Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş, çoğu ilde artık yoğun bakımlarda yer bulunmadığını belirterek “Artık sedye bulanlar kendini şanslı hissediyor” dedi. Prof. Necmettin Ünal da bakanlığa şeffaflık çağrısı yaptı.

Koronavirüs vakalarında her gün yeni bir rekor kırılırken sağlıkçılardan da benzer haberler geliyor. Hastanelerde görev yapan akademisyenler yoğun bakımlarda yer kalmadığını bildirdi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Necmettin Ünal, koronavirüs salgınındaki artışa dikkat çekerek yoğun bakımlarda yer kalmadığını söyledi. Açıklanan verilerle yaşadıklarının uyumlu olmadığını belirten Ünal, “Rekorlar kırıyor olabiliriz. Bunlar dünya rekoru mudur, gezegenler arası rekor mudur bilmiyorum. Çünkü veri yok. Veri olmayınca da ne durumdayız ne yapabiliriz bir şey diyemiyoruz. Bundan sonraki süreçte Sağlık Bakanlığı’nın durumu şeffaf şekilde açıklaması gerekir” dedi.

“Şu an yoğun bakımlarda yer yok”

Habertürk TV canlı yayınında konuşan Ünal, yoğun bakımlarda yer olmadığını, ameliyathanelerin değil ameliyathane koridorlarının bile yoğun bakıma dönüştürüldüğünü belirtti. “Bu koşullarda iyi bir tedavi uygulanamaz” diyen Prof. Ünal şunları söyledi: “Benim üniversitemde yer yok. Diğer hastanelerde de yer kalmadı. Gaziantep’ten, Diyarbakır’dan ‘hastalarımıza yer bulun’ diye arayanlar var. Şu an yoğun bakımlarda yer yok.”

Bilim Kurulu tutanaklarının da açıklanması gerektiğini ifade eden Ünal, şeffaf davranılması halinde sorunların daha kolay çözüleceğini söyledi.

“Sedye bulanlar kendini şanslı hissediyor”

Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş de, kentte yapılan Covid-19 testlerinin pozitif çıkma oranının en az yüzde 40 olduğunu açıkladı. Hastanelerde hekimlerin hastalarına boş yatak bulmaya çalıştığını aktaran Dr. Menteş, ‘‘Adana’da pandemiye ayrılan bütün servis ve yoğun bakım yatakları doldu. Hastane acillerinde sedye bulanlar kendisini şanslı hissediyor. Acillerde hekim arkadaşlarımız hastalarına yatak bulmak için uğraşıyorlar. Acillerde pandemiye ayrılı alanlarda boş sedye bile kalmadı” şeklinde konuştu.

Gazete Duvar’ın haberine göre Dr. Menteş, ”Adana’nın günlük 1500-2000 bandında bir pozitifliği söz konusudur. Bakılan test sayılarında pozitif çıkma oranı çok yükselmiştir. Bakılan testlerin en az yüzde 40’ının pozitif olduğunu görmekteyiz’‘ ifadelerini kullandı.

“24 saat durmaksızın test yapılıyor” 

Adana Şehir Hastanesi’nde PCR testi yaptırabilmek için sıraya giren vatandaşların uzun kuyruklar oluşturduğu gözleniyor. Menteş, ”Adana’da Seyhan Devlet Hastanesi’nde iki, Çukurova Üniversitesi’nde bir, Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Halk Sağlığı Laboratuvarı’nda üç ve Şehir Hastanesi’nde bir cihazda test bakılabiliyor. Şehir Hastanesi’nde test için ayrılan cihazda sorun olduğundan diğer hastalıklar için ayrılan başka bir cihazda çalışmalar yapılıyor. Neredeyse 24 saat durmaksızın testler yapılmasına karşın şu an test sonuçlarına ulaşma süresi maalesef uzadı. Bu da tedavilerde gecikmelere neden oluyor’‘ dedi.

Mevcutta çalışmayı bekleyen yüzlerce testin olduğunun altını çizen Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş, hastanelerin hızla yeni servis ve yoğun bakım yatakları açmaya çalıştığını aktardı. Hekimlerin ertelenebilecek tüm ameliyatları ve poliklinikleri ertelemeye çalıştıklarını anlatan Dr. Menteş, ‘‘Bu şekilde pandeminin devam etmesi halinde sağlık sistemimizin ve çalışanlarımızın bunu karşılaması çok zor olacaktır. Acilen daha sıkı önlemlere gereksinim vardır’‘ diye konuştu.

“Olay maske, mesafe ve hijyenin ötesindedir” 

Türkiye genelinde daha sıkı önlemler alınması gerektiğini vurgulayan Dr. Menteş, 14 gün sokağa çıkma kısıtlaması getirilmesi gerektiğini savunarak, şu ifadeleri kullandı:

”Bu uygulama yapılamıyorsa hastalığın yoğun olduğu illerde bu kısıtlama getirilmelidir. Halkımız gerekmedikçe evden çıkmamalıdır. Bu olay artık maske, mesafe ve hijyen önlemlerinin ötesindedir. Bunlar elbette önemlidir ama daha kapsayıcı önlemler şarttır. Bulaşmayı mutlaka önlemeliyiz. Daha fazla testle ayakta fakat bulaştıran insanlar tespit edilmeli ve izolasyona alınmalıdır. Halkımız gerekmedikçe acillere ve hastanelere gelmemeli, oraları meşgul etmemelidir. Halk hareketliliği mutlaka önlenmelidir. Şehrin çeşitli yerlerine sürüntü alma merkezleri kurulmalıdır. Filyasyon ekipleri artık pozitif hastalara yetişmekte zorlanmaktadır. Buralar mutlaka güçlendirilmelidir.”