A3 Haber

İzmir’in gündemindeki yeni tartışma konusu belli oldu: Sokak ekonomisi

İzmir’in gündemindeki yeni tartışma konusu belli oldu: Sokak ekonomisi

İzmir’in gündemindeki yeni tartışma konusu belli oldu: Sokak ekonomisi
Temmuz 07
07:54 2021

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de ilk kez Zabıta Dairesi Başkanlığı’na bağlı Sokak Ekonomisi Şube Müdürlüğü’nü kurdu.
Müdürlüğün amacı olarak da sokaktaki yiyecek satışlarını düzenlemek gösterildi.
Yani midyeci, mısırcı, kestaneci, söğüşçü, buzlu bademcinin kullanacağı kent mobilyaları yani satış arabaları yaratarak renkli stantlar oluşturulmasına karar verildi.
Hedef, İzmir’den bu konuda bir model çıkartmak.
Kültürpark fuar alanına kurulan üretici pazarı ile Kadifekale’deki Pagos pazarının seyyara dönüşmüş hali gibi görünüyor.

Projenin başında İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanı ve Sokak Ekonomisi Uzmanı Dr. Osman Sirkeci var.
Son yerel seçimlerden sonra Giresun Üniversitesi’nden İzmir Büyükşehir kadrosuna katıldı.
Çalışma alanı da sokak ekonomisi.
Demek ki büyükşehir kadrosuna katılmasının nedeni de sokak ekonomisi projeleri.

Projeyi hayata geçirmek için geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi Başkanlığı ve Zabıta Dairesi Başkanlığı’nca birlikte yürütülmesi planlanan “Geçici Süreli İzinlendirilen Seyyar Satış Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Yönetmelik” taslağı hazırlanarak belediye meclisine sunuldu. Taslak şu an, meclisin Temmuz ayı toplantısında görüşülmek üzere Hukuk Komisyonu tarafından inceleniyor.
Tartışmalar da böylece başladı.

Kimine göre seyyar satıcıları belli bir koruma şemsiyesi altına almak yararlı.
Kimine göre ise kamuya ait sokak ve caddelerde kurulacak tezgâhlar ile gezici seyyar satıcılık kente yeni bir yük, vatandaşa yeni sorunlar ama asıl önemlisi esnafın büyük bölümüne zarar verecek.
Hazırlanan yönetmelik taslağının “Dayanak” başlığını taşıyan 2. maddesinde 5236 sayılı Belediye Kanunu’na atıf yapılıyor.
Eleştirilerden biri de bu.
Yönetmelik taslağının dayanağı olan herhangi bir kanun ve kanun hükmü olmadığı, asıl önemli olanın ise taslağın kanunun yasakladığı eyleme meşruiyet kazandırılması olduğu vurgulanıyor.
Ne diyor 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin m fıkrası?
“Beldede ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi ve kayıt altına alınması amacıyla izinsiz satış yapan seyyar satıcıları faaliyetten men etmek, …… kullanmak zorunda olduğu yetki ve imtiyaz konularından biridir.”

Peki, büyükşehir ne yapıyor?
Kanunun belediyeye verdiği yetki ve imtiyaz, ticaretin gelişip kayıt altına alınmasını engelleyen izinsiz seyyar satıcıları faaliyetten men edip cezalandırmak olduğu halde; bunun tam aksinin yapabilmesini mümkün kılacak bir yönetmelik çıkarmaya kalkıyor.
Asıl sorulması gereken ise şu:
Bunun için araya kooperatifleri koyarak özel bir yönetmelikle aşmaya çalışmak ya da başka bir ifadeyle yetki aşımı suretiyle kanuna karşı hile yapmak açıkça suç değil midir?
Böyle bir düzenleme sonunda bu suça katılanlar yargılanmaz mı?

İki yılı aşkın süredir pandemi nedeniyle ticaret çok zorlandı.
Esnaf önemli ekonomik sıkıntılar yaşadı.
Elbette bunun için yerel yönetimlerin katkı sunması, esnafın toparlanması için yeni kaynaklar yaratılması için projeler geliştirmesi doğal.
Peki, bu proje ile binlerce lira kira ödeyen, vergi, SSK, BAĞKUR primi yatırmak zorunda olan esnaf için haksız rekabet oluşturmayacak mı?
Her şeyden önemlisi kamusal alan olan cadde ve sokaklar yeni işgal alanlarıyla vatandaşa daha az yaşam alanı haline dönüşmeyecek mi?

Hazırlanan taslak yönetmeliğin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinin b fıkrasında gıda olarak sadece kestane ve darı, gıda harici olarak da sadece çiçek satış hizmet sunumunun yükseltilmesi gibi oldukça dar bir hizmet alanı belirleniyor.
Ama onun arkasından gelen “komisyonca müsaade edilen gıda ve ihtiyaç maddelerinin ticaretinin standartlara ve gıda güvenilirliğine uygun olarak yapılması” ifadesi bulunuyor.
Bu madde önümüzdeki yıllarda, özellikle de seçim zamanlarında sessiz sedasız alınacak komisyon kararlarıyla seyyar esnafa oldukça geniş bir ufuk açarsa ne olacak?
Ve bu taslak hazırlanırken, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği gibi esnafın büyük kesiminin temsil edildiği kurumlarla paylaşılıp görüş alındı mı?
Onların da onayı var mı?

Ortada tartışılmadan işleme konan, belki de toplumun çok da onay vermeyeceği düşüncesi ile “ben yaptım oldu” mantığı ile yürütülen önemli bir proje var.
Dediğim gibi önümüzdeki günlerde büyükşehir meclisinin gündemine gelerek tartışılacak.
Sayısal çoğunlukla mı yoksa “ikna” yoluyla mı karar haline dönüşecek bekliyoruz.
Çıkabilecek tartışmaların şimdiden işaret fişekleri atılıyor.
Bekleyip göreceğiz.
Elbette perde arkasındakileri de izleyip yazarak.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER