A3 Haber

“Ak troller” Uluslararası Af Örgütü raporunda: Türkiye’de hükümet trol orduları kurdu

“Ak troller” Uluslararası Af Örgütü raporunda: Türkiye’de hükümet trol orduları kurdu

“Ak troller” Uluslararası Af Örgütü raporunda: Türkiye’de hükümet trol orduları kurdu
Nisan 07
16:41 2021

Uluslararası Af Örgütü, 2020-2021 raporunu yayımladı. Covid-19 salgının tüm dünyada etkisini gösterdiği 2020 yılında hükümetlerin salgınla mücadele yöntemini eleştiren sağlık çalışanlarını ve gazetecileri hedef alan ülkelerin sıralandığı raporda, Arnavutluk, Ermenistan, Belarus, Bosna-Hersek, Macaristan, Kazakistan, Kosova, Polonya, Rusya, Sırbistan, Ukrayna, Türkiye ve Özbekistan’da bu durumun örneklerinin yaşandığı belirtildi. Raporda AKP iktidarını sosyal medyadaki trol ordusuna dikkat çekildi.

BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre raporda Türkiye ile ilgili şu ifadeler yer verildi:

  • Türkiye’de hükümet trol orduları kurdu ve kamuoyunun dikkatini belirli web siteleri, hesaplar ve sakıncalı bilgilerden uzak tutmak için çevrimiçi sınırlandırmalara ve yanlış yönlendirmelere başvurdu.
  • Nisan ayında hükümet Covid-19 krizini muhalefeti daha da bastırmak için kullanarak muhalefet partilerinin yönetimindeki bir çok belediyenin bağış kampanyalarını yasakladı ve İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının pandemiyle mücadele kapsamında bağış toplamasına ilişkin soruşturmalar başlattı.

Türkiye’de baroların yapısının değiştirildiği hatırlatılan raporda, 47 avukatın mesleki çalışmaları nedeniyle gözaltına alındığı, 14 avukat hakkında hapis cezası kararının onandığı bilgisi yer aldı.

Selahattin Demirtaş dahil HDP’li isimlere 2014’te yaşanan Kobani olayları sebebiyle açılan soruşturmaların ve çok sayıda tutuklamanın eleştirildiği raporda “Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından 18 Şubat’ta Gezi Davası’nda yargılanan Osman Kavala dahil tüm kişileri beraat ettiren üç hakim hakkında, Cumhurbaşkanı’nın beraat kararını eleştiren konuşmasının ardından soruşturma başlatıldı” ifadelerine yer verildi.

İşkence, kötü muamele ve zorla kaybetmeler başlığı

Raporun Türkiye bölümünde işkence ve kötü muamele ile zorla kaybetmeler için ayrı bir başlık açıldı:

  • Osman Şiban ve Servet Turgut, Van’da kalabalık bir grup asker tarafından gözaltına alınmaları ve iddialara konu olduğu üzere dövülmeleri sonucunda ağır yaralandı. Servet Turgut 30 Eylül’de hastanede hayatını kaybetti. Ekim ayında, olayı haber yapan dört gazeteci, çalıştıkları haber ajansları nedeniyle ve PKK/KCK lehine, devlet aleyhine, toplumsal olayları haber yaptıkları iddiasıyla Van’da gözaltına alındı.
  • 2019’da kaybolan ve Fethullah Gülen hareketiyle bağlantılı olmakla suçlanan yedi erkekten biri olan Gökhan Türkmen, Şubat ayında çıkarıldığı mahkemede, zorla kaybedildiği 271 gün boyunca işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığını anlattı. Mahkeme, iddialara ilişkin ceza soruşturması açılmasını istedi. Ağustos 2019’da kaybolan Yusuf Bilge Tunç’un nerede tutulduğu yıl sonu itibariyle hâlâ bilinmiyordu.

Göçmenler konusunda Yunanistan ve Türkiye’ye eleştiri

Göçmenlik konusuna da değinen rapor, Covid-19 salgını sırasında İngiltere ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde, göçmen işçilerin sokağa çıkma yasaklarında en zor durumda kalan gruplar olduğunu ve devletler tarafından yüz üstü bırakıldığını yazdı.

“Birçok ülkede, ırk temelli ayrımcılığa uğrayan gruplara ve etnik azınlıklara mensup kişilerin enfeksiyon ve ölüm oranları orantısız ölçüde yüksekti” denildi.

Mart 2020’de Edirne’den Yunanistan’a gitmeye çalışan göçmenlere de raporda yer verildi:

  • Türkiye kötücül ve tehlikeli bir adım attı ve mültecileri ve göçmenleri siyasi amaçlarına alet ederek Türkiye’nin Yunanistan’la kara sınırına gitmeye teşvik etti, hatta bazı durumlarda ulaşımlarını kolaylaştırdı. Buna karşılık, Yunanistan yetkilileri, hareket halindeki insanlara karşı aşırı güç kullanımı, darp, atış mühimmatı kullanımı ve Türkiye’ye geri itmeleri de kapsayan insan hakları ihlalleri işledi.

Libya’ya silah ambargosunu Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’nin ihlal ettiği belirtilen raporda, Suriye için de “Rusya, Suriye’de hükümet güçlerinin uluslararası hukuku ihlal eden askeri harekatlarına doğrudan desteğini sürdürürken, Türkiye insan kaçırma ve toplu öldürmelere başvuran silahlı grupları destekledi” denildi.

Ak troller 2020’de gündemden düşmedi

AKP’nin parti içindeki ekiplerinin tamamının kendine ait sosyal medya trol ekipleri bulunduğu 2020’de daha da belirginleşti. Bu ekipler Süleyman Soylu’nun istifa sürecinde ortaya çıkmış, Berat Albayrak ile Süleyman Soylu’nun ekipleri sosyal medya üzerinden karşı karşıya gelmişti.

AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, o dönemde yaptığı açıklamayla AKP’nin maaşlı trol ordusunu yeniden gündeme getirmiş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası sonrası AKP Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam’ın Twitter’dan yaptığı paylaşıma tepki gösterenlere “maaşlı trol” demişti. Çamlı, “Bir kısım maaşlı troller Kadın Kolları başkanımızın üzerine gittiğini görüyorum” ifadesini kullanmıştı.

Konuyla ilgili Biz10 TV’ye konuşan Çamlı, ”Sosyal medyada gündem olmak, etkileşim almak isteyen insanlar ofislerle bürolarla anlaşıyorlar. Onlara belli bir miktar da ödeniyor. Bunların tabi bazen ayarları kaçıyor” diye konuşmuştu.

Twitter’ın ortaya çıkardığı ağ, parti içinde yer alan onlarca ağdan “merkeze” daha yakın duranları olurken, kapı aralandıkça bu ağın 7 bin hesapla sınırlı olmadığı, çok daha geniş bir ağın faaliyette olduğu görülüyor.

2020 boyunca AKP’nin yürüttüğü birçok operasyonun düğmesine sosyal medya üzerinden basılırken, bu süreçte “algıyı” yine sosyal medyadaki paralı trol ekibi yürütmüştü.

AKP’nin trol ağlarının zamanında yönetiminde de yer alan isimler, parti dışına düştükçe bu ağın faaliyetlerini de itiraf etmişti. Bunun en tipik örneklerinden biri olan Ahmet Davutoğlu, yine bu ağlardan birinin, Pelikan’ın hedefi olarak görevinden edilmişti. Davutoğlu bu hamlenin ardından AKP içinde paralı trol ağı bulunduğunu söylemiş, “İletişim teröristleri çıktı ki; ahlakı yerle bir etti. Kim bunlar, troller. Bunlar iletişim teröristleri. İnsanların şahsiyetini, haysiyetini, izzetini, yok yere bitirecek şekilde para ile tutulmuş adamlar, bir anda bir algı oluşturuyorlar. Başbakanlıktan ayrılma süreci esnasında ‘Pelikan Dosyası’ diye bir şey çıktı. Beni birazcık tanıyanlar için her birisi iftira olan şeyler. Peki kim bunu çıkarttı, belli değil. Ben biliyorum da toplum bilmiyor” ifadesini kullanmıştı.

Ortaya dökülen bu gelişmeler üzerine AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, partisinin hazırladığı “Sosyal medya etik kuralları”nı açıklamıştı. 12 kural arasında “şeffaf olunması, sosyal medya mecralarında, anonim hesaplar kullanmayarak açık kimlikle, gerekli hukuki sorumluluğu üstlenerek ve gerçek kişiler olarak bulunulması” yer alırken, bu kuralların biri bile AKP’nin paralı sosyal medya ekibi için geçerli olmadığı görülmüştü.

Stanford’un konuya ilişkin raporundan bazı tespitler şöyleydi:

  • Birçok sahte karakter tespit edildi, bu hesapların benzer isimlerle aynı gün açıldığı ortaya çıktı.
  • Sahte ve çalıntı hesaplar tek bir merkezden yönetildi.
  • Hesaplardan atılan tweetlerle muhalifler hedef alındı.
  • Tweetler Erdoğan’a destek amacıyla atılıyordu.
  • AKP’nin halkın istediğini yaptığı algısını oluşturacak kampanyalar yönetildi.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER