Diyarbakır Lice’de koyunları otlatırken karakoldan atılan havan topu sonucu yaşamını yitiren ve 7 yaşında çekilen fotoğrafındaki bakışlarıyla hafızalara kazınan 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümünün üzerinden 11 yıl geçti. Ancak ölümüne ilişkin tek bir fail dahi yargılanmadı.

28 Eylül 2009 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Şenlik mahallesinin Hambaz mezrasında koyunlarını otlatırken meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümünün üzerinden 11 yıl geçti.

Cenazesi altı saat boyunca olay yerinde bırakılmış, savcı “can güvenliği” gerekçesiyle olay yerine üç gün sonra gitmişti.

Ceylan’ın hayatını kaybettiği yer Bingöl-Diyarbakır sınırının Bingöl tarafındaki Tabantepe askeri birliği ile Abalı ve Yayla jandarma karakollarının üçgeninde yer alıyordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nden avukat Serdar Çelebi, 2009 yılında, Ceylan’ın ölümünde hedef gözetilerek ateş edilmesi ihtimali olduğunu açıklamıştı: “Önkol’un cesedinde ayaklar, bacaklar sağlamdı. Yerde de bir çukur yoktu. Bu mayın ihtimalini ortadan kaldırıyor.”

“Faili meçhul” olarak raflara kaldırıldı

Kamuoyunun 7 yaşında okulda çekilen fotoğraftaki bakışlarıyla tanıdığı Ceylan’ın ölümünün üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen olaya ilişkin tek bir kişi yargılanmadı.

Ceylan’ın ölümüne ilişkin başlatılan soruşturma dosyası da birçok dosyada olduğu gibi ‘faili meçhul’ raflara kaldırıldı.

Anne Saliha Önkol’un kızının parçalanan bedenini eteğinde toplayarak olay yerinde bulduğu bütün delilleri teslim etmesine rağmen, savcılık dosya hakkında “daimi arama kararı” verdi.

Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, Ceylan’ın ailesine 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesine karar verildi. Manevi tazminat verilmesi ise reddedildi.

Ceylan’ın ailesinin ‘adalet’ talebi de aradan geçen bunca zamana rağmen karşılık bulmadı.

Faillerin yargılanması noktasında mücadelelerini sürdüren Ceylan’ın ağabeyi Rıfat Önkol, geçtiğimiz yıl kardeşinin ölüm yıldönümünde, annesinin yaşananlardan sonra geçirdiği hastalıklardan kaynaklı yatalak hale geldiğini belirtmişti.

“Apaçık bir alanda, gündüz ortasında vuruldu. Uzak veya kırsal bir yerde vurulmadı, evin yanında vuruldu” diyen Rıfat Önkol, Ceylan’ın öldürülmesinin örtbas edildiğini söylemişti.

• Annem Ceylan vurulduğu zaman parçalarını bu meşe ağaçlarının gövdelerinde topladı. Annem yaşadığı acıyla ‘Allah için benim Ceylan’ım gitmiş, başka bir Ceylan vurulmasın, başka bir insan vurulmasın, başka bir çocuk vurulmasın, başka kanlar akmasın’ diye feryat ederek, bu ülkenin yetkililerine bu ülkenin sorumlularına bu çığlığı yükseltti. Kimse annemin sesine kulak vermedi, sağır kaldılar.