Öldürülen “FETÖ borsası” şüphelisi AKP’li Ahmet Kurtuluş: Ne biliyordu, ne kadarını anlattı, ne kadarını sakladı?
Ahmet Kurtuluş.
2011-2014 yılları arasında AKP İzmir Sosyal ve Mali İşlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı.
2015 yılı genel seçimlerinde AKP’den İzmir Milletvekili Aday Adayı.
Kesinleşmiş aday listelerinde ise yok.
Ahmet Kurtuluş aynı zamanda İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Deniz tarafından yürütülen 2016/92489 sayılı soruşturma sonucu İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan 2018/8 esas sayılı ve “FETÖ BORSASI” olarak bilinen kamu davasının da şüphelisi.
Kendisine yöneltilen suçlamalar, “Suç örgütü hiyerarşisine girmeden örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, soruşturma gizliliğini ihlal, kişiyi nitelikli hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma, suçluyu kayırma, kişisel verilerin hukuka aykırı verilmesi, nitelikli yağma ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama…”
İzmir polisinin 10 ve 17 Mart 2017’de yaptığı operasyonu sonucu 56 üyesinin tutuklandığı soruşturmada açılan davada şüpheli olarak görünen Ahmet Kurtuluş, davanın ilerleyen aşamalarında Mayıs 2018’de tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yaklaşık 6 ay tutuklu kalan Kurtuluş Kasım 2018’de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Kamuoyunda tepki çeken serbest bırakmadan sonra Ahmet Kurtuluş’un avukatları açıklama yaparak Kurtuluş’un, örgüt kurma ve yönetme ile cinayet suçlarına ilişkin somut ve her türlü şüpheden uzak, inandırıcı delillerin bulunmaması, dosya kapsamındaki delillerin toplanmış olması ve delil karartma ihtimalinin bulunmaması nedeniyle tahliye edildiği söylediler.
Yazılı açıklamada Ahmet Kurtuluş için şu ifadeler yer alıyordu: “Basın ve kamuoyunun bildiği gibi, müvekkilimiz AK Parti’nin İzmir İl Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş, AK Parti’de milletvekili aday adaylığına başvurmuş, siyaseten tanınan ve bilinen bir şahsiyettir. Yine müvekkilimiz, pek çok sektörde faaliyet gösteren fabrikaları ve atölyeleri bulunan başarılı bir iş adamıdır…”
Gerçekten de böyle miydi?
Ahmet Kurtuluş somut delil yokluğu, delillerin toplanmış olması ve karartma ihtimalinin olmaması nedeniyle mi tahliye edilmişti?
Bu soruların yanıtlarını 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşma tutanaklarında, savcı Ferhat Deniz’in aldığı ifadelerde ve polis bilgi alma tutanaklarında araştırarak gerçeği bulmaya çalıştık.
Ahmet Kurtuluş 25 Ekim 2018’de İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz tarafından sorgulandı. Avukatlarının da hazır bulunduğu sorguda Ahmet Kurtuluş, dosyada bulunan hiçbir eyleme katıldığını düşünmediğinden etkin pişmanlıktan yararlanmak istemediğini ve yararlı olabileceğini düşündüğü bilgileri vermek için geldiğini söyledi.
Ahmet Kurtuluş’un verdiği ifadenin satır başları şöyleydi:
- Serkan Kurtuluş ile daha önceden tanıdığım Cemil Okçu’nun oğlunun sünnet düğününde tanıştım.
- Serkan bana gelmeye başladı. Çoğunlukla büroya geldi. Buca’da kafe açacağını kaymakamlıktaki işini halletmek için geliyordu.
- Darbe teşebbüsünden sonra Serkan elinde listeyle geldi. Listeyi İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’in yolladığını söyledi.
- Durumu Kudret Dikmen’e sordum kendisinin gönderdiğini söyledi. Listedeki kimseye haber göndermedim, aramadım, devreye girmedim.
- Serkan üst dizey bir milletvekili hakkında kaset olduğunu, zor durumda kaldığını, çok zorlanması halinde kaseti ve başka eylemleri patlatacağını söyledi. Kaset ilgilisini tanıdığım ve sevdiğim için alakası olmadığını düşündüğümden Serkan’ın suyuna gittim.
- Manisa’da İdol Turizm’in sahibi Mahmut Kalıpçı ile Serkan istediği için temas kurdum. Ortak olduklarını söyledi. Mahmut tarafından Serkan’a gönderilen paraları vergi sorunlarım nedeniyle yanımda çalışan Yılmaz Çelebi üzerinden gönderdim.
- Serkan ortağı olduğunu söylediği Mahmut Kalıpçı ile Mustafa Çelebi’nin arasında sorun olduğunu söyledi. Dünürüm Bülent Dabak’ın iş ortağı olması nedeniyle benim çözmemi istedi. Bana kalmadan çözüldü. Mahmut’un oğlu Gökhan’ın öldürülmesinde katkım yok. Algı operasyonu ile üzerime bırakılmaya çalışılıyor.
- Gürbüz Yüksel’i Ankara’ya tayini çıkmadan 1-2 ay önce MİT Bölge Müdürü olarak tanıdım. 1-2 yemek yedik. Veda yemeğinde Okan Bato ile tanıştım. Mesafeliydi. Gürbüz Yüksel’in sayesinde çayını içmişliğim var.
- Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun yargıya intikal eden bir problemini çözdüğünü bana Gürbüz söyledi. Bunu Okan Bato vasıtası ile yapıp yapmadığını bilmiyorum.
- Aydın merkezinde spor kompleksinin komple işletme ihalesini aldığını Gürbüz söyledi. Doğrudan kendi yapamazdı. Ali Sütçü ve 3-4 isim daha saydı. İşlerin başına geçmemi teklif etti. Ben de güzel iş olduğunu düşündüğüm için teklifi kabul ettim. Vergi mahkemelerim nedeniyle yüzde ellisini vekaleti bende olan eşim Gülçin üzerine aldım. Eşimin bağlantısı ve bilgisi yoktur.
- İhalenin nasıl olduğunu neyin karşılığı olduğunu bilmiyorum. Tahminime göre Özlem Çerçioğlu kendisine yapılan yardım karşılığı güzellik yapmış olabilir. Aydın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ile doğrudan Gürbüz görüşüyordu. Ali Sütçü’yü devamlı yanına gönderirdi. Bu şekilde irtibat sağlanıyordu.
- Gürbüz Yüksel’in yanında tanıdığım ve oğlum dediği İZPEK İnşaat’ın sahibi Özay İpek ve beraber çalıştığı eski MİT’çi İlkay isimli şahısla sıkı fıkı ilişkileri vardı. Çeşme’deki evinin tüm tadilatını ona yaptırdı. Telefon konuşmasına şahit olduğuma göre Gürbüz’ün eşinin Özay ile iş ilişkisi var ama bilmiyorum.
- Gürbüz’ün bindiği aracın taşıtmatik üzerinden akaryakıt giderlerinin İZPEK tarafından ödendiği araştırılırsa ortaya çıkacaktır.
- Kudret Dikmen çok yakın arkadaşım olduğu için ev almak için benden 1-2 sene önce çek istedi. Vergi mahkemelerinde olan davalarımı çözeceğini söylemişti. Herhangi bir katkısı olmadı davalar sürüyor. Aldığı çek ile Karşıyaka’da 01 Adana denilen mekâna yakın bir yerde ev aldığını söyledi. Çekleri karşılıksız verdim. Evi çok yakın ilişkisi olduğu Elara Otel’in sahibinden aldı. Parayı otel sahibine ben ödedim.
- Kudret Dikmen’in Batı Göz’ün sahibi ile yakın ilişkisi vardır. Kudret tarafından korunur. Batı Göz’ün yönetim kurulu başkan yardımcısı Muhsin Kaplan tarafından Kudret Dikmen’e Narlıdere’de ev verildiğini biliyorum. Araştırılsa ortaya çıkacaktır.
- Gürbüz Yüksel Ankara’ya gittikten sonra ailesi burada kaldı. Narlıdere’de ev tutuldu, tüm giderlerini ben karşıladım. Bana faydası olabileceğini düşündüğüm için yanımda olsun istedim. 600 TL’ye yakın kirayı Yılmaz Çelebi üzerinden ödedim.
- Operasyonlardan sonra Serkan daha çok üzerime gelmeye başladı. Durumu Kudret’e anlattım (Serkan’la görüşür hallederiz) dedi. Eşime ait Volvo S 60 model aracımı Kudret’e ait Ford Focus marka araçla takas ettim. Üzerine hiç para almadım.
- Bu yapıyı size şöyle tarif edeyim. Kudret Dikmen ile Okan Bato’nun yakın ve samimi ilişkiler ile birbirlerine danışarak iş bitirdiklerini düşünüyorum. Gürbüz Yüksel’in kardeşi ve Batı Göz’ün problemlerinin çözüldüğünü biliyorum. Okan Bato’nun katkı sunduğunu düşünüyorum.
- Okan Bato’nun yeğenim diye piyasada gezen Alsancak’ta reklam işi yapan Çağrı Durak isimli şahıs duyduğum kadarı ile piyasada FETÖCÜ diye tabir edilen iş adamları ile bağlantı kurup onların işlerini çözen kişidir. Bir sohbet sırasında GÜRMAR’ın sahiplerinin FETÖ soruşturmalarından kurtardığını bunun da Kudret ve Okan vasıtası ile yapıldığını kulaklarımla duydum. Duyduğuma göre (biz Okan Bato’nun yeğeniyiz) diye iş adamlarıyla irtibata geçip para karşılığı işlerini çözme vaadinde bulunuyorlar.
- Bir dönem terör büroda görev yapan İzmir Cumhuriyet Savcısı Zafer Duru’nun yine bu karmaşık ilişkiler nedeni ile ve bu yapı üzerine sıkı şekilde gittiği için terör bürodan gönderildiğini duydum.
- Yargı ayağı ile benim doğrudan bir bilgim yoktur. Bu ilişki Kudret Dikmen üzerinden kurulurdu. Adliyedeki tüm işleri Kudret, Okan Bato aracılığı ile yürütüyordu. Bu bilgileri eski şoförüm Ufuk Gürbüz’ün Gürbüz Yüksel ve eşinin şoförlüğünü yaptığı sırada duyduklarını anlatmasıyla öğrendim. Gürbüz’ün çok telefon görüşmesi yaptığını, Kudret’le sık sık görüştüğünü, Okan Bato ile görüşüp buluştuklarını ancak telefonların arabada kaldığını ve baş başa sahilde görüştüklerini söyledi.
Ahmet Kurtuluş’un 25 Ekim 2018’de İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadelerde öne çıkan isimler Serkan Kurtuluş, Cemil Okçu, Mahmut Kalıpçı, Mustafa Çelebi, Bülent Dabak, Yılmaz Çelebi, Kudret Dikmen, Okan Bato, Gürbüz Yüksel, Özlem Çerçioğlu, Aydın Büyükşehir Belediyesi Spor Tesisleri, Ali Sütçü, Özay İpek, İZPEK İnşaat, Batı Göz, GÜRMAR ve Çağrı Durak.
Ahmet Kurtuluş’un verdiği isimler ile bu isimlerin ilişki ağlarını inceleyelim o halde.
Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ve işletilmesi için ihaleye çıkılan spor tesisleri ile ilgili ayrıntılı bilgiyi “Karmaşık ilişkiler İzmir’de Aydın’a nasıl uzandı: Derin şirketler (1)” ve “CHP’li belediyenin spor kompleksini aslında Kurtuluş işletti: Derin şirketler (2)” başlıklı haberlerden okuyabilirsiniz.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin spor tesislerinin işletme ihalesini kazanan firmanın adı Derin Spor. Ahmet Kurtuluş’un ifadesinde de belirttiği firmanın 20 Ekim 2017’de ortakları Serdar Sütçü, Ali Gülviran, Ali Sütçü ve Ayçin Sevmiş.
Ayçin Sevmiş, Ahmet Kurtuluş’un ifadesinde geçen eski MİT İzmir Bölge Müdürü Gürbüz Yüksel’in yakın kız arkadaşı.
12 Nisan 2018’de ise Ayçin Sevmiş, İlkay Güven ve Serdar Sütçü’nün hisselerini devretmeleri sonucu Ahmet Kurtul eşi Gülçin Kurtuluş üzerinden şirketin yarısının sahibi.
Gürbüz Yüksel’in Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun hangi sorununu çözdüğü ve ihaleyi nasıl aldığı konusunda ise elimizde belge yok. Bildiğimiz işletme ihalesinin hiçbir yerde yayınlanmadığı ve bu konuda Aydın adliyesinde açılmış bir soruşturmanın yürütülmekte olduğu.
Ahmet Kurtuluş’un “Serkan üst dizey bir milletvekili hakkında kaset olduğunu, zor durumda kaldığını, çok zorlanması halinde kaseti ve başka eylemleri patlatacağını söyledi. Kaset ilgilisini tanıdığım ve sevdiğim için alakası olmadığını düşündüğümden Serkan’ın suyuna gittim” dediği konu gazeteci Süleyman Gençel’in darp edilmesi ve bombalanarak öldürülmesinin planlandığı olay ve Arjantin’de yakalandıktan sonra açıkladığı Amerikalı Rahip Brunson’a düzenlenmesi planlanan suikast olabilir mi?
Serkan Kurtuluş’un sözünü ettiği “patlatacağı eylemler” gazeteci Süleyman Gençel’e saldırı emrini dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Nükhet Hotar’ın verdiği iddiası olabilir mi?
Olabilir ama Ahmet Kurtuluş bu konuda savcıya tek bir ipucu bile vermemiş.
Serkan Kurtuluş Arjantin’den A3Haber’e verdiği röportajda bu işlerin arkasındaki siyasilerin kimler olduğunu açıklamıştı. O röportajın ayrıntılarını da “Arjantin’de cezaevinde bulunan Serkan Kurtuluş: Talimatları Nükhet Hotar’dan aldık…” ve “Arjantin cezaevindeki Serkan Kurtuluş anlatıyor: Gazeteci Süleyman Gençel’i bombalayıp suçu radikal islami bir örgüte atacaklardı” başlıklı haberlerimizden okuyabilirsiniz.
Ahmet Kurtuluş’un 25 Ekim 2018’de İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadede söylediklerini araştırmaya devam edeceğiz.
Kurtuluş bütün gerçekleri anlattı mı?
Yeni ifadeler, yeni isimler var mı?
Bu isimler soruşturmaya neden dahil edilmedi?
Kimi tanıkların ya da sanıkların sözleri ifadelerine neden yansıtılmadı?
İşte bu soruların yanıtları bir dahaki yazıda.