Site icon A3 Haber

AKP’nin “Bizden önce iş güvenliği mevzuatı yoktu” yalanına yanıt: 1865 Dilaver Paşa Nizamnamesi’nden bugüne…

TBMM Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde AKP’lil vekillerin “Bizden önce iş güvenliği ve sağlığı mevzuatı yoktu” sözleri tartışma konusu oldu. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, AKP’nin yalanına, bu topraklardaki iş güvenliği tarihçesini anımsatarak yanıt verdi. İşte iki hekimin kaleme aldığı o analiz…

Dr. Ergün Demir – Dr. Güray Kılıç | AKP’ den önce iş sağlığı güvenliği mevzuatı, iş sözleşmesi kanunu, iş güvenliği uzmanı yokmuş!
Bu yıl Sosyal Güvenlik Kurumunun açığı olmayıp önümüzdeki yıl artıya geçecekmiş!
Yoksulluk, işsizlik, gelecekle ilgili ekonomik belirsizlik, yaşlılık, hastalık, iş kazaları ve meslek hastalıkları gibi sosyal tehlikelerin ortaya çıkaracağı olumsuzlukları hafifletmeyi ya da yok etmeyi sağlayan önlemler ile çalışma yaşamına ilişkin yaşanan sorunların tartışılması, kurumun finansal yapısının sürdürebilirliği, gelir-gider dengesinin, mali tablolarının incelenmesi ve görüşülmesi gereken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuşan AKP milletvekilleri “SGK’nin açığı yok artıya geçecek”, “AKP’den önce iş sağlığı güvenliği mevzuatı, iş sağlığı güvenliği uzmanları, iş sözleşmesi kanunu, iş güvenliği ve İŞKUR yoktu” diyerek 83 milyonun aklıyla alay etmeye çalışmışlar.
5 Kasım 2021 tarihinde yapılan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde AKP milletvekillerinin yaptığı konuşmalar:

Orhan Yeğin (AKP-Ankara) – İŞKUR var mıydı AK Parti’den önce? iş sağlığı güvenliği mevzuatı var mıydı bu ülkede ya? İş sağlığı güvenliği uzmanları var mıydı Sayın Beko, iyi bilirsiniz bu işleri.
Kani Beko (CHP-İzmir) – Vardı, vardı.
Ali Şeker (CHP- İstanbul) – Vardı.
Orhan Yeğin (Ankara) – İş güvenliği var mıydı? İş Sözleşmesi Kanunu var mıydı? Sayın Usta, var mıydı Sayın Usta? Uluslararası İş Gücü Kanunu var mıydı? (TBMM tutanak sayfa 97-98)
Bekir Kuvvet Erim (AKP- Aydın) – Şimdi, 84 milyona vurduğumuz zaman, genellediğimiz zaman SGK’nin açığı yok. Bakın, 80 milyar bütçeye konuluyor; 40 küsur milyar geçen yıldı, 2021’deydi; 80 milyar var, artıya geçecek. (TBMM tutanak sayfa 131)

Neredeyse “Bizden önceden tekerlek yoktu, ateş bulunmamıştı, mağarada yaşıyorduk” diyebilen Ankara Milletvekili Orhan Yeğin’e AKP’den önce Türkiye’de iş sağlığı ve iş güvenliğinin tarihsel gelişimi konusunu okuması için kısa bir not:

Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmesinde komisyona dağıtılan bütçe kitapçığını dahi okumayan, bakanlığın sunumunu dinlemeyen, 2020 yılı kesin hesap stratejik planı incelemeyen, faaliyet raporlarını okumadan (Faaliyet raporu okuma konusunda haklı olabilir SGK 2019-2020 faaliyet raporları komisyon görüşmesinden bir saat önce kurum web sitesinde yayınlanmıştır!) söz alan ancak konuşmasının büyük bölümünü Aydın Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri çalışmaları üzerine yapan bakanlığın bütçe faaliyetleri için tek bir cümle konuşan ve yanlış bilgi veren Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’e Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2020 faaliyet raporu ve bakanlığın kendilerine dağıttığı bütçe sunun kitapçığında ki doğru bilgiyi aktaralım:

SGK 2020 Faaliyet Raporunda; SGK’nin 2020 yılı bütçe ve gerçekleşme karşılaştırması Tablo 18’de gösterilmiştir. Tabloda, toplam gelir 472.626 milyon TL, toplam gider 540.095 milyon TL olup gelir gider dengesinin-67.469 Milyon TL açık verdiğini,
Yine, Bakanlığın 2022 Bütçe sunum kitapçığında; kurumun 2021 yılı için tahmini 35.1 milyar TL, 2022 yılı için 38.9 milyar TL açık vereceği belirtilmektedir.

Sonuç olarak

İşçi sağlığı ve iş güvenliği çalışma hayatının en önemli meselelerinden biridir. İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu, yönetmelikler, genelgeler iş kazaları, iş sağlığı ve güvenliği, meslek hastalıklarıyla mücadele edilmesinde önemlidir. Ancak kanun hükümlerini işyerlerinde uygulamadıktan, yeterli denetimleri yapmadığımız sürede geldiğimiz noktada, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin raporunda sadece 2020 yılında 2 bin 427 çalışan iş kazalarında hayatını kaybetmiştir.
Salgını önleyebilmek uğruna mücadele verirken COVID-19 sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı olarak kabul edilmemiştir.
Salgınla birlikte çok sayıda esnaf dükkanı kapattı ya da zora girdi, işçiler işini kaybetti, düzensiz işlerde çalışanlar gelirlerinden bütünüyle mahrum kaldı… Kısacası muktedirlerin söylediğinin aksine insani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu yani yoksulluk giderek arttı.
Elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödeyemeyenlerin, ucuz ekmek alabilmek için halk ekmek önünde uzayan kuyrukların, ocağında aş kaynamayan hane sayılarının artması, Covid-19 tanı ve tedavi sürecinde hizmete erişimde ekonomik gerekçelerin engel oluşturmasının üzeri “AKP’den önce” söylemleri ile gerçeklerin üzeri örtülmeye çalışılsa da gerçek bilgileri halkımızla paylaşmaya devam edeceğiz.
Sosyal güvenlik devletler için bir kamu görevi, kişiler içinse bir haktır.

Exit mobile version