A3 Haber

Cengiz Holding’in İkizdere projesindeki usulsüzlüklerinin sıralı tam listesi!

Cengiz Holding’in İkizdere projesindeki usulsüzlüklerinin sıralı tam listesi!

Cengiz Holding’in İkizdere projesindeki usulsüzlüklerinin sıralı tam listesi!
Ekim 16
12:17 2021

Rize İkizdere’de Cengiz Holding’in kurduğu taş ocağına karşı yöre halkının direnişi sürerken, diğer yandan talana karşı hukuk mücadelesi de devam ediyor. Bilirkişi heyeti SR Taş Ocağı, Cevizlik Taş Ocağı ve Şimşirlik Taş Ocağı için üç ayrı rapor hazırladı. Gazeteci Utku Beycan, bilirkişi raporlarına dayanarak üç taş ocağındaki usulsüzlükleri yazdı…

Utku Beycan |  Kısa süre önce, Cengiz Holding’in İkizdere’de kurduğu üç taş ocağı, bilirkişi heyeti tarafından “usulsüz” olarak tanımlandı. Farklı ayak oyunlarıyla hakkında “ÇED gereksiz” kararı verilen taş ocaklarının, Proje Tanıtım Dosyaları’nda (PTD) eksikler ve çarpıtmalar olduğu ortaya çıkmıştı.

Bu eksikler ve çarpıtmaları listelemek için bilirkişi raporlarına ulaştık. O kadar çok temel eksik var ki tamamını bir yazıda listelemek olanaklı değil. Usulsüzlüklerin en dikkat çekenleri şunlar:

1) Yapımı planlanan üç taş ocağından da patlatmalar sırasında fırlayabilecek taşların, en yakınlardaki konut veya yollara zarar verebileceği ihtimali, ‘eksik matematiksel işlemler sonucu’ gözden kaçmış.

2) Üç taş ocağı için de, en önemli belgelerden “Kaya Mekaniği Laboratuvar Deneyleri” ve buna bağlı olarak jeomekanik etüt raporları hazırlanmamış.

3) Hesaplamalardaki yine “matematiksel eksikler ve kullanılan metotlardaki sorunlardan”, üç ocağa da yakın bölgede tozuma yüzünden arıcılığın, hayvancılığın, çay yetiştiriciliğinin ve bitki ekosisteminin büyük ihtimalle son derece olumsuz ve kalıcı etkileneceği gözden kaçmış. Konu hiç dikkate alınmamış ve PTD’lerde hakkında hiç araştırma yapılmamış.

4) Projeler sonlandırıldığında, maden sahası terk edilmeden tekrar zemine sermek üzere yerden sıyırılacak iki metre kalınlığında toprağın depolanması için, gerekli olandan çok daha az bir alan ayrılmış (Cevizlik köyündeki iki taş ocağının birinde gerekenin yaklaşık üçte biri, Şimşirlik köyünde ise 15’te biri kadar alan ayrılmış.)

5) Üç projede de rüzgar, yağmur, basınç gibi değişkenler ortalama bir sabit veri üzerinden hesaplandığından madenlerdeki tozumaların, çevredeki köylerde yaşayan insanlara ve ekosisteme çok büyük ihtimalle kalıcı zararlar vereceği “gözden kaçmış.”

6) Üç projenin de gerçekleştiği alandaki akarsu morfolojisinin, çevresel etkenlerden nasıl etkileneceği değerlendirilmemiş.

7) Üç proje alanı da bilimsel bir hidroloji değerlendirmesine ya tabi tutulmamış, ya da çok yetersiz değerlendirmelere tabi tutulmuş.

8) Hammadde temininin bölgesel olarak uygunluğu, projede alan alternatiflerinin incelenmesini gerekli kılsa da üç projenin PTD’si de bu konuda sınıfta kalmış.

9) Ocakların işletilmesi sırasında su kaynaklarının görebileceği zararlara ve bu kaynakların korunmasına yönelik tedbirlere değinilmemiş, taşkın değerlendirmeleri yapılmamış. Yeraltı sularının çalışmalardan nasıl etkileneceği, ve olumsuz etkilenirse hangi önlemlerin alınacağı boş verilmiş.

10) Projeler sırasında erozyon riskinin yüksek olduğu öngörülmesine rağmen, PTD’lerde teorik ve alansal çalışmaya dayalı bir bilgilendirme veya önlem yok.

Üç projeye ait PTD’lerin kendi eksikliklerine gelirsek…

Cevizlik’teki taş ocaklarından birinde heyelana duyarlılık ve izleme çalışmalarına ilişkin hiçbir bilgi olmadığı, tozumanın önüne geçmek için gereken önlemlerden kaçınmak adına kullanılacak kamyon sayısı ve günlük kamyon seferleri sayısının geçiştirildiği bilirkişi raporlarında yer almakta. Yine kritik önemde bir rapor olan “Jeolojik, Jeoteknik Rapor”, Cevizlik’teki taş ocaklarından biri için hiç hazırlanmamış. Beşeri heyelan oluşması durumunda hangi önlemlere başvurulacağı, ve bu önlemlerin nerelerde, hangi sıklıkla ve boyutla uygulanacağından bahsedilmemiş.

Nakliyat bilgilerinde de sıkıntılar mevcut. Bilirkişi raporunda, “Açılan servis yolunun kot ve boyutlandırma (genişlik, yarma-şev eğimleri vb.) ile ilgili bilgilendirmelerin de PTD’de yer almadığı, keşif günü yapılan incelemelerde servis yolunun genişliğinin standartları sağlamadığı gözlemlenmiştir. PTD’de dere yatağına hiçbir suretle taş, toprak, moloz gibi hafriyat malzemeleri dökülmeyecek, dereye hiçbir şekilde müdahale edilmeyecektir. Mevcut dere yataklarına katı veya sıvı atık dökülmeyecek, dere yataklarının mevcut genişliği korunacak denilmesine rağmen keşif günü yapılan incelemelerde, dere yatağını korumakla ilgili taahhütlere uyulmadığı, dere yatağının yol çalışmalarında çıkan hafriyat atıkları dökülerek daraltıldığı görülmüştür” ifadesi de yer almakta. Son olarak, projedeki usulsüzlüklerden dolayı kayma-akmaların başladığı gözlenmekte.

Şimşirlik köyünde de durum iç açıcı değil

Burada da taş ocağı için hazırlanan Jeolojik, Jeoteknik Rapor, kabul edilmez derecede üstünkörü hazırlanmış. Bazalt ocağının çevresindeki karayolunun, çalışmalarda meydana gelecek tehlikelerden nasıl korunacağından PTD’de bahsedilmemiş. Ayrıca Şimşirlik de, hidrolojik değerlendirmenin eksikliğinden payını almış. Şimşirlik ocağı, yağmurla beraber akmaya başlayan ve İkizdere’yi besleyen dere yataklarının çok yakınına inşa edilmiş ve bu, bölge hidrolojisi, ekolojisi ve halkı için büyük bir problem.

Son olarak Cevizlik’teki diğer ocakta da, ilk iki ocakta görülen ortak sorunlar görülmekte. Tozlaşma, yanlış metotlarla ölçülmüş olmasına rağmen, mevzuatta ‘sınır’ olarak kabul edilen çizgiyi diğerlerinden daha çok zorlamış. Gürültüden kaynaklı sorunlar oluşmaması için kabul edilen yasal desibel sınırının aşılacağı da bilirkişi heyetinin ortak fikri. Hidroloji ve akarsu morfolojisi konusundaki araştırmaların eksikliği, yine burada Balaban deresini, kalıcı olarak olumsuz etkileyebilir nitelikte.

Bilirkişi raporları, projeyi hazırlayanların ve yürürlüğe koyanların, insan hayatını hiçe saydığını kesin bir şekilde kanıtlar nitelikte. Elbette projeyi gerçekleştiren tarafın avukatları, bu projeyi bir şekilde kılıfına uyduruyor. Savunma avukatlarının satırlarından, Cengiz Holding’in taahhütlerinden bal damlıyor.

Peki bu taahhütler inandırıcı mı? Şimdiden bazılarının çiğnenmiş olduğu ve Türkiye’de görmeye alışkın olduğumuz, kocaman ormanların ortasındaki devasa çırılçıplak çukurlar düşünüldüğünde cevap belli gibi görünüyor.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER