Haber şu:
“İzmir’in Karşıyaka ilçesinde, bir müteahhit tarafından satın alınan, tarihi 1900’lü yıllara dayanan 3 evin yıkılmak istenmesi tepki topladı. Mahalle halkından Teslime Ünlüoğlu, kepçenin önüne geçerek yıkımı engelledi. Halkın tepki gösterdiği yıkım belediye ekiplerinin gelmesi ile durdurularak, yapıların kültür varlığı ve tescilli yapı haline dönüştürülmesi için başvuru yapıldı.”

Devamı şöyle:
“Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ise, “Her ne kadar buradaki yapılar riskli ilan edilmiş olsa da 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ile gerekli görüşmeleri yaparak bu yapıların kültür varlığı ve tescilli yapı haline dönüştürülmesi için gerekli girişimleri başlattık. Belediye olarak bu tür kültür varlıklarının korunması için elimizden geleni yapacağız. Bu yapıların da olduğu gibi korunması için gereken mücadeleyi vereceğiz” diye konuştu.
Alkışlanacak durum gibi görünüyor.
Gibi görünüyor dememin nedenini açıklayacağım elbette.

Biraz geri gidelim.
İzmir Karşıyaka Belediye Meclisi tarafından, 1 Kasım 2019 gün ve 196 sayılı karar ile 3194 sayılı kanunun 17 maddesi ve 5394 sayılı Belediye Kanunu’nun 18. maddesinin e bendine göre, öncelikle aynı parseldeki diğer hissedara satışına karar verildi.
Sonuçta Karşıyaka Belediyesi arsasını 20 milyon TL’ye “milletin a…. na koyacağız” diyen Cengiz İnşaat’a satıldı.
Detaylı bilgiyi “Belediyenin denize sıfır arsasını Cengiz İnşaat’a sattılar: Halkçı belediye” başlıklı yazımdan okuyabilirsiniz.
Satış İzmir’de olduğu kadar CHP Genel Merkezi’nde de tartışmalara yol açtı.
Kol kırıldı kırılan parça nerede kaldı bilemiyoruz.

“Bu konunun İzmir Karşıyaka’daki üç evin yıkımı ile ne ilgisi var” dediğinizi duyuyorum.
Sabırsızsınız anam babam bir durun.
Karşıyaka Belediyesi’nin Cengiz İnşaat’a sattığı arsanın ardından iki kurumdan destek geldi.
Bunlardan biri Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, diğeri de Tüm Yerel-Sen İzmir 2. No’lu Şubesi.
Belediyeye (aslında belediye başkanına) verilen bu desteğin nedenini “Sen bana destek ver ben sana koltuk” başlıklı yazımda anlattım.

O yazıda, Karşıyaka Belediyesi’nin Cengiz İnşaat’a sattığı arsayı “hukuka uygun” bulan Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin yönetiminde bulunan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nda Harita Mühendisi olarak çalışan Tuğba Yıldırım’ın Karşıyaka Belediyesi’ne Kentsel Dönüşüm Müdürü olduğunu da yazdım.
Sekiz ay önce…

Şimdi bugüne dönelim.
Karşıyaka Belediyesi tarihi 1900’lü yıllara dayanan üç evin yıkılmak istenmesine karşı çıkan vatandaşların isteği üzerine evlerin önüne zabıta araçlarını çekerek yıkıma engel oldu.
Belediye Başkanı Cemil Tugay da “1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu ile gerekli görüşmeleri yaparak bu yapıların kültür varlığı ve tescilli yapı haline dönüştürülmesi için gerekli girişimleri başlattık” dedi.
Bu kadarla bitmedi ama.
Başkan Tugay makamına çağırdığı Kentsel Dönüşüm Müdürü Tuğba Yıldırım’dan “yıkıma engel olmasını” istedi.
Yıldırım ise bunu yapamayacağını söyledi.
Sözlü tartışmanın ayrıntılarını yazmayacağım.
Sonuç şu:
İzmir Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay daha sekiz ay önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden alıp Kentsel Dönüşüm Şube Müdürü yaptığı Harita Mühendisi Tuğba Yıldırım’ı görevden aldı.
Yanlış duymadınız.
Sekiz ay önce Karşıyaka Belediyesi’ne ait arsanın Cengiz İnşaat’a devrinin “yasal” olduğu yönündeki bildiriyi hazırlayarak kendini bir anda “müdür” koltuğunda bulan Tuğba Yıldırım, tek bir tümce ile görevinden alındı.

Yazılarımda “kibar” olmaya çalışırım.
Çok sevdiğim bir özelliğim değildir, çoğu zaman hukuk öyle gerektirir.
O yüzden bu kez doğrudan düşüncemi yazacağım.
Büyüklerimizin dediği gibi;
Bir makama nasıl gelirsen öyle gidersin.
Bazen Cengizgiller bile kurtaramaz…