Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Ankara’daki yeni binasını çizen mimarlar Sema Uygur ve Özcan Uygur açılışa davet edilmeyince açılışa katılmak için bilet aldılar. TED Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Ali Cengizkan, “Sanatçıya ve mimara değer vermeyen, hak sahipliği hatırlatılınca, kadın mimarı bir ayrımcılıkla, ‘kocasının eşi’ olarak algılayan bir Kültür Bakanlığımız var” diyerek tepki gösterdi.

Temeli 1997 yılında atılan Ankara’daki yeni 3 salonlu Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) binası, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ile düzenlenen törenle açıldı. Mimarlar Sema ve Özcan Uygur tasarladıkları CSO’nun açılışına davet edilmediler.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Özcan ve Semra Uygur’u açılışa davet etmediğini, sonrasında yapılan davette ise binanın mimarlarından olmasına karşın Semra Uygur’dan “Özcan’ın Uygur’un değerli eşleri” olarak söz etmesi tepkilere neden oldu.

Sanıyorum bir yanlış anlaşılma söz konusu Açılışa ; Özcan bey kıymetli eşleri Semra hanım ve kızları Deniz hanımı bekliyoruz. Bizzat bakan beyin özel kalem müdürü olarak ben görüşüyorum. Unutmayın ki “Emek çekilmiş her şey, değerlidir. Mimar Sinan “

— BatuhanMUMCU (@BatuhanMUMCU) December 3, 2020

Sosyal medyadan gelen tepkiler sonucu davet geldiğini belirten mimar çift yeni bir açıklama yaptı.

Kamuoyuna teşekür ederiz. pic.twitter.com/DB7J12oiXN

— Uygur Architects / Uygur Mimarlık (@uygurarchitects) December 4, 2020

Yanlıştan dönüldüğünü ifade eden Uygur Mimarlık Twitter hesabında şu ifadelere yer verildi; “3 Aralık Perşembe günü yaptığımız kamuoyu açıklamasından sonra söz konusu durumu farkedip bu yanlışlığı düzelten T.C Kültür ve Turizm Bakanı Sayın @MehmetNuriErsoy ve özel kalem müdürü @BatuhanMUMCU ‘ ya teşekkür ederiz. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın her daim mimarinin, sanatın, sanatçının ve düşünce insanlarının yanında olması dileklerimizle… @TCKulturTurizm”

“Kadının adı yok”

Açılışa ilişkin açıklama yapan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, binayı tasarlayan mimarlar Semra Uygur ve Özcan Uygur’un açılışa davet edilmediğini duyurdu. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Kalemi ile görüştüklerini belirten Mimarlar Odası, “bir yanlışlık” nedeniyle  mimarların davet edilmediğini, sonrasında bu yanlışlığın giderildiğini belirtti.

Mimarlar Odası, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Kalemi Batuhan Mumcu’nun mimarları açılışa davet ederken sosyal medya hesabından yaptığı “Bir yanlış anlaşılma söz konusu. Açılışa; Özcan bey kıymetli eşleri Semra Hanım ve kızları Deniz Hanım’ı bekliyoruz…” paylaşımına tepki gösterdi.

Mumcu’yu “cinsiyetçi söylem” kullanması gerekçesiyle eleştiren Mimarlar Odası, “Kadının adı yok dedirten yaklaşıma bir yenisini eklemiştir. Yapının müellifi olarak yaklaşık 30 yıldır CSO binalarına emek vermiş kadın meslektaşımızın Bakanlık yetkilileri tarafından müellif olarak değil de, ‘değerli eşleri’ şeklinde tanımlanması kabul edilebilir değildir” açıklamasında bulundu.

“Kadın mimarı bir ayrımcılıkla, ‘kocasının eşi’ olarak algılayan bir Kültür Bakanlığımız var”

TED Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Ali Cengizkan, tamamlanması 28 yıl süren Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yeni binasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Eserin mimarları Semra Uygur ve Özcan Uygur’un açılışa davet edilmediklerini hatırlatan Cengizkan, “Bu sosyal mesajına tepki o denli büyük oldu ki, aynı gün Kültür ve Turizm Bakanlığı adına sosyal medyada yer alıp, sonra silinen mesajdan, ‘mimar ve eşi hanımefendinin’ açılış konserine davet edildikleri öğrenildi. 4 Aralık sabah saatlerinde müellif iki mimar ve müteahhitle fotoğrafını paylaşan Kültür Bakanımız Mehmet Ersoy ise, ‘Dünya standartlarında bir eser olan ve teknolojiyi zarafetle birleştiren bir anlayışla projelendirilen CSO Yeni Konser Salonu’nun proje müellifi olan mimarları Sayın Özcan ve Semra Uygur ile yüklenici firma sahibi Sayın Behçet Çağlar’a gönülden teşekkür’ ediyordu.” ifadesini kullandı.

Yetkin Report’ta kaleme aldığı yazıda Cengizkan, “Sanatçıya ve mimara değer vermeyen, hak sahipliği hatırlatılınca, kadın mimarı bir ayrımcılıkla, ‘kocasının eşi’ olarak algılayan bir Kültür Bakanlığımız var. Hele hele hukukta bile yeri olan ‘eser sahipliği’ ve ‘müelliflik’ kavramlarından hiç haberi olmayan, ‘eser sahibine de para ödendiğine göre, onu müteahhitle bir tutabilirim’ anlayışı olan bir kültür politikası akıl alır gibi değil. Mimarların sırf bu yüzden bile, yıllardır talep ettikleri ‘Mimarlık Meslek Yasası’nın çıkarılması konusunda var güçleriyle çalışmaları gerek.” görüşünü savundu.