A3 Haber

Alev Alatlı’ya göre Türkiye’de “açlık” söylemi inandırıcı değil: “Açlık yok açgözlülük var”

Alev Alatlı’ya göre Türkiye’de “açlık” söylemi inandırıcı değil: “Açlık yok açgözlülük var”

Alev Alatlı’ya göre Türkiye’de “açlık” söylemi inandırıcı değil: “Açlık yok açgözlülük var”
Eylül 06
11:38 2021

Yazar Alev Alatlı, mutlak açlık için “alınması gereken günlük besinden mahrum olmak” tanımını yaparak “O yüzden, siyasi bir söylem olarak açlık Türkiye’nin bugünkü koşullarında inandırıcı gelmiyor. Bir de, bizler komşumuz açken tok uyuyamayan insanlarız. Bizde acından ölen kimse olmaz” dedi.

Yazar Alev Alatlı, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Sabah gazetesi yazarı Tuba Kalçık’a değerlendirmelerde bulundu. CHP’nin sol bir parti olmadığı görüşünü dile getiren Alatlı, “Tespitleri doğru yapmamız lazım. İlle de tanımlamam gerekirse, elitist muhafazakar partidir. CHP solculuğunun ‘durum politikası’ olduğunu düşünürüm. Durum komedisi gibi yani, hadiselerin dayattığı solculuk” diye konuştu.

Alatlı, Kalçık’ın “Nasıl bir hayat geçirdiniz” şeklindeki sorusu üzerine “Çok fazla pişmanlığın olmadığı bir hayat geçirdim. Ciddi hatalarım olmadı. Elbette hatalar yaptım ama bunlardan da çabuk dönmeyi bildim. İnançlı bir insanım, Allah’ın beni hep koruduğunu ve kolladığını hissettim hayatım boyunca. Sağlıklı bir bedenim var. Sevmenin ötesinde saydığım, beğendiğim bir kızım var. Şanslıyım, büyük yoksulluğun ne olduğunu gördüm. İyi ki yaşamışım” ifadesini kullandı.

Asker bir babanın kızı olduğunu vurgulayan Alatlı, şöyle devam etti:

  • İkinci Dünya Harbi’nin ortasında çadırda doğdum. Babamın birliği Ege’de olası bir Alman saldırısına karşı konuşlanmıştı. Annem bana hamile, İstanbul’dan toplanıp yanına geliyor. Çok çalışkan, güçlü bir annem vardı. Gündüz Merkez Bankası’nda çalışır, gece dışarıya dikiş dikerdi. Böyle bir rol modelim olduğu için şanslıyım. Çocukluğum 1950’lerde Doğu’da geçti. O zaman çok büyük yoksulluk vardı, kışın ortasında ödevlerini elektrik direğinin altında yapan arkadaşlarım vardı, evlerinde mum bile olmadığı için.
  • O yoksul Türkiye’den bugünlere geldik, çok şükür. Hızlı bir ekonomik dönüşüm yaşadık. O kadar hızlı olması da beni korkutuyor. Talepler arttı, kıymet bilinmiyor. Zenginlik ve fakirlik hep vardı ama zenginle fakir arasındaki uçurum bu kadar derin değildi. Zenginler varlıklarını teşhir etmezlerdi. Örneğin, biz dışarıda ekmek bile yemezdik, insanların canı ister diye. Şimdi sergiliyorlar zenginliklerini. Bir de tabii koşullar da eskisi gibi değil. Türkiye’nin karnı doydu. Tokuz, çok şükür.
  • Oysa ben eve çamaşıra gelen bir teyze hatırlarım; çocukları açlıktan ağladığında sussunlar diye dövdüğünü anlatırdı. Abartmış olduğunu düşünmek istiyorum ama gördüklerim doğruluyor. Çok şükür, bugün artık açlıktan ziyade açgözlülük var. Açlık görecelidir, mutlak açlık, alınması gereken günlük besinden mahrum olmaktır. Ben gerçek açlığın ne demek olduğunu bizzat yaşadım, gördüm. O yüzden, siyasi bir söylem olarak açlık Türkiye’nin bugünkü koşullarında inandırıcı gelmiyor. Bir de, bizler komşumuz açken tok uyuyamayan insanlarız. Bizde acından ölen kimse olmaz.

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER