A3 Haber

HDP’nin Kobani eylemleri için verdiği önerge bir kez daha AKP ve MHP tarafından reddedildi

HDP’nin Kobani eylemleri için verdiği önerge bir kez daha AKP ve MHP tarafından reddedildi

HDP’nin Kobani eylemleri için verdiği önerge bir kez daha AKP ve MHP tarafından reddedildi
Ekim 06
22:05 2020

HDP’nin 6-8 Ekim Kobani eylemleri sırasında yaşananların araştırılması için verdiği araştırma önergesi AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

A3 Haber Merkezi- Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 6-8 Ekim 2014 Kobani eylemleri sırasında yaşanan ölümler ve yaralanmalarla ilgili sorumlulukları bulunan kamu görevlilerinin araştırılması ve ihmallerin ortaya çıkarılması amacıyla verdiği araştırma önergesi AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

Genel Kurul’da oylamaya sunulan önergenin gerekçesi üzerine kürsüde söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kobani eylemeleri ile ilgili soruların yanıtlanması gerektiğini vurguladı. Beştaş, “Kobani protestoları 6 Ekim’de değil, 15 Eylül’de Kobani’nin IŞİD tarafından kuşatılması ile başladı” dedi.

“Hukukta yeri yok”

Türkiye ve dünyanın birçok yerinden IŞİD saldırısına karşı Kobani halkı ile dayanışmanın başladığını ve hızla yayıldığını belirten Beştaş, “İktidar 6-8 Ekim HDP MYK’sinin çağrısıyla bu olayların meydana geldiğini söylüyor. HDP MYK’nın resmi bir kararı yok. Bütün mesele atılan twettlerdir. Bu tewetlerde de demokratik protestolara çağrı vardır. Kaboni halkıyla dayanışma çağrısı vardır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve birçok savcılık dönemin MYK üyeleri ve milletvekillerine soruşturma başlattı. Bu soruşturmalara herkes gidip beyanlarda bulundu ve soruşturma hala devam ediyor. Yani yargıdan kaçan hiç kimse yoktu. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ 6 yıl sonra tekrar haklarında aynı fiilden tutuklama kararı verildi. Bunun hukukta yeri yoktur” diye konuştu.

Kobani eylemleri sırasında vahim olayların yaşandığını belirten Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar yaşamını yitirdi. HDP binalarına saldırılar oldu, 33 HDP’li öldürüldü. Antep’te bir kadın evinde linç edildi. Peki sorumluluk kimin? Demokratik protesto yapanların mı, bunu önlemeyenlerin mi, buna yol verenlerin mi yoksa cinayet işleyenlerin yargılanmaması mı? Kobani eylemleri ile ilgili iki dava dışında açılan bir dava yok. Devlet vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak zorundadır diyor hukuk. İlk ölüm, 7 Ekim’de Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kobani düştü düşecek’ açıklamasından sonra Varto’da yaşandı. Tek bir vali, kaymakam, bakan, polis ve jandarma yetkilisi açıklama yapmadı. Asıl sorumlular yargılanmadı ama altı yıl sonra partimizi siyaseten tasfiye amacıyla gündeme getirilen bir gündemden bahsediyoruz. HDP’nin hiçbir şiddet olayı ile bağlantısı kurulamaz çünkü yoktur. Biz her zaman IŞİD’in karşısındaydık, mevcut iktidar Kobanê halkının yanında değil ve dayanışma gösterenleri şiddetle bastırdı. O dönem görev yapan kamu görevlilerinden bakana kadar o süreçte sorumluluğunu araştıralım. Bunun araştırılmasını istiyoruz.

Sezgin Tanrıkulu: Bu hukuksuzluklar sizi de vurur

Beştaş’ın konuşması sonrası önerge üzerine konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin duruşmasından hemen sonra Demirtaş’ın tahliye olma ihtimali çıkınca buradan bir soruşturma başlatıldı ve -bakın evrak burada- milletvekili olmayan MYK üyelerinin soruşturmasına eklendi Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ. Hâlbuki daha önce soruşturmaları var. Çünkü Demirtaş’la ve Figen Yüksekdağ’la ilgili olarak açılabilecek başka bir soruşturma yok. Neden yok, tutuklular cezaevindeler, yeni bir soruşturmaya dâhil edilemezler ama Demirtaş’ın ve Yüksekdağ’ın tutuklu kalması lazım. Şimdi anlıyoruz ki tam bir yıl sonra 82 kişi daha dâhil edildi bu soruşturmaya. Bakın bu soruşturma mükerrerdir, hukuka aykırıdır. Bugün yargı, sarayın emrine girmiş olabilir ama bakın -söylüyorum- yarın, öbür gün gelir bu hukuksuzluklar sizi de vurur” şeklinde konuştu.

AKP grubu adına konuşan Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Kobani eylemleri sırasında yaşananların HDP MYK’sının çağrısıyla yapıldığını ileri sürerek, “Birtakım soruşturmalar açmış ve zaman aşımı süresi içerisinde de bu çağrılarda imzası olan, MYK kararlarında imzası olan ya da bu MYK kararının kendi resmî Twitter hesaplarından duyurusunda katkısı olanlarla ilgili olarak da zaman aşımı süresi içerisinde bir soruşturma devam etmektedir. O nedenle yargının yaptığı bir işlem söz konusudur” dedi.

Beştaş: Hodri meydan dedik

AKP’li Tunç’un konuşması sonrası sataşmadan dolayı söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Ortada bir şiddet çağrısı yok, ortada bir ‘tweet’ var, o ‘tweet’de demokratik protesto hakkının kullanımı var. Biz size hodri meydan dedik, gelin araştıralım dedik, bu şiddet neden oldu dedik, bu insanların faillerini neden tutuklamadınız dedik. Size diyoruz ki: 25 Eylülde, ilk eylem 15’i ama sonrasında devam ediyor. Niye o zaman demokratik protesto çağrısı yoktu? Çünkü hükümetle görüşüyoruz, çünkü çözüm süreci devam ediyor, çünkü Başbakan, İçişleri Bakanı beş ay sonra Dolmabahçe Mutabakatı imzalanıyor. Çünkü Kobani’de bir katliamın önüne geçilmesi için partimiz iktidarla birebir görüşüyor, iki gün, kırk sekiz saat. Eğer bugün yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı olsaydı suç işlemeye tahrikten soruşturma yapan savcı ikinci kez 37 cinayet soruşturması açıyor, cinayet işleyenleri koruyor, gasp edenleri koruyor, yağmacıları koruyor ama bir ‘tweet’ atan siyasetçileri bunlardan sorumlu tutuyor, üstelik sorumlu olanlar Anayasa’ya göre kendileri” diye konuştu.

AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, HDP’yi hedef göstererek, yaşananlarla ilgili HDP’yi suçladı. Beştaş ise Kobani eylemlerinde şiddeti organize edenlerin iktidarın IŞİD ile birlikte yaptığı bir organizasyon olduğunu söyledi. Beştaş, iktidarın Kobani’nin intikamını almaya çalıştığını sözlerine ekledi.

Engin Altay: Sarayın talimatıyla açılmış bir soruşturma

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise tartışmaya şöyle katıldı: “Sayın Beştaş kürsüde 6-8 Ekim olaylarının araştırılmasını istiyor. Bu daha önce de istenmişti, Meclis reddetmişti. Aradan altı yıl geçmiş, altı yıl sonra genç bir savcı bu defteri açıyor. Altı yıl sonra -ki o olaylardan sonra malum Dolmabahçe fotoğrafları var hepimizin hafızasında- bu defter açılıyor, Sayın Beştaş da doğal olarak bunu kendi penceresinden eleştiriyor. Ben Sayın Mehmet Muş’un yargının bir işlemine karşı, yargı organının bir işlemine karşı bu kadar yüksek refleksle bu işlemi savunmak için kendini helak etmesini anlamadım. Altı yıl sonra saraya el öpmeye giden Sayın Savcının, bu soruşturmayı başlatmış olmasına yönelik eleştiriye Mehmet Muş’un bu yüksek refleksinden benim anladığım şudur: Bu soruşturma ya Mehmet Muş’un talimatıyla ya sarayın talimatıyla açılmış bir soruşturmadır.

About Author

Uğraş Vatandaş

Uğraş Vatandaş

Related Articles

TÜM HABERLER