CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve milletvekilleri, metil alkolle yapılmış içkiye bağlı ölümleri yeniden gündeme getirdi. Ağbaba, son iki haftada 65 yurttaşın metil alkolle yapılmış içki nedeniyle öldüğünü belirterek, “İnsanımızı sahte içki değil, bütçeyi alkole endeksleyen AKP öldürüyor. Vatandaş bu fiyata nasıl satın alsın. Ya evde yapıyor ya sahte satın alıyor. Sahte içki dörtte biri oranla ucuza satılıyor” dedi. CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül de konuya ilişkin hazırladıkları kanun teklifi hakkında bilgi verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla metil alkolle yapılmış içkiye bağlı ölümler ve bu içkilerin boyutlarının araştırılması amacıyla CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ve Mahir Polat, Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel, İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Kırıkkale Milletvekili Ahmet Önal, Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’den oluşan bir komisyon kurulmuştu. Komisyon, metil akolle yapılmış içki nedeniyle yaşamını yitirenlerin ailelerini ve kalıcı sağlık sorunu yaşayan kişileri ziyaret ederek incelemeler yapmış ve bir rapor hazırlamışlardı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve milletvekilleri bugün TBMM’de yaptıkları basın toplantısı ile konuyu yeniden gündeme taşıdı. Ağbaba, şöyle konuştu:

• İKTİDAR GÖRMEZDEN GELDİ: Türkiye’nin başka ülkelerde olmayan bir olayla ilgili karşınızdayız. Ülkemizin gizli gündemi var. AKP döneminde ortaya çıkan ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Sahte içkiye bağlı ölümler, son 15 günde kayda geçen 65 yurttaşımızın canını aldı. Bu sahte içki 10 Aralık’tan bugüne 19 kentte, 65 yurttaşımız hayatını kaybetti. Yoğun bakımda olanların ölüm haberleri geliyor ve sayı git gide artıyor. Genel Başkanımızın talimatıyla milletvekillerimizle bir komisyon kurarak, mağdur ailelerle görüştük ve sahte içki gerçeği adı altında raporu kamuoyuyla paylaştık. Maalesef iktidar bu raporu görmezden duymazdan geldi.
• İKİ HAFTADA 65 YURTTAŞIMIZ HAYATINI KAYBETTİ: Önlem alınmadığı için 10 Aralık’tan bugün 65 yurttaşımız hayatını kaybetti. Ne ÖTV değişti, maalesef yasaklar kat be kat arttı. 2002 yılından itibaren ÖTV sürekli arttı. 2002’de 8,25 TL olan 70’lik rakının fiyatı, yüzde 2000 artışa 175 TL’ye fırladı. 70’lik rakının yüzde 70’ini vergiler oluşturmakta. Sahte rakıya yöneliş o kadar yaygın ki, düşünün etil alkol tüketimi 2015 yılından yüzde 100 artışla 9 milyon litreye yükselmiş durumda. Devletin kaybı 2 buçuk 3 milyonu bulur. Ölüm tacirleri seri üretime geçti. Kargolu teslimatla başladı. Ölüm kargoyla geliyor. İçişleri Bakanı’na sesleniyoruz. ‘Uyuşturucu satıcısının ayağını kırın’ diye yalandan nara atıyor, bu ölüm tacirleri için hiç adım attın mı? Türkiye’de kokain, uyuşturucu serbest. Aile Sosyal İl Müdürlükleri lojistik merkez olmuş durumda. Bakan trollük yapmaya devam ediyor. Türkiye’de bir anda bu kadar topluma ölüm açan COVİD dışında başka bir ölüm yok. İki haftada 65 yurttaş yaşamını yitirdi.
• KİMSE BÖYLE ÖLÜMÜ HAK ETMİYOR: Ne plan ne etkili çalışma yapılmadı. Dün Ordu’da iki kişinin ölümüyle, dört kişinin yoğun bakımda olmasının nedeni, İzmir’de kargoyla yollanan sahte içki olduğunu öğrendik. Böyle içler acısı, yürek burkan ölümü kimse hak etmiyor.
• EN ÖNEMLİ NEDENİ SİYASİ BOYUTTUR: Neden ölümler devam ediyor? Sahte içki tüketiminin birçok boyutu var. En önemlisi siyasi boyuttur. Devletin vatandaşın yaşamına açık müdahalesidir. Erdoğan ‘vergiyi sigaraya bindireceğiz’ demişti. Yine konuşmasında ‘bulunduğum yerlerde alkolü kaldırdım’ diyor. Resmi yerlerden kaldırıldı ama devam ediyor. Erdoğan keşke hayat tercihleriyle uğraştığı kadar işsizlikle uğraşmadı. Devletin görevi alkolizme karşı halkı korumaktır. Ama devlet bunu yaparken insanların tercihlerine karışamaz. Erdoğan samimi ise alkol ve sigaradan alınan vergileri, alkol ve sigara ile mücadele eden kurumlara aktarsın.
• SON 10 YILDA RAKIDAN ALINAN VERGİ YÜZDE 443 ARTTI: İkincisi içki fiyatlarında olağanüstü artışlardır. OECD verilerine göre Türkiye en yüksek içki vergisi sıralamasında 6.ülke. Türkiye, milli gelirine oranla alkollü içeceklerin en pahalı olduğu ülke. Vatandaşı merdiven altı seçeneklere itiyor. 175 TL’ye satılan 70’lik rakının 129 lirası vergidir. Ülkemizde son 10 yılda rakıdan alınan vergi yüzde 443, birada yüzde 365 artmıştır. Vatandaşın her oturduğu masada bir yancı var. Yancı üç kat fazla içiyor. AKP insanlarımızı alkolden daha fazla çarpıyor. Devlet alkol bağımlısı olmuş. Türkiye kadar alkolden vergi alınan ülkelere baktık, 10 litre alkol tüketimi var, Türkiye’de ise 1,19 litre.
• DEVLET ALKOLİK OLMUŞ DURUMDA: İnsanımız sahte içki değil, bütçeyi alkole endeksleyen AKP öldürüyor. Vatandaş bu fiyata nasıl satın alsın. Ya evde yapıyor ya sahte satın alıyor. Sahte içki dörtte biri oranla ucuza satılıyor. Alınan vergilere baktığımız zaman devlet, resmen alkolik olmuş durumda. İnsanlar bir aylığına alkol ve sigarayı bıraksa ülkenin ekonomisi çöker duruma gelmiş. Vatandaş bir kadeh içiyor, devlet üç kadeh içiyor. Vatandaşın tek bağımlılığı var o da vergi bağımlılığı. Vatandaşın masasına yancı gibi çöktü, bütçe açıklarını çilingir ile çözmeye çalışıyor.

Bülbül: Kasıtlı öldürme ve yaralama ibareleri eklenecek

Süleyman Bülbül, konuya ilişkin hazırladıkları kanun teklifi hakkında bilgi verdi. Bülbül, özetle şöyle konuştu:

Ölümlere sebebiyet verildiği takdirde, ‘olası kasıtla adam öldürme’; yaralamalarda ise yasa dışı yollarla içki üreten, pazarlayan, satanların yaralamaya sebebiyet vermesi halinde ‘olası kastla yaralamaya sebebiyet verme’ eklemesi yapılacak. Alkollü içkilerden alınacak KDV oranlarından yüzde 1 veya 5’lere indirilmesi konusunda teklif hazırladık. Ayrıca, vergi oranlarının düşürülmesine ilişkin teklif hazırladık. Bu, açıkça siyasi tercih meselesi. Yapılan değişikliklerle ilgili kanun teklifimizi sunacağız.

Şeker: İnsanların yaşam tarzına yöenlik tutum olarak algılanıyor

Ali Şeker, “Çözümü gayet basit. Hangi alanlarda kullanılıyorsa o alana yönelik düzenlemelerle önüne geçmesi basit. Bu kadar denetimsiz olması insanın aklına şunu getiriyor. İnsanın yaşam tarzına yönelik tutum olarak algılanıyor. Ölümlerin bu kadar artması kabul edilebilecek bir ye değil. Önüne geçmesinin yolu, önlemeye niyet etmekle başlıyor” dedi.