A3 Haber

TTB: Şehir hastanelerindeki milyarlarca liralık zararın sorumluları yargılanmalı

TTB: Şehir hastanelerindeki milyarlarca liralık zararın sorumluları yargılanmalı

TTB: Şehir hastanelerindeki milyarlarca liralık zararın sorumluları yargılanmalı
Ekim 12
15:27 2021

Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı’na ait denetim raporunu inceleyen Türk Tabipleri Birliği, kamunun zarara sokulduğunu ve hataların giderilerek sorumlulardan tahsil edilmesi gerektiğini duyurdu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı 2020 Yılı Denetim Raporu’nu değerlendirdi. Merkez Konseyi tarafından yapılan yazılı açıklamada, 2017 yılından bu yana şehir hastanelerine yapılan ödemelerin hatalı muhasebeleştirildiği belirtildi ve “Sayıştay’ın tespitleri yetmez; sorumlular yargılanmalı, zarar tahsil edilmelidir” denildi.

TTB, her mevzuat değişikliğiyle kira sözleşmelerinin güncellendiğini ve her seferinde şirketler yararına işlem tesis edildiğini ifade etti. Birlik, Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin TBMM’de yaptığı ‘kira bedelleri yılbaşında güncelleniyor’ açıklamalarının da gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığı belirtti. Tespit TTB tarafından “Böylelikle ülkemizde döviz kurunun yükselmesinden kimlerin kazançlı çıktığı da daha net anlaşılmaktadır” diye yorumlandı.

“Bakanlık temsilcilerinin söyledikleri gerçekleri yansıtmıyor”

Bakanlık temsilcilerinin ‘hastane açılmadan ödeme yapılmadığı’ açıklamasının da gerçeği yansıtmadığını vurgulayan TTB, “şirketlerin tapu işlemleri tamamlanmadan inşaata başladıkları, kamu adına kabul işlemi yapan kişilerin onayı ile kısmi olarak yaptıkları bölümler için bile ödeme aldıkları görülmektedir. Üstelik şirketlerin faaliyete geçen bazı şehir hastanelerinde, sağlık tesisi kampusu içerisinde kendileri işletmek üzere ticari amaçlı binalar yapmaya devam ettiği de tespitler arasında yer almaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

TTB açıklaması şöyle:

“Kamu malları şehir hastanelerine taşındı” 

  • Şirketlerin inşaat yapma dışında hiçbir taahhütlerini yerine getirmedikleri, ancak buna karşın hiçbir yaptırımla da karşılaşmadıkları ne yazık ki ortadadır. O kadar ki şirketler inşaatları, temin edilmesi gereken malzemeyi, zorunlu tıbbi cihazları, donanımı dahi sözleşme şartlarına aykırı davranarak eksik veya istenen nitelikte sunmamasına karşın ne ceza almakta ne ödemeleri kesilmekte ne de haklarında dava açılmaktadır. Şehir hastaneleri uğruna kapatılan hastanelerin malzemelerinin tümüyle yasaya aykırı biçimde şehir hastanelerine taşındığı görülmüştür; ancak bugüne kadar bu nedenle hakkında dava açılan tek bir yetkiliye dair bilgi paylaşılmamıştır.

“Şirketler gerekli belgeleri sunmuyor” 

  • Kaldı ki şehir hastanelerinin kabul aşamasında idare ve/veya görevli şirket tarafından sunulması gereken bazı belgelerin muayene ve kabul komisyonlarına verilmediği de bir kere daha ortaya çıkmıştır. Bu tespit, hem Sağlık Bakanlığında merkez teşkilatında kabul ve denetimle görevli kişilerin görevlerini ihmal ettiğini göstermekte hem de il sağlık müdürlükleri ve hastane başhekimliklerinin sözleşme ve eklerini görmeyen, sürece dair hiçbir bilgisi olmayan hekimleri idari görevlendirmelerle kabul komisyonlarına sokma ısrarlarını da açıklamaktadır.

“Sözleşmeyi feshedecek kurum şirkete bağlanmış” 

  • Faaliyete geçen şehir hastanelerinde ise şirketlere yapılacak ödemelerde kesinti yapılmasını ve hatta sözleşmelerin feshini de sağlayacak eksik hizmetlerin bildirildiği birimlerin de şirketlere devredildiği bir kere daha vurgulanmıştır. Bu yolla şirketlerin hizmet hata puanlarını da sildiği görülmektedir.

“Lisanslar ve izinler alındı mı?” 

  • Şirketlerin bazı tıbbi cihazlar için Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan (TAEK) alması gereken lisansı, yapı kullanım izin belgesini, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik kapsamında alınması gereken belgeleri almadığı belirlenmiştir. Tamamına yakını Sağlık Bilimleri Üniversitesinin sağlık uygulama araştırma merkezi statüsüne kavuşturulan şehir hastanelerinin bu koşullarda sağlık ruhsatı sahibi olup olmadığının hem Sağlık Bakanlığı hem de Rektörlük tarafından açıklanması gerekir.

“Döner sermaye bütçesi bakanlıktan fazla” 

  • Sayıştay raporunda Sağlık Bakanlığının Bütçe Kanunu ile Türkiye Büyük Millet Meclisinde de bir türlü denetlenemeyen döner sermayesinin 2020 yılındaki büyüklüğünün 69 milyar 221 milyon 164 bin 608 TL olduğu belirtilmektedir. Bu tutar Sağlık Bakanlığının bütçesinden 11 milyar TL fazladır. Tümüyle sağlık çalışanlarının emekleri ile elde edilen döner sermaye kaynağının ancak üçte biri idareciler de dahil olmak üzere sağlık çalışanlarına ek ödeme olarak dağıtılmıştır. Sağlık Bakanlığının temel görevi olan sağlık hizmet sunumu için gerekli yatırım, tıbbi cihaz, malzeme ve benzeri ihtiyaçların bütçeden karşılanması gerekirken “gölge bütçe” haline gelen döner sermaye havuzundan ödemeler yapılmaktadır. Şehir hastanelerinin inşaat ve hizmetlerinin denetimini dahi yasaya aykırı olarak şirketlere devreden Sağlık Bakanlığı, danışmanlık hizmet alımlarını da döner sermayeden yapmaktadır.

“Paralar şirketlere aktarılmış” 

  • Sayıştay raporu ile bir kere daha ortaya çıkmıştır ki, Sağlık Bakanlığı pandemide dahi daha az sağlık çalışanıyla ve sağlık çalışanlarına emeklerinin karşılığını vermeksizin hizmet sunmakta ısrar etmiştir. Bütçe ve döner sermaye kaynakları işini iyi yapmayan şirketlere aktarılmış, işini tüm baskılara ve hak ettiğini alamamasına karşın en iyi şekilde yapan sağlık çalışanlarının ise günden güne geliri azaltılmıştır. Şirketlere hak etmedikleri “hoşgörüyü” esirgemeyen Sağlık Bakanlığı, kendi çalışanlarına karşı hasmane bir tutum içindedir.

“Kamu zararı geri alınmalı” 

  • Kamusal sağlık hizmetinin temel kabullerine göre yeniden yapılandırılması, sağlık hizmetine erişimin binaya ulaşmak olduğuna dair köhne zihniyetten vazgeçilmesi, şehir hastanelerinin sözleşmelerinin tazminatsız olarak feshedilmesi, kamu zararının belirlenerek sorumlulardan geri alınması, sağlık çalışanlarının insana yaraşır bir iş ortamına ve gelire kavuşmasının sağlanması zorunludur.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER