A3 Haber

Kılıçdaroğlu konuştu: Orman bakanının ormandan haberi yok

Kılıçdaroğlu konuştu: Orman bakanının ormandan haberi yok

Kılıçdaroğlu konuştu: Orman bakanının ormandan haberi yok
Ağustos 06
21:28 2021

CHP lideri Kılıçdaroğlu, canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunuyor. THK’nin şu anda çalışan hem uçak hem de helikopterinin olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, “Orman bakanının ormandan haberi yok” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV’de Enine Boyuna Özel programında açıklamalarda bulunuyor.

Habertürk canlı yayınına katılan CHP liderinin açıklamasından satır başları şöyle:

  • 176 yerde yangın çıktığını, THK’nın uçak ve helikopterlerinin bu yangını söndürdüklerini, çoğu kimsenin haberi bile olmadığı söylendi. Köylerde Orman Genel Müdürlüğü, orman köylülerinden her yılın başında mükellefler seçiyor. Yangın çıktığı an müdahale ediyorlar, son iki yıldır bu da yok. THK mecburen pilotları göndermek zorunda kalıyor. Uçakta hangarda kalıyor. Bunları sormak ne zamandan beri kutuplaşma oldu?

“Bakanın ormandan haberi yok”

  • THK’nın şu anda çalışan hem uçak hem helikopter var. Sivil Havacılık’ın kriterlerini taşımayan uçakları var. “Destek sağlanabilirse bu uçakları da kullanabiliriz” deniliyor. Biz bu kuruma sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. Orman bakanının ormandan haberi yok. Konuşması gereken kim? Orman Genel Müdürlüğü. Bakanlıktan daha bağımsız bir yapıya sahip. Yangın söndürmeyle ilgili yeterli bütçesinin ayrılıp, ayrılmadığını gazeteci olarak sordunuz mu? Hayır. Neden engellendi? Orman Kanunu’nu okuduğum zaman gerçekten bu büyük bir devlet. Yardımla ilgili bizim belediyemiz suçlandı. Belediyeler bu yangınları söndürecekler diye. Yangın ormanda çıkmış, bunu bilmiyor musun arkadaş! Ayrıca bizim belediyeler bütün arazözleri göndermiş.

“İstasyonlarda adam yok”

  • “Yangın çıkarsa en yakın muhtarlığa, jandarmaya, mülki amirlere derhal haber verin” diyor kanun. “Bu haberi verirken kullandığınız telefona asla ücret ödemeyeceksiniz” diyor. Ayrıca “Cumhurbaşkanlığı’ndan ruhsat almak suretiyle telsiz alıp, istasyon kurabilirsiniz” diyor. İstasyonlarda adam yok. Fazla mesai ödememek için. Çünkü para yok, bütçesini kestiler. Koordinasyon deniyor değil mi? “Orman idaresi her türlü hizmeti yapar ve yaptırır” diyor yasa. Orman bakanı ise “Orman genel müdürlüğü değil belediyeler sorumlu” diyor. Türkiye’de orman idaresi en köklü kurumlardan birisi. Ormanları koruma konusunda en duyarlı olan kurumlardan. THK’nın devre dışı bırakılması bakandan ve onun tepesindeki kişiden kaynaklanıyor.

“Saman gönderiyoruz, iktidarın aklına bile gelmiyor”

  • Birlik olmasa bizim bütün belediyelerimizin arazözlerinin ne işi var orada? Ayrıca çok personel gönderdik. Şu anda adamın samanlığı yanmış, biz saman gönderiyoruz. İktidarın aklına bile gelmiyor. Ama izin verirseniz yapılan yanlışı söylemek zorundayız. Biz eleştirmezsek bunlar diyecekler ki; “Biz her şeyi yaptık.” Eleştiri gelince bunu kutuplaştırma olarak dillendiriyorlar. Orman yangınlarında kullanılan bütün araçların akaryakıt giderlerini Orman Genel Müdürlüğü karşılar deniyor. Siz bütçeyi kısarsanız nasıl karşılayacaklar bunu? Koordinasyonu mahallin en büyük mülki idare amiri yapar deniyor. Bu yasaya göre bakan koordinasyon yapamaz. Valinin eli kolu bağlı. Vali büyükşehir belediye başkanını davet edemiyor korkudan.
  • Oraya gittiğinizde hizmetin aksamaması lazım. Erdoğan gidince itfaiyeyi beklettiler. Ormanlar cayır cayır yanıyor. Ben bunları söylemezsem görevimi yapmamış olun. İki yerde büyük yangın oldu. Antalya ve Muğla’da. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin başkanına vali telefon açıyor “Bu işi beraber götüreceğiz” diyor, doğru diyor. Ama Muğla valisi, Muğla belediye başkanını kriz masasına davet etmeye korkuyor. Çünkü içişleri bakanı orada. Telefon açıyor belediye başkanına, “Önlem alıyorsunuz değil mi” diye sorunca belediye başkanı “Zaten sahadayız” diyor. Muğla’ya ormanla, ormancılıkla hiç ilgisi olmayan birisini atarsanız.

“THK’da bu iktidar döneminde büyük yolsuzluklar var”

  • THK bu toplumun gözbebeğidir. Kuruluşundan bu yana orman yangınlarıyla en tutarlı mücadeleyi yapan kurum. THK’yı bu duruma kim getirdi? Bugüne kadar başarıyla görev yapan kurumu kim getirdi bu noktaya? Sayın Bülent Arınç, “THK bu hale nasıl geldi, DDK harekete geçsin” dedi. Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmadı. THK’da bu iktidar döneminde büyük yolsuzluklar var. 80 milyon dolar kredi almışlar. THK’nın geliri ne? Gayrimenkullerden kira. 80 milyon dolar nereye harcandı? Bilen var mı, denetleyen var mı? Gerçekten içim yanıyor.
  • Vatandaştan para topluyorsun. Ondan sonra “Sudan’a ben yardım edeceğim” diyor. Biri çıksın bunun mantığını anlatsın. İnsanlar ölüyor, vatandaşlardan para dileniyorsun. Bütün bunların üstünü kapatıyorsun, hangi akıl ve mantıkla “Ben Sudan’a hibe vereceğim” diyor. 15 Temmuz’dan sonra gaziler için de yardım topladılar. O paraya da çöktüler. Biz olmasaydık o gaziler için vakıf da kurulmayacaktı.
  • Benim açıklamamdan sonra belediyelere, vatandaşlara THK’ya sahip çıkmak gerektiğini anlatmamdan sonra 11 belediye başkanımız her türlü desteği vereceğini açıkladılar. Burada güven çok önemli. Biz yardım kampanyası açtığımız zaman ertesi gün genelge çıkarıp “Sizin paranıza el koyarız demeyecekler” pandemide yaptıkları gibi. Şunu bize garanti etmeleri lazım, toplanan para yerinde harcanacak, bağımsız bir kuruluş tarafından denetlenecek, TBMM’de grubu bulunan partilere sunulacak ve THK internet sitesinde yayınlanacak. Bu şartlar kabul edilirse ve iktidar da buna müdahale etmezse, paraya el koymazsa bunu yaparız. Para yerinde ve doğru harcanırsa THK’yı ayağa kaldırırız.

“Dış politikayı 180 derece değiştireceğim”

  • Göçmen sorununu Türkiye’nin başına kim bela etti? Dış politikayı yürüten kimdi? Her şeyi anlayan, kadının giyimine müdahale eden, dış politikayı çıkmazın içine sokan kim? 3 milyon 600 bin Suriyeliyi getiren ben miyim? Bu dış politika Türkiye’ye, bölgeye, Avrupa’ya, dünyaya zarar veriyor. Bu dış politikayı 180 derece değiştireceğim. Ortadoğu’ya barışı ve huzuru getireceğim. Ortadoğu Barış ve İş Güvenliği’ni kuracağız. Gittiler oraya burunlarını soktular, Suriye’yi karıştırdılar. Biz barışı sağlayacağız. AB’ye gittim yetkililerle konuştum. “Mültecilerden niye şikayet ediyorsunuz” dedim. Orada kan akıyordu, rahatsız olmuyordunuz. Bu adam nereye gidecek? Bu adam demokrasi istiyor, sizde var sözde. İyi bir yaşam istiyor. Buraya gelecek, siz buna duvar çekseniz de engel olamazsınız.
  • Elinizi cebinize atacaksınız. Hastanesini, evini yapacaksınız. Okulunu yapacaksınız. Benim söylediğim bir söz var; davulla zurnayla göndereceğiz. Hiç kimse asgari ücretin yarısıyla burada dilenci konumuna düşmek istemez. Elbette yüzde 100’ü gitmeyecek. Zaten bir kısmına vatandaşlık verilmiş. Ama burada günün 12 saati çalışan, asgari ücretin yarısıyla gelir elde eden, sigorta primi ödenmeyen insanları kendi ülkelerinde ev sahibi yaptınız zaman, fabrika kurduğunuz zaman giderler. Gaziantep’teki işadamlarına “Buradaki fabrikalardan bir tane de oraya yapın” diyeceğiz. İlk yapacağımız iş Suriye’de büyükelçiliği açacağız, diplomatik ilişkileri kuracağız.

“Belediye başkanları devam etmeli”

  • Cumhurbaşkanlığı onurlu bir görevdir. Elbette teklif gelirse kabul edilir. Şöyle bir tablomuz var. Medya isimler üzerine odaklanmış durumda. Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Seçilecek cumhurbaşkanına o kadar büyük yetkiler veriyor ki, nefsine, duygularına hakim olmayıp, “Ben burada kalacağım” derse bir başka felaketin kapısı açılır. Büyükşehir belediye başkanlarımızın başarılı olmasını isteriz. Elbette daha güzel yerlere gelebilirler. Bence ikinci dönem de devam etmelidirler.
  • (Nagehan Alçı’nın ‘CHP sizin çizginize geldi mi?” sorusu üzerine) CHP benim değil halkın çizgisine geldi. Bugün taşeron işçilerin sorunlarını biz getirdik. Kadro vermek zorunda kaldılar. Yüzbinlerce apartman görevlileri, kamyon, taksi şoförleri, konteynerlerden çöp toplayan insanların sorunlarını dile getiren biziz. Muhtarların sorunu var. İkinci sınıf görüyorlar. Nasıl çözülmesi gerektiğini dile getiren biziz. Biz sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz artık. Muhtarlık bir sosyal kimliktir, apartman görevlileri, emekliler sosyal kimliktir. İki maaş ikramiyeyi biz sağladık. 3600 Göstergeyi dile getiren biziz. 3600 göstergeyi de ödettireceğim onlara.

“Kasım 2022’de seçim olabilir”

  • Önümüzdeki yılın kasım ayı seçim olabilir. Ekonomiyi götüremezler. Götürme şansları yok zaten. AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmeyi, herkesin kendisini doyuran bir ülkeyi inşa edebiliriz. Çocuklarınızı, evlatlarınızı dinleyin. Onlar size çok şey anlatacak.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER