanma imkânı veriyor.

Mekanizma şöyle işliyor. Hazine altını alıyor, tahvili veriyor. Sonra dönüyor altını Merkez bankasına satıp paraya çeviriyor.
Merkez’in dış varlıkları artmış oluyor. Vade geldiğinde de altını Merkez’den geri satın alıyor, tahvil sahibine iade ediyor. Vade sırasında fiyat yükselirse Hazine’nin zararı, düşerse karı oluyor.

Hazine’nin altındaki pozisyon açığı Temmuz ayında 180,2 tona çıktı. Hazine bu altınları ortalama 305 TL’den sattı ve kasasına yaklaşık 55 milyar TL koydu.

180,2 ton altının bugünkü parasal karşılığı ise gramı 415 TL’den 74,7 milyar TL ediyor.

Kısacası Hazine pozisyon zararı şimdilik 20 milyar TL civarında… Bu da efektif faiz oranını yüzde 36’lara getiriyor.

Yüzde olarak üzücü ancak miktar olarak yıkıcı bir zarar değil. Aşağı yukarı kamunun bir aylık maaş ödemesi ne denk bir kayıp bu…

Ancak riskler de yukarı doğru görünüyor. 123,6 ton altının vadesi 2021’de gelecek. 28,2 tonun 2022’de.

Tabii bu borçlanmada Hazine’nin zararı Merkez bankasının karı oluyor. Tabii Merkez bunları satmaz veya sattıktan sonra fiyat yükselmezse…

Bu kâr da bir sonraki yıl Hazine’ye geri dönüyor. Yani Hazine önce zarar ediyor, sonra mahsuplaşıyor ve aslında ucuza borçlanmış gibi durum oluşuyor.

Ancak kurumlar arası bu kadar geçişken olması mali disiplin açısından sakıncalı. Hele alışkanlık yaparsa işler umulmadık noktalara varabiliyor. Bütçenin 2018 krizinden bu yana toparlayamadığını düşününce insan tedirgin oluyor.

Unutmayalım, Hazine’nin “Merkez Bankası nasılsa bizden” bakışı bize geçmişte epey fatura ödetmişti.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER