A3 Haber

Zizek: Julian Assange’a yapılan muamele herkesin kişisel özgürlüğüne saldırıdır

Zizek: Julian Assange’a yapılan muamele herkesin kişisel özgürlüğüne saldırıdır

Zizek: Julian Assange’a yapılan muamele herkesin kişisel özgürlüğüne saldırıdır
Eylül 22
14:30 2020

Dünyaca ünlü sosyolog, kültür eleştirmeni ve felsefecisi, akademisyen Slavoj Zizek, rt.com sitesinde yayımlanan analizinde, ABD’ye iade davası devam eden Julian Assange’nin haklarının elinden alındığını, karakter suikastına maruz bırakıldığını belirtti. Zizek’in analizini Ayşen Tekşen’in çevirisiyle paylaşıyoruz.

Milyonları harekete geçirmesi gereken bir davada Julian Assange’ın hakları elinden alındı ama çok az insan bunu önemsedi çünkü Julian karakter suikastına maruz kalmıştı. Hak ettiği desteği almadan önce hapse girmesi gerekebilir.

Birinci Dünya Savaşında Alman karargahı ile Avusturya-Macaristan karargahı arasında bir telgraf değiş tokuşuyla ilgili eski bir espri vardır. Berlin’den Viyana’ya giden mesaj “Cephenin bizim tarafında durum ciddi ama felaket değil” ve Viyana’nın yanıtı da “Bizde durum felaket ama ciddi değil” şeklindedir.

Viyana’nın yanıtı, Covid-19’dan tutun da ABD’in batı kıyısındaki (ve başka yerlerdeki) orman yangınlarına kadar, karşılaştığımız bütün krizlere nasıl tepki verdiğimizin bir modelini sunar gibidir: “Tamam yaaa, bir felaketin yaklaştığını biliyoruz, medya bizi sürekli uyarıyor ama nedense durumu ciddiye almaya henüz hazır değiliz…”

Yıllardır sürüklenip duran benzer bir durum var: Julian Assange’ın kaderi. Bu, yasal ve ahlaki bir felaket –sadece hapiste ona nasıl davranıldığına bakmanız yeterli: Çocuklarını ve onların annesi göremeyen, avukatlarıyla düzenli olarak görüşemeyen bir psikolojik işkence kurbanı olarak hayatı tehdit altındadır. Killing Me Softly şarkısındaki gibi, onu yavaşça öldürüyorlar.

Ama, onun davasında tehlikede olanın kendi kaderimiz olduğunun farkındalığıyla, Assange’ın durumunu ciddiye alanların sayısı çok düşük. Onun haklarını çiğneyenler, küresel ısınma ve salgına karşı etkin mücadeleyi engelleyen güçlerdir. Bunlar salgının zengini daha zengin yapmasını ve yoksulu da en sert biçimde vurmasını sağlayan güçlerdir. Bizler pahasına onu düzenlemek ve sansürlemek suretiyle, sosyal ve dijital alanımız üzerinde denetim kurmak için acımasızca salgını kullanan güçlerdir –bizi koruyan ama aynı zamanda özgürlüğümüzü inkar eden güçler.

Assange, dijital alanın kamusal şeffaflığı için mücadele etmişken salgının onu ailesinden ve savunmasından ayırmak için bahane olarak kullanılmasında insafsız bir ironi vardır. Çin’in Hong Kong’a dayattığı temel insan hakları kısıtlamasına karşı çıkmaya her zaman hazırız; dönüp de kendimize bakmamız gerekmez mi? Belki de Marx Horkheimer’ın 1930’ların sonlarındaki o meşhur sözünü hatırlamamız lazımdır: “Kapitalizm hakkında konuşmaya hazır olmayanlar faşizm hakkında da sessiz kalmalı mı?” Bizim versiyonumuz: “Assange’ın maruz kaldığı adaletsizlik hakkında konuşmak istemeyenler Hong Kong ve Belarus’daki insan hakları ihlalleri konusunda da sessiz kalmalı.”

Assange’ın savunmasının “Siyah Yaşamlar Önemlidir” ya da “Yok Olma İsyanı” gibi kapsamlı bir harekete gelişmemesinin nedenlerinden biri de ona yönelik olarak iyi planlanmış ve iyi uygulanmış karakter suikastıdır. Artık hayatı tehlikede olduğu için ancak böyle bir hareket onu -belki- kurtarabilir.

“Sacco and Vanzetti” filminin (sözler Joan Baez, müzik Ennio Morricone) “Here is to You” şarkısının sözlerini anımsıyor musunuz?: “Here’s to you, Nicola and Bart / Rest forever here in our hearts / The last and final moment is yours / That agony is your triumph.” [İşte karşınızda Nicola ve Bart / Sonsuza kadar burada, kalplerimizde dinlenin/ Son ve nihai an sizindir / Bu ıstırap sizin zaferiniz]

Sacco and Vanzetti’yi savunmak için dünyanın her yerinde kitlesel hareketler olmuştu –ve farklı biçimde de olsa, aynısı şimdi Assange için gerekiyor.

Eğer Assange ölürse (ya da yaşayan bir ölü gibi ABD hapishanesindeki hücresinde yok olursa) bu ıstırap onun zaferi olacaktır; hepimizin içinde yaşamak için ölecektir. Onu içeride tutan herkese hepimizin vermesi gereken mesaj budur: bir adamı öldürürsen, binlerce insanı harekete geçirecek bir mit yaratmış olursun.

Assange’ın peşinde olanların bize mesajı açık: İstediğimizi yapabiliriz. İyi de bu neden sadece onlar için geçerli? Assange’a yaptıkları şey siyasi havayı kökten değiştiriyor. O halde, belki de yeni meteoroloji uzmanlarına ihtiyacımız vardır…

(Çeviri: Ayşen Tekşen) 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER