Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye’nin en büyük iş hacmine sahip elektrik şebeke şirketi olan Yılmaz Elektrik’in konkordato ilan ettiğini, şirketin hizmet verdiği şirketleri ve bu şirketlerin kapsamına değinerek zincirleme bir krizin başlamış olabileceğini yazdı.

Murat Yetkin, kişisel haber analiz blogu YetkinReport’ta bugün yayımlanan yazısında enerji krizinin farklı bir boyutuna dikkat çekti. Türkiye’nin en büyük iş hacmine sahip elektrik şebeke şirketi olan Yılmaz Elektrik’in konkordato ilan ettiğini ifade eden Yetkin, Yılmaz Elektrik’in hizmet verdiği şirketleri ve bu şirketlerin kapsamına değinerek zincirleme bir krizin başlamış olabileceğini söyledi.

Yılmaz Elektrik Enerjisa, Başkent Elektrik (Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Zonguldak), MTA, Gediz Elektrik (İzmir, Manisa), Ayedaş (İstanbul Anadolu Yakası), Toroslar (Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep), Fırat Elektrik (Elâzığ, Malatya, Bingöl, Tunceli), Dicle Elektrik (Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt), Çoruh Elektrik (Trabzon, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) şirketkerine altyapı hizmeti sunuyor. Bu da Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü kapsıyor.

Dağıtım şirketlerinden alacaklarını tahsil edemiyordu

Elektrik kesintilerinin gündemde olduğu bu günlerde enerji krizinin sadece tarifelerdeki fiyat artışlarını içermediğini vurgulayan Yetkin, krizin bir yanının da fiyatlar dışında elektrik akımının sürekliliğinin sağlanmasının olabileceğini ifade etti. Yılmaz Elektrik, elektrik dağıtım şirketlerinden alacaklarını alamadığı için konkordato ilan ettiğini ifade eden Yetkin sözlerine şöyle devam etti:

Yılmaz Elektrik dağıtım şirketlerinden alacaklarını tahsil edemiyordu. Ekonomik krizle birlikte ortaya çıkan fatura tahsilatı sorunu da vardı. Enerji Bakanlığıyla iş yaptığı için ismini vermekten çekinen iş dünyasından bir kaynağım hem dağıtım hem altyapı şirketlerinin döviz krizinin baş gösterdiği 2018’den bu yana düzenli ödeme alamadıklarını. Bunda özelleştirme ihalelerinin dolar üzerinden yapılmış olmasının ve döviz krizinin ekonomik krize dönüşmüş olmasının payı büyük.

Bunun üzerine bir da altyapı şirketlerinin kullandığı ürün maliyetlerinin hem dış hem iç pazarda artışının payını koyunca tablo sürdürülemez hale geliyor. Altyapı şirketleri dağıtım şirketlerinden fiyat farkı talep ediyor. Onlarsa bırakın fiyat farkını, hak edişleri dahi ödemiyorlar; onlar da üretici şirketlere ödeyemiyorlar. Ama devlet üreticilere ödüyor.

BOTAŞ, İran, Merkez Bankası

Yetkin, devamında krizin uluslararası boyutuna da işaret ediyor. Ukrayna’daki krizin ilerleyen dönemde gaz kesintisini getirmesi durumunda Türkiye’deki enerji krizinin daha da derinleşeceğini ifade eden Yetkin, İran’dan gelen gazın geçtiğimiz haftalarda kesintiye uğramasının bu konjoktürden bağımsız olmadığını söyledi.