Site icon A3 Haber

Müzisyenlerin bakanlığa isyanı: Bin liralık yardım için bir sürü prosedür istiyorlar, vermeyin istemiyoruz!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, sokak satıcısı, esnaf, ayakkabı boyacısı ve müzisyenlerle buluşarak Cumhurbaşkanlığı’na seslendi. Başkent Müzisyenler Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Serkan Matoğlu, “Devlet 3 ayda bir vereceği bin liralık yardım için bir sürü prosedür istiyor. Vermeyin, istemiyoruz! 10 aydır bize en büyük desteği Mansur Yavaş veriyor. 4 ay yemek yolladı, para gönderdi. Bir belediyenin yaptığını koca devlet yapamıyor!” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Genel Merkez binasının bahçesinde sokak satıcısı ve esnafla birlikte basın açıklaması yaptı. Basın toplantısının ardından müzisyenler, Aşık Mahsuni Şerif’in “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” eserini seslendirdi.

Ağbaba’nın konuşmasından satır başları şöyle:

İşsiz sayımız 103 ülkenin nüfusundan fazla

Günlük 273 kepenk kapanıyor 

Sokak çalışanlarına tek kuruş destek verilmedi 

Miting serbest, müzik yasak

Kılıçdaroğlu kadar taş düşsün 

“Destek değil, tezgahımı istiyorum” 

Toplantıya katılan Ankara Kızılay’da işportacılık yapan 35 yaşındaki Müjde, şöyle konuştu:

“Dört yıl boyunca çay sattım, eşimden ayrıyım, oğlum kalp hastası. Bugüne kadar kimseden destek almadım. Çay satarak iki çocuğuma baktım. Kızılay’ın çaycı ablasıyım. Çocuğumun tedavisini kucağımdan götürerek yaptım. COVİD döneminde bizi kaldırdılar. Ben tek kendi adıma konuşmuyorum, birçok arkadaşım adına söylüyorum. Biz geleceği olmayan, ertesi gün cebinde parası olmayan insanlarız. Ben devletten destek istemiyorum, tezgahımı istiyorum. Bin lira ile nasıl geçinebilirim? 800 lira kiraya veriyorum, 200 lira elektrik veriyorum. Bana kimse destek çıkmıyor. Ben destek de istemiyorum. Cezaevinde yıllarca yatan adam çorap satıyor. Kaldırıyorlar. Biz polisle, zabıtayla karşı karşıya kalmak istemiyorum. Geçinemiyorum. İş bulamıyorum, bulduğum zaman saatleri uymuyor. Ben ayaklarım üzerinde durmak istiyorum. Sokak deyip geçmeyin. Asıl hikayeler orada. Soğukta, karda, kışta çalışıyorum.”

Kızılay’da işportacılık yapan Zinnur, “Üç çocuk annesiyim. 16 yıldır işporta tezgahı açarak ailemi geçindirdim. Ben devletimizden yardım beklemiyorum, tezgahımı geri versinler. Biz 300 400 aile evimizde ölüme terk edildik. Biz Cumhurbaşkanımızdan el uzatmasını istiyoruz” dedi.

Ayakkabı boyacısı Murat da “Ekmek parasını zor kazanıyorum. Soğukta tir tir titriyoruz. 10 20 liraya akşama kadar dirsek çürütüyoruz. Bu düzenin değişmesini istiyoruz” dedi.

“İntihar etmek kolay, mücadele zor”

Çorap satıcısı Saffet Sen, “Şu anda çorap satıyorum. Önceden zabıtalardan kaçıyordum, şimdi komiserler geliyor, tezgahımızı alıyorlar zabıtayı çağırıyorlar, ceza veriyorlar cezayı yapılandırmaya verdim, ödüyorum. Polislerin yanıma gelmesinden utanıyorum, kaçmak da zoruma gidiyor. Eşim vefat etti. Ben kendim için yaşamıyorum, torunlarım için yaşıyorum. İbni Sina Hastanesi’ne gittim, fıtık ameliyatı olacağım, telefonu aldılar, sevindim, eve gittim, ‘inşallah beni çağırmazlar’ diyorum. Evde ne yiyecek torunlarım diye bu sefer nasıl yaşayacağımı bilemiyorum. İntihar etmek kolay yol, mücadele zor. Bunun da bilincindeyim” diye konuştu.

Çiçekçi Cemal Şahin, “Haftanın iki günü dükkanımızı kapatıyoruz. Üç ayda 24 gün yapar. Yaklaşık bir ay. Bir ay için bizden Bağ Kur, vergi istememezlik yapıyorlar mı? Gelir kaybına uğradık. Bin lira sadaka gibi. Sokaktaki herkes aynı şeyi söylüyor. 15 gün kapat. Sıfırladıktan sonra normale döndür. Yandaş müteahhitlere oluk oluk aktarıyorsun, burada kul hakkı yiyorsun. Kul hakkı yiyorsunuz” dedi.

“Geçim sıkıntısı yaşıyordum yaşam sıkıntısı yaşıyoruz” 

Kafe çalışanı Ulaş, “İşyerlerimiz kapandı. Verilen destekler karnımızı doyuracak miktar değildi. Zaten geçim sıkıntısı yaşıyorduk artık yaşam sıkıntısı yaşıyoruz. Saraylarında yaşayanlar, bu sefaleti göremiyorlar ama biz gerçekten şu an yaşayamıyoruz. Verilen bin bin 500 lira parayla yaşayabilen var mı bilmiyorum. Zaten iki buçuk ay işyerlerimiz kapalıydı, borçlarımızı öderken yeniden kapandı. Tedbirler alınsın, işyerlerimiz açılsın diyoruz. Toplu taşımalarda bulaşmayan virüs, cafe ve barlarda mı bulaşıyor. Hayat eve sığmıyor. İnsanlar yaşam mücadelesi veremeyeceği için intihar ediyor” dedi.

Başkent Müzisyenler Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Serkan Matoğlu, da şöyle konuştu:

“Müzik yaparken bizim üniformamız budur. Ben bu kıyafeti giymeyi özledim, 10 aydan beri giymiyorum. Biz bu ülkenin değerleriyiz. Mustafa Kemal Atatürk, ‘herkes sanatkar olamaz’ demiş. Dün bir müzisyen arkadaşımla konuştuk. ‘10 yıl çalıştım oğluma 12 bin liraya piyano aldım, dün 3 bin liraya sattım, evimde ekmeğim yoktu’ dedi. Banka gelin ödeme yapın diyor, biz hala çalışmıyoruz. Bu ülkenin üvey evlatları değiliz. Biz günlük kazanıyoruz. Türkiye’nin eğlence sektörünü biz temsil ediyoruz. Gece çalışıyoruz. Bize vereceğiniz bin lira destek için video istiyorsunuz, vermeyin.”

Matoğlu, “Bize vereceğiniz bin lira için video istiyorsunuz, mail adresi istiyorsunuz bin bir tane şey istiyorsunuz, vermeyin. 10 aydır bize en büyük desteği Mansur Yavaş veriyor. Müzisyen dostlarım adına Mansur Yavaş’a çok teşekkür ederim. Devletin vereceği bin lirayı pandemi başladı 3 ay boyunca Müzisyenler Kültür ve Sanat Derneğine her gün 600 tane yemek kahvaltı gönderdi. Bunu Büyükşehir Belediyesi yaptı. Dedi ki “devam edebilirim” dedi. (ANKA)

Exit mobile version