Tehlike büyüyor, Covid-19’a eklenecek olan gribe karşı yeterli aşı yok. Grip aşısı karneye bağlandı! Meslek örgütleri ve uzmanlar Sağlık Bakanlığı’nı defalarca uyarmasına rağmen, aşı resmen ve alenen “karneye” bağlandı… Dr. Ergün Demir’in konuya ilişkin analizini paylaşıyoruz…

Meslek örgütleri ve uzmanlık dernekleri Sağlık Bakanlığı’nı defalarca uyardı: Ekim ayı ile birlikte Covid’e eklenecek grip için önlem alınmalı ve özellikle risk gruplarına yetecek kadar grip aşısı tedarik edilmelidir.
Bugün başlayan uygulama ile anlaşıldı ki yeterli aşı sağlanamamıştır. Vatandaşın haklı olarak ortaya çıkacak olan öfkesini sağlık çalışanlarına, eczacılara yöneltecek şekilde aşı karneye bağlanmıştır.
Sonbaharla birlikte ülke genelinde grip aşısı olmak isteyenler eczanelere giderek adını sıraya yazdırdı, aşı kuyruklarına girdi. Ancak Sağlık Bakanlığının yayınladığı algoritma ile bu listeler geçersizleşti.

Grip ve risk grubunda yer alan kişiler

Grip influenza virüsünün neden olduğu, genellikle yıl içerisinde sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan dönemde daha sık görülen oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık bebeklik döneminden yaşlılığa kadar her yaş grubunu etkilemektedir. Bununla birlikte risk grubunda yer alan (65 yaş ve üzeri ve 2 yaş altı kişiler, Şeker hastalığı, Astım dahil kronik solunum yolu hastalığı, Kronik böbrek hastalığı, Kronik kalp ve damar sistemi hastalığı olanlar, Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, Huzurevi, bakımevi vb. ortamlarda yaşayanlar, Aşırı kilolu olanlar, Gebeler) kişilerde hastalık diğer kişilere göre daha ağır seyredebilmektedir. Hastalıktan korunmada en etkili yöntem grip aşısıdır. Etkin ve güvenli aşılar tüm dünyada 60 yıldan uzun süredir kullanılmaktadır.

AKP iktidarı grip aşısını karneye bağladı

Sonbahar ve kış ayları virüs için fırsat aylarıdır, koronavirüs birde griple yayılırsa salgınla baş etmek daha zordur açıklaması yapan Sağlık Bakanı, ülkemizde risk grubunda yer alan kişi sayısı yaklaşık 25 milyon iken yurtdışında ihraç edilen aşı doz miktarının 1,3 milyon olduğu söylenmektedir. Yani ithal edilen grip aşısının risk grubunda bulunan kişilerin ancak yaklaşık 20’de birini karşılayabileceği anlaşılıyor.
Tabii bu şanslıların kim olacağı Sağlık Bakanlığının insafına kalmış durumda. Yıllardır zor zamanlarda uygulanan karne dönemini eleştiren AKP iktidarı pandemi döneminde aşıda karne dönemini başlatmış oldu. Aşı üreten bir ülkeyi aşı ithal eden bir ülkeye dönüştüren AKP iktidarı, ülkeyi soktuğu bu ekonomik kriz ortamında aşıyı da karneye bağlamış oldu

Aşı renkli reçete ile verilecek

Sağlık bakanlığının grip aşısı hakkındaki açıklamasında, vatandaşlarımız risk durumlarını E-nabız sistemi üzerinden öğrenebileceği, grip aşısının, hekimler tarafından sadece Reçetem Sistemi üzerinden yazılacağı, manuel yazılan reçeteler işleme alınmayacağı ve ilgili aşı, yalnızca serbest eczanelerce temin edileceği belirmektedir. Yani grip aşısı kontrole tabi ilaçların takibini sağlayan renkli reçete sisteminde yazılacak.

E- nabız sisteminde risk gruplarında kimler var, Sağlık Bakanı açıklamalıdır

Vatandaşlarımız risk durumlarını E-nabız sistemi üzerinden öğrenebileceğini belirtmesini rağmen risk grubunda yer alan kişiler (65 yaş ve üzeri ve 2 yaş altı kişiler, Şeker hastalığı, Astım dâhil kronik solunum yolu hastalığı, Kronik böbrek hastalığı, Kronik kalp ve damar sistemi hastalığı olanlar, Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, Huzurevi, bakımevi vb. ortamlarda yaşayanlar, Aşırı kilolu olanlar, Gebeler) E-nabız sistemi üzerinden görülememektedir. Sağlık Bakanlığı hazırladığı algoritma ile E- nabız üzerinde hangi risk grubunda kimlerin olduğunu açıklamalıdır.

PCR testinde sonra grip aşısında VİP dönemi başlayacak

İthal edebilmiş oldukları az sayıdaki aşı içinde aynı PCR testinde olduğu gibi üst düzey yandaşlara öncelik tanınacağı ve yüksek risk grubundaki hastaların aşıya ulaşmakta zorluk geçeceğini tahmin etmek zor olmasa gerektir.

Bilim insanlarının uyarılarını dikkate almayarak ihtiyacın çok altında aşı ithal edenler, aşıyı karaborsaya düşürüp karneye bağlayanlar, sağlık sistemini yönetemez.

Sağlık emekçilerinin birer birer ölmelerine seyirci kalan ve tükeniyoruz feryatlarının duymayan, verileri gizleyip çarpıtarak başarı hikâyesi yazma adına gerekli önlemleri almayan bir Sağlık Bakanı o koltukta oturamaz.