A3 Haber

Siyasetten ticarete: Teknolojiyi geliştirmek amacıyla kurulmuştu ama…

Siyasetten ticarete: Teknolojiyi geliştirmek amacıyla kurulmuştu ama…

Siyasetten ticarete: Teknolojiyi geliştirmek amacıyla kurulmuştu ama…
Aralık 01
09:00 2020

Aslında her şey Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit’in başbakanlığında MHP ve ANAP’ın da yer aldığı ve ANASOL-M olarak da adlandırılan hükümet döneminde başladı.
Anayasa kitabının fırlatılması olarak da bilinen kriz sonrası Türkiye ekonomik olarak çıkmaza girmişti. Krizden çıkmanın mucidi olarak da Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, Bülent Ecevit’in daveti üzerine Türkiye’ye geldi ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı oldu.

Kemal Derviş’in IMF destekli ekonomik politikaları içinde pek çok yasanın kısa sürede çıkarılması da vardı. İşte bu yasalardan biri olan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu 26 Haziran 2001’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi.

Yasanın amacı kısaca, “üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin iş birliği sağlanarak, ülke sanayiinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturmak, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak ve yüksek/ileri teknoloji sağlayacak yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıyı sağlamak” olarak belirtildi.

İktidarın ömrü çıkardığı bu yasayı uygulayabilecek kadar sürmedi.
Erken seçim kararının ardından 2002 yılının Kasım ayında Türkiye yeni AKP diye bilinen siyasi parti ve onun iktidarı ile tanıştı.
İktidarının ilk döneminde teknoloji ile pek ilgilenmeyen ve önemli kararlar almayan AKP, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na bağlı uygulama yönetmeliği bile 2014’de çıkardı.

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte 3 Haziran 2011’de çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi sonucu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kurulması ile teknoloji yeniden gündeme geldi.
Son olarak da Ekim 2020’da Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Teklif TBMM’ye sunuldu ve önümüzdeki aylarda kanunlaşması bekleniyor.
Teklife göre, Teknoloji Geliştirme Bölgesindeki firmaların faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerin, kurumlar ve gelir vergilerinden istisna süresi, 2023’ten 31 Aralık 2028 tarihine kadar uzatılması da öngörülüyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığın açıkladığı verilere göre, Türkiye’deki 84 teknoparkta, toplam 5 bin 443 firma faaliyet gösteriyor ve bu firmalarda 56 bin 346 kişi çalışıyor.
Gerçekleştirilen toplam ürün ve hizmet satışı 83 milyar liraya ulaştı.
Merkezlerde 33 bin 700 proje tamamlandı, halen 9 bin 467 proje de devam ediyor.
İşte bu bölgelerden biri de İzmir’de.
Yazımıza konu olmasının yapılan işlerle ilgisi yok.
Sayıştay’ın raporlarıyla gündemimize girdi.

Sayıştay’ın 2019 yılı için denetlediği Özel Bütçeli İdareler ’in A Bölümü’nde Türkiye’deki üniversitelerin tamamı var.
Elbette İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi de.
Sayıştay Raporu’ndan yola çıkarak Dokuz Eylül Üniversitesi ve onun kuruluşu Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde yıllar önce başlayan ve halen sürdüğü belirtilen eksik/yanlış uygulamaları, biraz da bu eksikliklerin siyaset ayağını irdeleyelim.

Kime ayrıcalık tanınmış, ayrıcalık tanındığı raporlara girmiş şirketler kimin?
Üniversitenin ihaleleri hangi siyasilere aktarılmış?
Bu siyasiler nasıl büyümüş, neler yapmış?
İzmir ekonomik anlamda CHP’nin mi yoksa AKP’nin mi kalesi?
AKP’li hangi iş insanlarının, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin hangi kilit isimleri ile ne tür ekonomik ilişkileri var?
Bütün bunlar sessizce seyredilmiş mi yoksa devlet devreye girmiş mi?
Kime ne soruşturma açılmış, kim mahkemelik olmuş?
Dokuz Eylül’de yaşananlar için kime ne bilgi notu verilmiş?
Bu bilgilerden sonra ne yapılmış?
Ve en önemlisi bu saadet zinciri halen sürüyor mu?
Gelin belgeler üzerinden uzun bir yolculuğa çıkalım…

Öncelikle olayların yaşandığı belirtilen 2008 ile 2020 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde kim kimdir diyerek başlayalım.
Prof. Mehmet Füzün.
Ağustos 2008 ile Ağustos 2016 arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü.
Prof. Adnan Kasman.
Ağustos 2016 ile Eylül 2017 arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü.
Kasman, 15 Eylül 2017’de YÖK tarafından görevden alınırken, Aralık 2018’de yayınlanan 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamudan ihraç edildi.
Prof. Erdal Çelik.
Eylül 2017’den Temmuz 2018’e kadar Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Vekili.
Prof. Fatma Seniha Nükhet Hotar.
Temmuz 2018’de atandığı Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü görevini halen sürdürüyor.

Ve şimdi de Sayıştay’ın 2019 raporunda da yer alan Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Merkezi yani bilinen adı ile DEPARK A.Ş.
Nedir bu DEPARK?
Nasıl kurulmuş, kimler kurmuş, kaç para sermayesi var, bugüne kadar neler yapmış neler yapmamış iyice araştıralım.
Bu arada bir anımsatma yapayım.
DEPARK’ın kurulma fikri 2012, başlaması 2013 olmasına rağmen 2014-2019 yılları arasında hazırlanan Sayıştay raporlarının hiçbirinde tek satır bilgi yok.
Bütün bilgiler 2019 yılı Sayıştay raporunda ve üniversitenin önemli bir ismi tarafından hazırlanarak ilgili makamlara verildiği belirtilen rapor.

DEPARK yani Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulması kararı üniversite yönetim kurulunun 13 Mart 2012 tarihli 1052 sayılı toplantısında alındı.
DEPARK A.Ş. ise üniversite yönetiminin kararından neredeyse bir yol sonra 16 Nisan 2013’de Alsancak Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı No: 144 adresinde kuruldu.
DEPART Tınaztepe Teknoparkı (TGB-1) 17 bin 412 metrekare, DEPARK Sağlık Teknoparkı (TGB-2) ise 10 bin 487 metre kare üzerinde bulunuyor.
İlk kurucuları; Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi, Arkas Holding, Artı Mobil İletişim Telekomünikasyon Bilgisayar ve Tekstil Sanayi, Mazhar Zorlu Holding, Şişkon Endüstriyel Otomasyon Sistemleri, Byse Bilişim Sistemleri, Kırkpınar Turizm Taşımacılık Gıda Hayvancılık Tekstil Sanayi, Mertsel Ecza Depoları, Netsis Yazılım, Nukleus Sağlık Ürünleri ve Tanı Hizmetleri.

DEPARK’ın kuruluş sermayesi her biri 50 bin lira değerinde 150 hisseden oluşan toplam 7 milyon 500 bin lira.
40 hissesi imtiyazlı.
Dokuz Eylül Üniversitesi 115, Kâtip Çelebi Üniversitesi 15, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1, İzmir Ekonomi Üniversitesi 1, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi 1, Arkas Holding 4, Artı Mobil 4, Mazhar Zorlu Holding 2, Siskon 2, Bays Bilişim 1, Kırkpınar Turizm 1, Mertsel Ecza 1, Netsis Yazılım 1 ve Nukleus Sağlık 1 hisseye sahip.
İlk yönetim kurulu başkanı dönemin Dokuz Eylül Üniversitesi tüzel kişiliği adına Rektör Yardımcısı Prof. Murat Özgören.

Çalışmalarına başlayan DEPARK, 20 Mayıs 2014’de şirketin genel müdürlüğüne Ankara’dan önemli bir ismi getirdi. Daha önce ODTÜ ve Akdeniz Üniversitesi’nde benzeri görevler yürüten Süleyman Necip Özbey DEPARK Genel Müdürü oldu.
Temmuz 2014’de DEPARK Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Tınaztepe Yerleşkesi’nde Teknopark İdari ve Kuluçka Binası Beta’nın yapılmasına karar verdi.
İmzalanan söyleşmeye göre, 10 milyon lira artı KDV bedelle yapılacak binanın yüzde sekseni DEPARK, yüzde yirmisi ise yüklenici firmanın tarafından karşılanacaktı.
DEPARK’ın Beta binasının yapım işini üstlenen firma AKD Limited Şirketi.

Burada duralım.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteği ile Dokuz Eylül Üniversitesi’nin hâkim ortaklığı ile kurulan DEPARK daha yola yeni çıkmışken tartışmaları da beraberinde getirdi.
Sayıştay raporları ile eski üniversite yetkilisi tarafından hazırlanan rapora göre siyaset, ticaret yoluyla DEPARK’a girdi.
Bunun belgesi de Beta binasının yapımı üstlenen AKD şirketiydi.
Öyleyse şimdiki işimiz AKD, ortakları, kardeş kuruluşları kimmiş, siyasi kimlikleri ve güçleri neymiş ona bakmak olsun.
Bir sonraki yazıda ilginç ilişkiler okuyacağınızdan emin olabilirsiniz.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER