Site icon A3 Haber

Almanya’da yeni hükümetin yol haritası: Türkiye ile ilişkiler nasıl olacak?

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti (SPD), yeni koalisyon hükümetini kurma konusunda Yeşiller ve liberal Hür Demokrat Parti (FDP) ile anlaşmaya varmasının ardından gözler yeni hükümetin dış politika çizgisine ve Türkiye ile ilişkilerin geleceğine çevrildi.

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) koalisyon sözleşmesi üzerinde anlaşmasıyla birlikte, gözler yeni hükümetin dış politika çizgisine ve Türkiye ile ilişkilerin geleceğine çevrildi.

Yeni hükümette dışişleri bakanlığının Yeşiller partisinde olacak olması, bazı gözlemciler tarafından, Türkiye ile ilişkilerde insan hakları konularının daha fazla ağırlık kazanacağı ve ilişkilerde yeni gerilimlerin yaşanabileceği şeklinde yorumlanıyor.

Yeşiller Partisi’ne yakın Heinrich Böll Vakfı’nın Türkiye Temsilcisi Kristian Brakel, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, yeni hükümetin Merkel döneminden farklı olarak, Türkiye ile ilişkilerde çok büyük değişimlere gideceğini düşünmediğini söyledi.

Almanya-Türkiye ilişkilerini en yakından takip eden uzmanlardan olan Kristian Brakel’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

SPD’li Olaf Scholz’un başbakanlığında kurulması beklenen yeni hükümet koalisyon sözleşmesini açıkladı. Burada Türkiye ile ilişkilere, “İkili ve Bölgesel İlişkiler” başlığı altında yer veriliyor. Size göre burada çizilen çerçeve, gelecek dönemde Türkiye ile ilişkiler hakkında ne gibi ipuçları veriyor?

Yani bu ifadeler, aslında Angela Merkel’ın izlediği çizginin, bundan sonra da sürdürüleceği anlamına mı geliyor? Merkel de büyük sorunlar, görüş ayrılıkları olduğunu, ancak Türkiye’nin stratejik açıdan Almanya için önem taşıdığını söyleyerek, Almanya’nın çıkarları gerektirdiği ölçüde diyaloğun sürdürülmesinden yana tavır almıştı…

Sözleşmede, “Türkiye, iç politikada endişe verici gelişmeler ve dış politikadaki gerilimlere rağmen AB’nin önemli bir komşusu ve NATO partneridir” ifadesi yer alıyor. Özellikle “AB’nin önemli bir komşusu” vurgusu dikkat çekiyor…

Sözleşmede, Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları, kadın hakları, ve azınlık hakları alanlarında çok büyük gerileme olduğu kayda geçiriliyor…

FDP, seçim programında Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin sona erdirilmesi, Türkiye ile AB arasında yeni bir ilişki inşa edilmesi gerektiğini savunmuştu…

Sivil toplum ile paylaşımın ve gençlik değişim programlarının güçlendirilmesiyle kastedilen tam olarak nedir? Bu arada, koalisyon sözleşmesinde, “AB-Türkiye Diyalog Gündemi’nin canlandırılacağı” da belirtiliyor. Bir yandan müzakereler durdu deniliyor,diğer tarafda diyalog gündemi canlandırılacak deniyor… Bu da bir çelişki değil mi?

Sivil toplum ile diyaloğun güçlendirilmesi tek taraflı yapılabilecek, Ankara’nın onayına ihtiyaç duymayacağınız bir konu… “AB-Türkiye Diyalog Gündemini” canlandırmanın ne anlama geldiğini farklı şekillerde okuyabilirsiniz. Bu Türk hükümeti ve AB Komisyonu ya da AB Konseyi arasındaki bir diyalog olabileceği gibi, cümlenin ikinci bölümünde ifade edildiği gibi sivil toplum aktörleri arasındaki paylaşımın güçlendirilmesi de olabilir…

Bu arada koalisyon sözleşmesinde AB-Türkiye Mülteci Mutabakatı’na hiç değinilmiyor. Merkel döneminde imzalanan mutabakat, Yeşiller’in en çok eleştirdiği dış politika konuları arasında yer alıyordu. Bir süredir de Türkiye ile AB arasında mutabakatın güncellenmesi için görüşmeler yürütülüyor… Oysa koalisyon sözleşmesinde “düzensiz göçü azaltmak, düzenli göçe imkan sağlamak istiyoruz” ifadeleri yer alıyor, anayasa ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan insani yükümlülüklere bağlı kalınacağı vurgulanıyor…

Almanya’nın yeni koalisyon hükümetinde Dışişleri Bakanlığı’nı Yeşiller üstlenecek. Son anda bir değişiklik olmaması durumunda, seçimlerde başbakan adayı olan Annelena Baerbock’un ilk kez bir kadın olarak bu görevi üstlenmesi bekleniyor. Bu Türkiye ile ilişkileri nasıl etkiler? İnsan hakları konularının daha ağırlıklı bir yer tutmasını bekliyor musunuz?

Exit mobile version