BioNTech aşısında ikinci dozun yan etkileri neden daha fazla?
Türkiye’de koronavirüs salgınına karşı aşılama çalışmaları devam ediyor. BioNTech aşısında ikinci dozun ardından yan etkilerin yaşanması sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri. Prof. İsmail Balık, ikinci doz aşı sırası gelmesine rağmen yan etkisi korkusuyla randevu almayanların sayısında artış olduğunu belirtti. Prof. Balık, sırası gelmesine rağmen aşılanmayanların sayısının 5 milyonu geçtiği açıkladı.
Türkiye’de Covid-19 aşısı olanların sayısı arttıkça Sinovac ve BioNTech’in yan etkileri de daha fazla kıyaslanır oldu. Özellikle BioNTech aşısının ikinci dozundan sonra, birinci doza göre daha şiddetli bir kol ağrısı, yorgunluk, kas ağrısı gibi şikâyetlerden yakınılıyor.
İkinci dozda yan etkisi neden daha fazla?
Haberglobal’den Gamze Bal’a konuşan Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. İsmail Balık, “mRNA aşıları bağışıklık sistemini güçlü bir şekilde uyarır. Bu yüzden geçmişten bu yana bu tip aşılarda yan etkiler daha fazla olur. İkinci dozdan sonra bağışıklık sistemi daha fazla reaksiyon gösterdiği için yan etkisi daha fazla hissediliyor” dedi.
Ancak Prof. Balık, çok daha önemli bulduğu bir konuya dikkat çekerek uyarıyor: “Halihazırda ikinci doz aşı sırası geldiği halde aşılanmayanların sayısı 5 milyonu geçti. Tek doz aşının Delta varyantına karşı koruyuculuğu son derece düşük. Delta varyantının yayılmasını engellemenin tek yolu çift doz aşı olmak. Biontech’in iki dozunu olan insanlarda Delta varyantı kaynaklı ölüm ve ağır enfeksiyon görülmüyor.”
“Yan etkilerden korkup ikinci dozu olmuyorlar”
Prof. İsmail Balık, ikinci doz aşı sırası geldiği halde aşı randevusu almayanların sayısındaki artışın arkasında yan etki korkusu olduğunu anlattı.
“Birinci doz Covid-19 aşısından sonra yaşanılan yan etkileri ağır geçirenler, ikinci dozdan sonra daha şiddetli yan etkiler yaşayacağı korkuyla çift doz aşısını olmuyor” diyen Prof. Balık, “Bunda sağda solda aşı olanların söylediği sözler de etkili. Başkaların deneyimlerini kafaya takabiliyorlar. Ancak bu sorun yalnızca bizim ülkemize mahsus değil. ABD gibi birçok başka ülkede de benzer durumlar yaşanıyor” diye konuştu.
Prof. Balık, şöyle devam etti: “Aşıların yan etkilerini abartmamak gerekir. Çünkü virüse yakalanmanız nefessiz kalmanız, ölmeniz gibi daha ağır sonuçlara yol açar. Bilim insanlarının çift doz aşılama konusunda daha ciddi, sert uyarılarda bulunması gerekir.”
“Tolere edilmeyecek bir yan etki yok”
ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından yapılan bir araştırmada, ikinci doz aşıdan sonra 18-55 yaş aralığındaki kişilerin yüzde 15’inde yüksek ateş tespit edilmişti. Birinci aşıdan sonra ateşlenenlerin oranı ise yüzde 4 olarak ölçülmüştü. Titreme şeklinde görülen yan etki de araştırmaya katılanlarda birinci dozdan sonra yüzde 14, ikinci dozdan sonra ise yüzde 35 oranında idi. Diğer yandan, ikinci doz aşıdan sonra yorgunluk hissini ise araştırmaya katılanların üçte ikisi yaşamış; yine ikinci dozdan sonra baş ağrısından şikayetçi olanların sayısı da belirgin bir şekilde artmıştı.
Prof. İsmail Balık, mRNA aşıları da dahil hiçbir aşının tolere edilmeyecek bir yan etkisi olmadığını, bu aşıların katlanabilirliğinin çok iyi araştırıldığını ifade etti. “Kaldı ki herkes mevcut yan etkileri aynı şiddette hissetmiyor” diyen Prof. Balık, “Birisi kendi tabiriyle kamyon çarpmış gibi hissederken bir diğeri basit bir şekilde atlatıyor. Yani herkese göre değişen, subjektif etkiler bunlar” diyor.
Bağışıklık sistemi daha güçlü tepki verdiği için… .
İmmünolog ve Alman İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Carsten Watzl, Hamburger Morgenpost’a yaptığı değerlendirmede, ilk aşılamada doğuştan kazanılan bağışıklık sisteminin aşıdaki virüs RNA’sına tepki verdiğini, bunun sonucunda da vücudun titreme, yüksek ateş gibi yan etkilere neden olabilecek haberci maddeler gönderip iltihaplanmaya tepki gösterdiğini söylemişti. Watzl, ikinci aşılamada ise ilk aşıdan sonra vücutta oluşan adaptif (sonradan kazanılmış) bağışıklık sisteminin de ilaveten devreye girmesiyle vücudun daha güçlü tepki verdiğini kaydetmişti.