A3 Haber

Her facianın sonu aynı: İzmir’de önceki depremlerde neler denilmişti, neler yapılmadı?

Her facianın sonu aynı: İzmir’de önceki depremlerde neler denilmişti, neler yapılmadı?

Her facianın sonu aynı: İzmir’de önceki depremlerde neler denilmişti, neler yapılmadı?
Kasım 04
13:14 2020

İzmir’de Ege denizi açıklarında yaşanan 6.9’luk depremin ardından yıkılan binalar ve hasarlı yapılar, felaketin boyutunu gözler önüne serdi. Bayraklı’da yıkılan üç binaya belediyenin yıllar önce çürük raporu vermesi ancak yetkililerin faciayı önlemek adına harekete geçmemesi skandalın farklı bir boyutunu ortaya koydu. Yüksek kâr elde etmek için malzemeden çalan müteahhitler, eksik malzemeyle yapılan binalara onay veren yetkililer, yüzlerce canın yitirilmesinde pay sahibi. İşte İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile uzmanların daha önce yaptıkları deprem değerlendirmeleri ve İzmir’de 1999’da yapılan “İzmir’in Deprem Senaryosu ve Deprem Master Planı”na dair detaylar…

İzmir’de meydana gelen deprem, yanlış imar politikaları ve çarpık kentleşmenin faciaya neden olduğunu bir kez ortaya koydu. Her yaşanan depremin ardından yetkililer kentlerdeki önlemler konusunda 1-2 gün süren paneller yapmış ve harekete geçeceklerini belirten beyanlar vermişti. Fakat her yaşanan facianın ardından olduğu gibi, olayın etkisi iki üç hafta sürdükten sonra unutarak yeni felaketi beklemeye başladılar.

24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da 6.8 büyüklüğünde meydana gelen depremde 41 yurttaş yaşamını yitirmiş ve yaşanan bu acı olayın ardından binaların güvenli olup olmadığı Türkiye genelinde tartışılmıştı. İzmir’de de özellikle Bayraklı ilçesinde binalara çürük raporu verilmesine rağmen herhangi bir harekete geçilmemesi facianın yaşanmasına neden oldu.

Bu yıl deprem nedeniyle dünya genelinde 195 kişi yaşamını yitirdi. Türkiye’deki vahim tabloyu özetleyen veri ise 195 can kaybının 157’sinin ülkemizde yaşanmış olması. İzmir’de binlerce bina yaşanan depremi hasarla atlatırken yurttaşlarda aynı soruyu akıllara getirdi: Bir sonraki felakete ne kadar hazır olacağız?

İzmir deprem nedeniyle can kayıplarının yaralarını sarmaya çalışırken ilerleyen zamanlarda nasıl önlemler alınacak merak konusu oldu. Binalardaki hasarların tespit edilmesine öncelik verilirken, İzmirliler farklı bir tehlikeyle karşı karşıya. Her gün on binlerce aracın geçtiği Kahramanlar’daki viyadükte meydana gelen çatlaklar facianın habercisi niteliğinde. 1999 yılında yayımlanan İzmir Deprem Master Planı’nda da viyadüklerle ilgili uyarılar yapılmıştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bu yılın başlarında viyadüklerin bakım çalışmasının ihale edileceğini açıklamıştı. Fakat geçen süreçte ne gibi çalışmalar yapıldı veya yapılana kadar bir facia yaşanırsa sorumlusu kim olacak?

DAUM, yıkım derecesi yüksek faylar üzerinde yerleşim yerleri olduğunu belirtmişti

Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Merkezi Müdürlüğü (DAUM) 28 Ekim 2019 tarihinde yaptığı açıklamada İzmir’de bazıları 6 ile 7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeline sahip 17 aktif fay bulunduğunu belirtmişti. Fayların haritalandırılması ve imar haritalarına işlenmesi için bir çalışma başlatacaklarını belirten DAYM Müdürü Prof. Hasan Sözbilir, İzmir’de gelecekte deprem üretmesi beklenen 17 fayın, 10 farklı bölgede yer aldığını, fayların kimi havzaların belli yerlerinde çürük zeminlerin bulunduğunu aktarmıştı. İzmir’de yıkım derecesi yüksek olabilecek faylar bulunduğunu, fayların üzerinde yerleşimlerin olduğunu, yapı stokunun bilinmediğini aktaran Prof. Sözbilir, şu şekilde konuşmuştu: 

“7.2 büyüklüğüne varan deprem demek şiddeti 10’a ulaşan deprem demektir. İzmir’de yıkım derecesi yüksek olabilecek faylar var. Bu faylar kentlerin içerisinden geçiyor. Örneğin Seferihisar fayı 7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline yakın. Bu fay ilçenin içerisinden geçiyor. İzmir fayı Güzelbahçe’den başlıyor, Narlıdere, Balçova, Konak, Pınarbaşı, Altındağ’dan devam ediyor. Bu fayın üstünde yerleşimler var. Fakat bu yerleşimlerin yapı stoğu konusunda çok az fikrimiz var. Fay zonu üzerinde kalan yapı stoğumuz nedir? Fay zonu üzerinde hastane, okul var mı? Yoğun nüfuslu yerleri var mı? Bir an önce böyle yerlerin deprem master planı kapsamında performans analizlerinin yapılması gerekiyor. Bu binaların depreme dayanıklı olup olmadığı araştırılmalı. Bu fayları tanımlamamız ve geçmişlerini öğrenmemiz gerekiyor. Ona göre de gelecekle ilgili kısa ve uzun vadeli ne yapılması gerektiğini ortaya koymamız şart.”

2019’da “Tüm binalar testten geçirilecek” demişti

28 Ekim 2019’da bir gazeteye açıklamalarda bulunan Tunç Soyer, genel olarak Türkiye’nin depreme hazırlıksız olduğunu belirtirken, en azından İzmir’de toplanma alanlarının hiçbirine AVM yapılmadığını dile getirmişti. Depreme hazırlık konusunda tüm ilçelerde binalara ücretsiz deprem testi yaptıracaklarını söyleyen Soyer, bina bina tüm şehri testten geçireceklerini açıklamıştı.  Bu işlemin ücretsiz olarak mı yapılacağının sorulması üzerine Soyer “Evet. Zaten benden önceki dönemde Büyükşehir Belediyesi Balçova ve Seferihisar ilçelerinde yapıldı. Ben o dönem Seferihisar belediye başkanıydım, bu çalışmanın nasıl yapıldığını biliyorum. Bütün İzmir’de yapacağız. Zaman alacak, ama yapacağız” demişti.

29 Ekim 2019- Soyer: Kentin yapı stoku envanteri çıkarılacak

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi’nin İzmir’de 17 fay geçtiğini açıklamasının ardından 29 Ekim 2019 tarihinde bir gazeteye konuşan Soyer, konutlar da dahil tüm binaları tek tek deprem taramasından geçirerek kentin yapı stoku hakkında bir envanter çıkaracaklarını belirtmişti.  “Bu çalışma sonucunda depreme dayanıksız olduğu tespit edilecek binalar boşaltılacak mı? Bu binalar için nasıl bir işlem yapılacak?” sorusunu da yanıtlayan Soyer, “Şu an gündemimizde böyle bir konu yok. İlk etapta bir envanter oluşturmak istiyoruz. Neyle karşılaşacağımızı bir görmek istiyoruz. Sonrasında da buna göre hareket edeceğiz” demişti.

Elazığ depremiyle birlikte gündeme geldi

24 Ocak 2020’de Elazığ’da yaşanan depremin ardından her şehir depreme ne kadar hazırlık olduğuna dair tartışmalara başladı. İzmir’de de durum farklı olmadı ve depreme hazırlık konusunda harekete geçileceğini, gerekli çalışmaların yapılması gerektiğine dair açıklamalar geldi.

İnşaat Mühendisler Odası İzmir Şubesi Ocak ayı raporu: 75 bin bina yıkılacak

İnşaat Mühendisleri İzmir Şubesi’nin Ocak ayında hazırladığı raporda, İzmir’de olası büyüklüğü 7 ve üzerinde olan bir depremde 75 bin binanın kullanılamaz hale geleceği ve can kaybının da en iyimser tahminle 30 bin civarında olacağına dikkat çekmişti. Açıklamada, “Ancak bunun er ya da geç yaşanacağı bir gerçektir. Deprem ülkemizin bir gerçeğidir. Böylesi bir depremi İzmir’inde yaşaması kaçınılmazdır. Fay hatları İzmir ve çevre illerini de aynı şekilde tehdit etmektedir. Sürekli depremin ne zaman olacağı soruları sorulmaktadır. Depremin ne zaman olacağı sorusuna cevap bulmak, bugün karşı karşıya olduğumuz deprem riskini azaltmayacaktır. Deprem riskini azaltmak ancak ve ancak zarar azaltma çalışmaları ile mümkündür” denilmişti.

Uzmanlar uyarmıştı: İzmir’de birçok yerde çürük zemin var

26 Ocak 2020’de bir gazeteye konuşan Yer Bilimci Prof. Atilla Uluğ, “İzmir’de 6.5 ve üstü büyüklüğünde depremde binlerce ölüm olabilir. Yapı stokunun sadece yüzde 10’u sağlam” ifadelerini kullanmıştı. Aynı haberde açıklamalarda bulunan DEÜ Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Hasan Sözbilir, “İzmir’de Elazığ’daki gibi bir deprem olduğunda çok daha fazla bina yıkılır. Çok daha fazla insan kaybına neden olur. Çünkü İzmir’in nüfus yoğunluğu çoğunlukla faylara çok yakın yerlerde bulunmaktadır. Ayrıca İzmir’de bir çok yerde çürük zemin var. Bu zeminlerin üzeri yapılarla dolu” diyerek açıklamalarda bulunmuştu. Ayrıca Sözbilir, “Valilik önderliğinde tüm kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte Şubat ayında deprem master planı başlayacak. Bu projede 11 üniversiteden 60 bilim insanı bulunacak. Projeyi 29 Ekim 2023’e kadar teslim etmeye çabalayacağız” demişti.

Ocak ayında Tunç Soyer: İzmir depreme hazır değil!

Elazığ depreminin acısı sarılmaya çalışırken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 28 Ocak’ta İzmir Ticaret Odası’nın Ocak ayı toplantısında belediye olarak depreme karşı her türlü hazırlıklarını yaptıklarını fakat İzmir’in depreme hazır olmadığını belirtmişti. Ayrıca toplantıda Soyer, “Toplanma alanları, afet anından nereye nasıl ulaşmalı, kimler sorumlu, hangi araç gereçle nereden olunacak paylaşacağız. Bu projemiz hazır, bunu sadece paylaşacağız. Farkındalık için Hem İzmir’de planlama sürecinde neler yapılması gerekir, bunu bilim insanları ile sunacağız, hem de çocuklara deprem farkındalığını öğretmek için onları eğitim alanına taşıyacağız” demişti. 

Viyadüklerdeki tehlike Şubat ayında gündeme gelmişti

3 Şubat 2020 tarihinde Konak Belediyesi Şubat ayı olağan meclis toplantısında AKP’li meclis üyesi şehrin ulaşımında bel kemiği olan ve ilçeleri birbirine bağlayan viyadüklerin kolonlarında sıvılaşma nedeniyle yıkılma riski yaşadığını ve bunu İBB Genel Sekreteri ile görüşüldüğünde 2020’de güçlendirme çalışmalarının başlanacağını belirtmişti. AKP’li meclis üyesi, “Viyadükler çöktüğü anda maalesef depremde kimse birbirine ulaşamaz” demişti. Açıklamalara onay veren Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, “Gerçekten önemli bir konu. Süratle bakanlığımıza bilgilendirme yaparsak önemli bir süreç olacak” ifadelerini kullanmıştı.

Depreme ilişkin soru önergesini siyasi olarak değerlendirmişti

10 Şubat 2020 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Şubat ayı olağan meclis toplantısında Başkan Tunç Soyer ile AKP’li meclis üyesi arasında deprem tartışması yaşanmıştı. AKP’li meclis üyesinin İzmir’in deprem hazırlığına ilişkin verdiği soru önergesi Soyer’in tepkisini çekmişti. Soyer, “Siz hep Türkiye’de yaşadınız değil mi? 81 vilayetimiz var 81 vilayetimizin hangisinde  bu söyledikleriniz yapılıyor. Acaba o okulları, köprüleri, otoyolları, hastaneleri ve viyadükleri Türkiye Cumhuriyeti devleti yapmadı mı? Acaba niye güçsüz oldu, şimdi niye güçlendirmek gerekiyor? Bu soruların cevabını bütün Türkiye devletinin vermesi gerekiyor. Bu meselelerin siyasi bir argüman gibi veya sadece diğer kentler yapıyor biz yapmıyormuşuz gibi sunulmasını yanlış buluyorum” dedi ve AKP’li meclis üyesinin soru önergesini tamamen siyasi olarak değerlendirdi.

İzmir’in en son “Deprem Master Planı” 1999’da yılında yapıldı

İzmir’e depreme dair son geniş kapsamlı rapor tarihin tozlu sayfalarında kaldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi’nin imzalanan protokol neticesinde 1999 yılında yayımladığı “İzmir Deprem Senaryosu ve Deprem Master Planı” olarak belediyenin sitesinde yer alıyor. Raporda uyarılarda bulunan yapılara yönelik çalışmalara yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. Uzmanlar 21 yıl önce yayımlanmış raporun geçerliliğini kaybedeli seneler geçtiği yeni çalışmaların yapılması gerektiği ifade edildi.

Raporda “Sıvılaşmaya göre Bölgeleme” başlıklı değerlendirmede, “Depremin neden olduğu önemli zemin hasarlarından biri sıvılaşmadır. Sıvılaşma herhangi bir dinamik etki ile zeminin içindeki boşluk suyu basınçlarının artarak zeminin taşıyıcı özelliğini kaybetmesidir. Görselde bulunan bu değerler sıvılaşma olasılığı bakımından yorumlanarak sıvılaşma olasılığı yüksek, orta-az, ve düşük olarak tanımlanarak bir bölgelendirme yapılmıştır. Bu bölgelendirmenin bir ön değerlendirme olduğu düşünülmeli ve sıvılaşma olasılığının yüksek ve orta-az olarak tanımlandığı bölgelerde proje aşamasında zemin etütleri yapılarak sıvılaşma olasılığı belirlenmelidir” denilmişti.

30 Ekim’de yaşanan şiddetli depremde yıkılan binaların neredeyse hepsi Bayraklı ilçesinde yer alıyordu. Depremin ardından açıklamalarda bulunan uzmanlar özellikle Bayraklı’yı işaret ederek zemin emniyetinin zayıf olduğunu açıklamıştı. Uzmanlar, öncelikle bina yapılırken zemin etüdünün yapılması, zemin mekaniğinin bilinmesi ve projenin buna göre yapılmasını ifade etmişti.

Her gün on binlerce araç geçiyor: Viyadüklerdeki büyük tehlike!

Ayrıca raporda bir diğer dikkat çeken detay kentteki viyadüklerin dayanıklılığı idi. Kenti birbirine bağlayan ve her gün on binlerce aracın geçtiği viyadüklerin rapora göre sıvılaşma nedeniyle hasar oluşabileceği belirtilmiş.

Raporda, “Naldöken ve Zafer Payzın Viyadükleri ile Turan ve Egemak Köprüleri yüksek sıvılaşma ihtimali olan bölgelerde yer almakta olup, sıvılaşma etkisi ile hasar görüp kullanılamaz hale gelebilir” ifadelerine yer verilmiş. Ayrıca metro viyadükleri de incelenerek, “Metro köprülerinin olası bir senaryo depremi altında oldukça güvenli olduğu ve depremi hasarsız, en fazla çok hafif hasarla atlatabilecekleri söylenebilir. Ancak, Hilal ve Stadyum viyadüklerinde faylanma ve sıvılaşmadan dolayı hasar meydana gelebilir. Metro Hilal viyadüklerinden kuzeye doğru yer alan güzergahta sıvılaşma nedeniyle raylarda hasar görülebilir” denildi.

Raporda hasar görme ihtimali olan her türlü köprü ve viyadüklerin, daha detaylı analiz edilmesi ve gerekli görülenlerin öncelikle güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Her gün on binlerce aracın geçtiği ana ulaşım hattı olan yerlerinden olan Kahramanlar viyadüğü olarak da bilinen kısımda 30 Ekim’de yaşanan depremle birlikte çatlaklar meydana geldi. Yüzlerce yurttaş binalarında hasar olduğu için çadırlarda kalırken her gün binlerce insan kendilerini bekleyen tehlikenin farkında değiller. Daha önce yapılan uyarılara göre, viyadüklerde yaşanan herhangi bir sıkıntıda ilçelerin birbirleriyle olan bağlantısı kopmuş olacak. Belediye ve bakanlık öncelikli olarak binalarda çalışmalarını gerçekleştirirken viyadüklerin akıbetinin ne olacağı merak konusu oldu.

1999’da yayımlanan raporda da olduğu viyadüklerin kolonlarında oluşan sıvılaşma nedeniyle kullanılamaz hale gelebileceği belirtilmişti.

İzmir Deprem Senaryosu ve Deprem Master Planı’na ulaşmak için tıklayınız

Bir yıl önceki sözlerini bugün tekrarladı: Binalar kontrolden geçecek

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bugün bir gazeteye verdiği röportajda, İzmir’de meydana gelen depremde 15 bin kişinin evsiz kaldığını ve tüm binaların analizi yapıldıktan sonra “deprem güvenlik kartı” verileceğini belirtti.

About Author

Ege Kesebir

Ege Kesebir

Related Articles

TÜM HABERLER