A3 Haber

Görülmeyen rapor: İğneyi karşıya, çuvaldızı kendimize batırma zamanı

Görülmeyen rapor: İğneyi karşıya, çuvaldızı kendimize batırma zamanı

Görülmeyen rapor: İğneyi karşıya, çuvaldızı kendimize batırma zamanı
Aralık 20
08:02 2021

Mart 2019 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini CHP’li Tunç Soyer kazandı.
Soyer, Haziran 2019’da belediye şirketlerinin yönetim kurullarını değiştirdi.
Bunlardan biri de İZDENİZ şirketiydi.
Yönetim Kurulu Başkanlığı’na İzmir Atatürk Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nü bitiren, doktorasını da aynı üniversitede tamamlayan Turgay Bozoğlu’nu getirdi.

Bozoğlu Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uzmanı iken görevinden ayrılarak CHP İzmir 1. Bölge 8. sıradan milletvekili adayı oldu.
Seçilemeyince Ankara Çankaya Belediyesi’nde başkan yardımcılığı yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yaparken “aile sağlık sigortasını” hazırlayan ekipte yer aldı.

Haziran 2019’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile yolları kesişen Turgay Bozoğlu’nun İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanlığı Nisan 2020’de bitti.
Tunç Soyer, Turgay Bozoğlu’nu görevden almıştı.
Nedeni neydi?

O tarihten bu yana yalanlanmayan iddialara göre konu İZDENİZ’in kullandığı katamaranlardan kaynaklanmaktaydı.
Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aziz Kocaoğlu 117 milyon avroya 15 gemilik katamaran filosu kurulmuştu.
Teslim alınmalarının ardından gemilerde sık sık şaft arızası olmaya başladı.
Gemilerin garanti süreleri de dolmak üzereydi.

Arızalı şaftların değiştirme bedeli gemi başına 24 bin avrodan toplamda 690 bin avroyu buluyordu.
Durumu önce sözlü, ardından da yazılı olarak büyükşehir belediye yönetimine bildiren İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Bozoğlu istediği sonucu alamıyordu.
Bu sırada gemileri yapan firma şaft arızaların yapımdan değil, kullanımdan kaynaklandığını iddia ediyordu.

Turgay Bozoğlu’nun hazırladığı teklif bürokrasiye havale edildi.
Bürokraside de “sümen altında” unutuldu.
Gemileri yapan firma ile İZDENİZ arasındaki tartışmanın bitmesi için yol arandı.
Arızaların kaynağını bulmak için uzmanlara danışılmasına karar verildi.
Bunu yapabilmek için ihaleye çıkıldı.
Sonuçta raporlar hazırlanana kadar gemilerin garanti süresi doldu.
Olan İzmir halkının parasına oldu.

Sayıştay Başkanlığı geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketlerin denetim raporlarını yayınladı.
İZDENİZ’in eski yönetim kurulu başkanı Turgay Bozoğlu’nun ısrarla takibine rağmen çözülmeyen sorun raporda şöyle yer aldı:
“Kamu idaresinin cevabından da anlaşılacağı üzere söz konusu arızaya ilişkin bir sorumlu tespit edilememiş ve şaftların değiştirilmesi için ödenen bu gider şirket tarafından maliyet olarak yüklenilmiştir. Ayrıca şirket tarafından arızaya ilişkin kalıcı bir çözüm geliştirilememiştir. Sonuç olarak ilk önce mevcut arızayı yaratan unsurların giderilmesi gerekmekte olup bu durumun şirketin yetkili organları veya sermayedar olan Büyükşehir Belediyesi teftiş makamlarınca araştırılarak mesuliyeti bulunan kişilere bu zarara ilişkin gerekli yaptırımların uygulanması gerekmektedir.”

Sayıştay diyor ki; arızaların gerekçesi bulunamadığı için maliyet İZDENİZ’e yüklendi. Kalıcı bir çözüm de bulunamadı. Teftiş Kurulu bu işin sorumlusunu bulmalı.
Bulabilir mi?
İstenirse elbette ama bulunmayacağını hepimiz biliyoruz.

Başka ne diyor Sayıştay raporunda?
Personel gideri şirketin satış giderinden fazla.
Hem de iki katına yakın.
Personel rejimi hatalı, bunu orantısal olarak makul seviyeye çekin.

Başka ne diyor?
Yönetim kurulu üyelerine ödenen “huzur hakkı” bedeli yönetim kurulu kararı ile değil, şirketin genel kurulunca belirlenir.
Neden öyle yapmıyorlar acaba?
Çünkü yönetim kurulu kararları kapalı kapılar ardında alınıyor ve açıklanmıyor ama genel kurul kararları kamuoyuna açık.
Böylece yönetim kurulundakilerin “kaç lira aldığını” vatandaşın öğrenmesi mümkün değil.

Sayıştay Başkanlığı tarafından belediyeler ve bağlı kuruluşları hakkında hazırlanan 2020 yılına ait denetim raporlarına BURADAN ulaşabilirsiniz.
Biraz zaman ayırdığınızda neler olup bitmiş ayrıntısıyla haberiniz olur.

Bu açık bilgileri İzmir’in yerel medyasında neredeyse bulamazsınız.
“Yerel medyaya desteğin” sonucu bu çünkü.
Tıpkı AKP iktidarının yarattığı “medya” gibi, artık muhalefetin yönettiği belediyelerde de yeni bir medya oluşuyor.
Halkın “ne istediği” yerine, yerel yönetimlerin “ne istemediğini” yazan medya.
Ekonomik özgürlüğünü bağımsızlaştırdığını sanarak, editöryal “bağımlılığı” kabul eden medya.
Sonra da “halk bizi desteklemiyor” edebiyatı.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER