A3 Haber

HDP’li Sancar: Bahçeli AYM’yi tehdit ediyor, bunun adı faşizmdir

HDP’li Sancar: Bahçeli AYM’yi tehdit ediyor, bunun adı faşizmdir

HDP’li Sancar: Bahçeli AYM’yi tehdit ediyor, bunun adı faşizmdir
Nisan 06
13:13 2021

Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, AYM’nin kapatılmasını isteyen MHP lideri Bahçeli’ye “faşist” dedi ve “Faşizme geçit vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

TBMM’de iç tüzüğe aykırı olarak reddedildikten sonra tekrar gündeme alınan güvenlik yasasını eleştiren Sancar, tek adam yönetiminde hiçbir demokratik mekanizmanın işlemediğini ifade etti. Sancar, “Güvenlik Yasası’nın yeniden gündeme getirilerek onaylanması, parlamentonun değil Saray’ın esas alındığını bir kez daha ortaya koydu. Oylamasını tekrarladıkları iç güvenlik yasası benzeri düzenleme bir fişleme yasası. O yasa, olağanüstü hali kalıcı kılma çabasıdır. Darbeci zihniyetin ürünü bir yasadır. 28 Şubat’ın devamıdır, toplumla mücadele yasasıdır,” dedi.

İktidarın seçim kaybedince kuralları değiştirerek oyunbozanlık yaptığını ifade eden Sancar, “Ama bunun bir sonu, sınırı var. İlk seçimde bunun en acı çarpıcı neticesini kendilerine yaşatacağız. Bu nedenle saldırıyorlar. Bu ülkenin kilit gücü olduğumuuzu her seferinde kendilerine göstereceğiz,” diye devam etti.

Bahçeli’nin AYM açıklamalarına sert tepki 

Sancar şöyle devam etti:

  • “HDP’yi denklem dışı bırakmaya, saldırmaya çalışıyorlar. Ama biz seçimde ve seçim dışı bütün demokratik siyaset alanlarında bu ülkenin kilit gücü olduğumuzu göstereceğiz yeniden. Her alanda göstereceğiz, göstermeye devam edeceğiz. Tanımadıkları iradeyi nasıl tanımak zorunda kalacaklarını güçlü demokratik mücadele kendilerine gösterecek.
  • İktidarın küçük ortağı Bahçeli, Anayasa Mahkeme’sini tehdit ediyor. Başkanını hedef gösteriyor. Bunun adı faşizmdir. Bir kez daha söylüyoruz: Faşizme geçit yok.
  • Yargıyı da ellerine bir aygıt olarak alıyorlar ve bir nevi arka bahçe haline getiriyorlar. Yargıyı kullanarak toplumu dizayn etmeye, muhalefeti sindirmeye çalışıyorlar. Adaleti ülkenin temeli olmaktan çıkarıp saraylarının kolonu haline getirdiler.
  • Yargı sistemi, iktidarın siyasi gündemine, ajandasına göre pozisyon almakta ve karar vermektedir. İktidar işareti verdiğinde yargı harekete geçmektedir, özellikle de savcılar. En son, çarpıcı örneğini Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine giden süreçte ve sonrasında gördük. Gergerlioğlu halkın vekilidir, halkın vicdanıdır. HDP’nin mücadelesinin sembollerindendir.

“Ülke ekonomisini yoksulların, emekçilerin üzerine çökertmeye çalışıyor”

  • İktidar, sadece adalet ve siyaset zeminini yıkmakla kalmıyor, buna bağlı bir sonuç da ekonomideki çöküştür. Ekonomik kriz demek bunu biraz basitleştirebilir, ekonomide çöküş yaşanıyor, bunun altında kalanlar emekçi, yoksul halklarımızdır. Bu çöküşün her şart altında nimetini yiyenler de vardır. ‘Kriz’ herkesi eşit vuruyor gibi bir algı yarattılar. Kriz kelimesi yetersizdir, ekonomik çöküş yaşıyoruz. Yoksul halka, gençlere, kadınlara çıkarmak istiyorlar faturasını da. Ekonomik kriz dendiğinde tablonun diğer tarafına bakarsanız yandaş sermayenin nasıl büyüdüğünü görürsünüz. Oraya akan milyar dolarları görürsünüz. Merkez Bankası’nın “kaybolan” 128 milyar dolarlık rezervinin nereye aktığını görürsünüz. Bu nedenle bu sistem, ülke ekonomisini yoksulların, emekçilerin üzerine çökertmeye çalışıyor.
  • İnsanlar ekmeklerinin gasp edildiğini görüyorlar, nasıl ve neden gasp edildiğini de görüyorlar. Bu iktidarın sürekli otoriterleşen, herkesi tehdit eden anlayışının aynı zamanda ekmeğin gaspı, işin gaspı olduğunu görüyorlar. Kurtuluş, özgürlüğü gasp edilen halkların, hakları yok edilmek istenen kadınların, ekmeği elinden alınan emekçilerin ortak mücadelesinden geçiyor. HDP bu ortak mücadelenin en sağlam sütunudur.
  • Asgari ücretliden vergi alınmasın diye kanun teklifi veriyoruz, bunu reddedip yerine fişleme yasası getiriyorlar. Niye? Eğer açlığı yok edemiyorlarsa açları kontrol etmek zorundalar! Açlıkla mücadele etmiyorlarsa açlarla mücadele etmek zorundalar…
  • Sağlık sistemi bir müşteri sistemine dönüştürülmüştür. Aslı Özkısırlar hastane bulamadığı için hayatını kaybetti! Bir yandan insanlar böyle hayatlarını kaybederken diğer yandan yandaşa helikopter gönderiyorlar. Kimin parasıyla kime hizmet ediyorsunuz!

Emekli amirallerin bildirisi 

  • İktidar yine her zaman yaptığı gibi siyasi kurnazlık ve çıkarcılıkla bu bildiriden darbe tehditti üretme, bunu da siyaseten kullanma telaşında. Yine mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidardalar 19 yıldır mağdurlar. Eğer mağduriyetten kurulmak istiyorlarsa iktidarı bıraksınlar çünkü iktidarda kaldıkları sürece sürekli mağdur oluyorlar. Halkın rızasını kaybedince yapabilecekleri tek şey bu tür fırsatçılık ve kurnazlıklar.
  • Darbeler bu ülkede büyük yıkımlara neden oldu. Askeri ya da sivil bütün darbelere karşı her zaman en açık tutumu alan ve her türlü darbeci zihniyetle mücadele eden bir siyasi geleneğe sahibiz. Bütün sorunların çözüm yolu demokratik siyasettir. Bunun dışındaki her yaklaşıma karşı tutumumuz nettir. Bir bildiriden darbe tehditi üretmeye çalışan iktidara da hatırlatalım: Eş Genel Başkanlarımızdan belediye başkanlarımıza kadar haksız ve hukuksuz biçimde tutuklanmasının adı darbe değil midir? Seçme ve seçilme özgürlüğünü kaldırarak halkımızın belediyelerini gasp etmek darbe değil midir? Partimiz hakkında dava açtırmak demokratik siyasete bir darbe girişimi değil midir? Ömer Faruk Gergerlioğlu, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın vekilliğini haksızca hukuksuzca düşürmek halk iradesine darbe değil midir? 15 Temmuz sonrası yüz binlerce kamu çalışanını KHK’larla işten atmak, gazete ve televizyonları kapatmak darbe değil midir? İstanbul Sözleşmesi’ni tek taraflı feshetmek kadınlara, kadın kazanımlarına bir darbe değil midir? Anayasa ve hukuku rafa kaldırmak darbelerin temel özelliğidir. 28 Şubat’ın ürünü güvenlik yasasını devreye sokmak darbe değil midir?
  • Bu iktidarın darbeci anlayışla bir sorunu yok. Bu iktidarın darbecilikle hesaplaşmak konusunda samimiyeti olamaz. Eğer samimiyse yapacağı tek şey kendi icraati ile yüzlemektir. Eğer cesareti varsa bu iktidar aynaya bakar. O zaman bu ülkede hangi anlayışın darbecilikle nasıl iç içe yaşadığını görür. Bu iktidar bir darbe mekaniği yaratmıştır. Bu sarkaçtan ve kıskaçtan, her türlü darbe tartışmasından uzaklaşabilmek için tek çare güçlü demokrasi, gerçek adalet. HDP’nin duruşu budur.

İlgili haberler:

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER